İlk geniş katılımlı 1 Mayıs kutlamaları 1976’da Taksim Meydanı’nda yapıldı. Çok sayıda emekçinin toplandığı ve hakkını aradığı meydan, bir sonraki sene Türkiye’nin hafızasına kazınan bir katliama şahit olacaktı.
Önceki yılın coşkusu 1 Mayıs 1977’ye yansımıştı ve emek hareketinin bu denli bir arada olduğu meydana yeniden gitmek isteyenler erkenden yürümeye başlamıştı. Birçok ilden yüz binlerce emekçi gelmiş, halaylarla ve marşlarla alana doğru yürüyordu. Saatler ilerledikçe coşku daha da artıyor, hararetli konuşmalara işçiler alkışlarla ve sloganlarla karşılık veriyordu. Saat 19.00’u gösterdiğinde dönemin DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler de konuşmasının sonuna yaklaşıyordu ki katliamın habercisi olan silah sesleri duyulmaya başlamıştı. İnsanlar kaçışırken Kazancı Yokuşu’nda sıkışanlar oldu. Hayatta kalanlar, başından vurulanlar ve panzer tarafından ezilenler olduğunu anlattı yıllar sonra. DİSK ise 41 kişinin hayatını kaybetmiş olabileceğini belirtiyordu. Bu katliam emekçileri korkutmadı ve 1978’de yine yüz binlerce insan Taksim Meydanı’ndaydı. Artık bu meydanın tarihsel bir anlamı vardı ve 46 yıl sonra dahi acılar ilk günkü kadar taze olacaktı.
1979 yılında ise Sıkıyönetim Komutanlığı İstanbul’da mitinge izin vermedi ve zaten bir sonraki yıl Türkiye bir başka acıyla tanıştı: 12 Eylül 1980 darbesi. Bu darbeden sonra 1 Mayıs da dahil birçok miting, kutlama yasaklandı. 7 yıl sonra ise bin kişilik grup anıta çelenk bırakmak istedi ama sadece vekiller bunu yapabildi. Sonraki yıllarda ise 1 Mayıs, bayram havasından oldukça uzaktı. 1996’da Kadıköy’de yapılan 1 Mayıs kutlamasına 150 bin kişi katıldı ve burada da ateş açıldı. Açılan ateş sonucu Hasan Albayrak, Yalçın Levent ve Dursun Odabaş öldü.
Takvim yaprakları 2009’u gösterdiğinde 1 Mayıs, Meclis’te resmi bayram olarak kabul edildi. Bu yılın 1 Mayıs’ında işçiler yıllarca süren mücadelelerinin sonucunda yeniden Taksim’e ulaşabildi ama yine de gözaltına alınanlar oldu. 2013 yılı ise yine yıllarca sürecek bir yasağın başlangıcıydı ve daha sonra FETÖ’den yargılanacak olan dönemin İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu inşaat gerekçesiyle Taksim’in kutlamalara kapalı olduğunu söyledi. Bu yıldan sonra her 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkmak isteyenler gözaltına alınıyor ve geniş katılımlı mitingler de Maltepe’de yapılıyor.
DİSK ve KESK ise 10 Ağustos 2016’da Taksim Meydanı’nda yapılmak istenen gösteri yürüyüşünün engellenmesi, müdahale sırasında kolluk görevlilerinin orantısız güç kullanması ve bu olaya ilişkin yürütülen soruşturmanın etkili olmaması nedeniyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ile kötü muamele yasağının ihlal edildiği gerekçesiyle AYM’ye başvurmuştu. O başvurunun kararı 12 Ekim’de sonuçlandı, AYM toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Ayrıca kararda 2009, 2010, 2011, 2012 yıllarında Taksim meydanındaki 1 Mayıs kutlamalarına müdahale edilmediği de belirtildi. Bir de Anayasa’nın 34. maddesine de atıf yapıldı: “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.”
Kararı 10Haber’e değerlendiren avukat Necdet Okcan, Anayasa’nın 153. maddesinin son fıkrasının oldukça açık olduğunu vurguladı: “Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.” Herkesin bu kararlara uymak zorunda olduğunu belirten Avukat Okcan, “Nitekim burada da kararın en son giderim kısmında kararın bir örneğinin benzer hak ihlallerinin önlenmesi amacıyla bilgi için İstanbul Valiliği’ne, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne ve İstanbul Başsavcılığı’na gönderilmesine karar verilmiş” dedi. Bunun “Benzer hak ihlallerinin önlenmesi amacıyla bir daha yasaklamayın” anlamına geldiğini ifade eden Avukat Okcan, 1 Mayıs için karar verenin ise İstanbul Valiliği olduğunu hatırlattı:
“Bu yasak kararı üzerine -tabii zaman çok kısa oluyor- İdare Mahkemesi’ne yürütmenin durdurulması için başvurulabilir. AYM kararı gereğince Taksim 1 Mayıs alanıdır deyip sendikalar oraya gitmek isteyebilir. Bir gerilim çıkabilir. Bunun bir örneğini Cumartesi Anneleri’nde gördük.” Cumartesi Anneleri, Yüksek Mahkeme’nin hak ihlali kararına rağmen 2018 yılından bu yana her hafta gözaltına alınıyordu. Ancak 5 Kasım’daki 971. haftada yıllar sonra Galatasaray Meydanı’na karanfil bırakmışlardı.
‘Mahkeme tescil etti’
1 Mayıs yaklaştığında bu kararın yeniden gündeme geleceğine işaret eden Avukat Okcan sözlerini “Mahkeme zaten kararın içeriğinde ‘2009 yılında kanunla 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü ilan edildi. Bundan sonra da 2009-2010-2011 yıllarında 1 Mayıs günlerinde Taksim meydanında toplantılar yapıldı ve bu alandaki toplantılar işçi ve sendika kültürünün bir parçası olarak kabul edildi müdahale edilmedi. Kamu düzeni de bozulmadı. Bundan sonra neden yasakladın?’ demek istiyor aslında. Benzer bir yaklaşımı düşünürsek 2024 1 Mayıs’ının Taksim’de kutlanması gerekiyor. Bu zorunluluk. Mahkeme kararı bunu tescil etmiş durumda. Aksi halde ihlaller devam edecek. Yine gaz ve TOMA ile insanları engellemeye çalışırsa hak ihlali ortaya çıkacak” diyerek noktaladı.
Önümüzdeki 1 Mayıs nerede kutlanacak?
Bu kararın ardından gelecek 1 Mayıs’ın nerede kutlanacağı da kamuoyunun gündeminde. Bu soruya DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu yanıt verdi. 10Haber’e konuşan Çerkezoğlu, mahkemenin Taksim Meydanı’nın 1 Mayıs alanı olduğunu, işçi sınıfının ve DİSK’in iradesini tescillediğini belirtti. Daha önce de AYM ve AİHM kararları olduğunu hatırlatan Çerkezoğlu “Bu son karar gerçekten çok güzel yazılmış. Taksim Meydanı’nın ve 1 Mayıs’ın işçi sınıfı açısından önemine işaret eden bir karar. Engellemenin suç olduğunu da açıkça söyleyen bir karar. Bizim için bu önemli çünkü 1 Mayıs alanı Taksim Meydanı’dır. Özellikle 2013’ten sonra tümüyle hukuksuz ve yasadışı biçimde Taksim’de 1 Mayıs’ımızın kutlanması engelleniyor. Hukuki kazanım önemli” dedi.
Gelecek 1 Mayıs’ın adresini DİSK olarak değerlendireceklerini belirten Çerkezoğlu, şunları söyledi:
“Bizim açımızdan 1 Mayıs Taksim Meydanı’dır. Taksim Meydanı’nın kapatıldığı dönemlerde önümüze çıkarılan engeller karşısında veya başka bir meydanda kutladığımız dönemlerde de bu gerçeği hep ifade ettik. Bizim açımızdan 1 Mayıs alanı Taksim Meydanı’dır bundan asla vazgeçmiyoruz. 1 Mayıs’ı özgürleştirme mücadelesine de devam ettiğimizi ifade ettik. Bu karar bizim açımızdan son derece önemli. Önümüzdeki 1 Mayıs’ı da bu çerçevede değerlendireceğiz ve 1 Mayıs’ı Taksim Meydanı’nda kutlamak için mücadelemizi sürdüreceğiz.”