Zühtü Arslan AYM kararlarının uygulanmamasının bireysel başvuru hakkını zedeleyen 'vahim bir olay' olduğunu söyledi, "Meselelerimizi sadece hukuk zemininde kalmak suretiyle çözmek zorundayız" diye konuştu

Anayasa’nın 153’üncü maddesine göre, Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar. Ancak 2 kez hak ihlali kararı verdiği Can Atalay dosyasında AYM kararı 2 kez uygulanmadı. Dolayısıyla AYM kararları kimseyi bağlamamış oldu. Yüksek Mahkeme’nin Anayasa’nın açık hükmüne rağmen kararlarının uygulanmaması konusunda bir yaptırım gücü yok.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan AYM’nin verdiği kararı uygulayacak merci bulamayınca derdini hukuk öğrencilerine anlattı. Arslan, Anayasa Mahkemesi kararının icra edilmemesinin hiçbir şekilde gerekçesinin olamayacağını belirterek, “Bazı kararlara uyulmaması bireysel başvuru hakkını zedelemektedir” dedi. Anayasa Mahkemesi Basın Müşavirliğinden yapılan açıklamaya göre, Arslan, Yüksek Mahkemede staj gören hukuk fakültesi öğrencileri için düzenlenen sertifika töreninde konuşma yaptı. Hukuk devletinin niteliksel boyutunda akıl, ahlak ve adalet olmak üzere üç temel kavramla karşılaşıldığını dile getiren Arslan, akıl sahibi ve özgür olmanın ahlaki ilkeleri benimsemeyi gerektirdiğini vurguladı.

‘Bireysel başvuru en önemli adımdı’

Arslan, “İnsan olmak, kendimize hak gördüğümüzü başkası için de hak olarak görmeyi, kendimize yapılmasını istemediğimizi başkalarına reva görmemeyi gerektirir” ifadelerini kullandı. Türkiye’de temel hak ve özgürlüklerinin korunması adına atılmış en önemli adımlardan birinin bireysel başvuru olduğuna işaret eden Arslan, bireysel başvuruyla birlikte Anayasa Mahkemesi’ne özgürlükleri koruma ve geliştirme misyonu yüklendiğini, Yüksek Mahkemenin de bu misyonla bireysel başvuruları incelediğini dile getirdi.

‘Kararlara uyulmaması bireysel başvuru hakkını zedeliyor’

Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuruda iş yükünü yönetilebilir düzeyde tutmayı başardığını, bu başvuru yolunu etkili ve başarılı şekilde uyguladığını ifade eden Arslan, “Bazı kararlara uyulmaması bireysel başvuru hakkını zedelemektedir.” diye konuştu.

Bahçeli AYM kararını değersiz, 3. Daire hakimlerini şerefli ilan etti

‘Size öğretilenlerin doğru olduğunu göstermek isterim’

İhlal kararlarının uygulanması konusunda genel olarak bir sorun bulunmadığına işaret eden Arslan, hukuk öğrencilerine “Anayasa Mahkemesi’nce verilen ihlal kararlarına uyulmamasının gerekçesi olarak sunulan iki hususa kısaca değinmek ve size öğretilenlerin doğru olduğunu göstermek isterim. Birincisi, adli ve idari yargı sisteminde nihai ve bağlayıcı kararları verme yetkisinin ilgili yüksek mahkemelere ait olduğu, dolayısıyla kesinleşmiş kararları ortadan kaldırmaya yönelik ihlal kararları verilemeyeceği ileri sürülmektedir. Açıkçası bu görüşün anayasal veya yasal hiçbir dayanağı olmadığı gibi bireysel başvuru kurumunun doğasıyla da bağdaştığı söylenemez” dedi.

‘AYM kararları kesindir, herkesi bağlar’

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, ihlal kararlarına uyulmamasına gerekçe olarak gösterilen gerekçelerden birinin “yorum farklılığı” olduğunu belirterek, “Elbette, yüksek mahkemeler dahil kamu gücü kullanan tüm organlar Anayasa’yı yorumlama yetkisine sahiptir. Ancak bu yorumların yol açtığı uyuşmazlıklar norm denetimi veya bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne taşındığında Anayasa’yı nihai ve bağlayıcı şekilde yorumlayarak uyuşmazlığı karara bağlama yetkisi Anayasa Mahkemesi’ne verilmiştir” diye konuştu.

Anayasa Mahkemesi kararlarının kesin olduğunu vurgulayan Arslan, kararların, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri, herkesi ve her kurumu bağladığına işaret etti.

‘AYM kararının icra edilmemesinin gerekçesi olamaz’

Yüksek Mahkeme’nin kararlarına uyulmamasının gerekçesinin olmayacağını söyleyen Arslan, “Anayasa Mahkemesi, bir konuda karar verdikten ve son sözü söyledikten sonra katılmasak da buna uymak zorundayız. Bir yargı kararına katılmamak farklı, ona uymamak farklıdır. Birincisi meşru, ikincisi ise meşru değildir. Unutmayalım ki mahkeme kararları hatasız veya doğru olduğu yahut beğendiğimiz için değil, mahkeme kararı olduğu için uygulanmak zorundadır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi’nin nihai ve bağlayıcı kararından sonra artık mahkemeler ya da anayasal organlar arasında ortaya çıkabilecek görüş, yorum veya yaklaşım farklılıkları sadece eleştiri konusu olabilir. Ancak bu farklılıklar Anayasa Mahkemesi kararının icra edilmemesinin hiçbir şekilde gerekçesi olamaz.”

‘Anayasal uyuşmazlıkları çözen merci AYM’dir’

Anayasa ve kanunlarda uyuşmazlıkların nasıl karara bağlanacağının öngörüldüğünü, anayasal uyuşmazlıkları çözen merciin Anayasa Mahkemesi olduğunu aktaran Arslan, “Diğer kamu makamlarının konumu, uyuşmazlığın tarafı olmaktan ibarettir. Herhangi bir yargısal uyuşmazlıkta tarafların yorumunun uyuşmazlığı çözen mahkemenin yorumundan üstün olduğu düşünülemeyeceği gibi bunun en temel hukuk mantığıyla bağdaştırılması da mümkün değildir.” dedi.

‘Hukuk zemininde çözmek zorundayız’

Zühtü Arslan, Anayasa’nın hiçbir kurum veya kişiye Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını Anayasa’ya uygunluk konusunda denetleme görevi vermediğini ifade etti.

Bireysel başvuruda verilen ihlal kararlarına uyulmamasıyla verilen zararın, sadece başvurucuların haklarından mahrum bırakılmasıyla sınırlı olmadığını söyleyen Arslan, ihlal kararlarının icra edilmemesinin, bireysel başvuru yolunu etkisiz kılabilecek nitelikte “vahim bir olay” olduğunu vurguladı. Başkan Arslan, “Aklıselimle hareket ederek ihlal kararlarının etkili icrası dahil tüm meselelerimizi sadece hukuk zemininde kalmak suretiyle çözmek zorundayız.” diye konuştu.

Yargıtay Başkanı Akarca: Derin görüş ayrılıklarımız olduğu bir gerçek