İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun tarihin en büyük uyuşturucu operasyonu olarak tanımladığı Bataklık Operasyonu kapsamında iki kez gözaltına alınıp serbest bırakılan Uğur Şener hakkında takipsizlik kararı verildiği ortaya çıktı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ‘Cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucu operasyonu’ diye açıkladı.

Bataklık Operasyonu’ndan bahsediyorum.

Hatırlayalım…

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 4 Temmuz 2020’de ‘Bataklık Operasyonu’ olarak adlandırılan operasyonu gerçekleştirerek tüm şüphelileri tutuklamaya sevk etti. Uğur Şener isimli şahsın da malvarlığını aklama suçundan tutuklanması istendi.

Bundan sonraki süreç şöyle gelişti:

Ankara 8. Sulh Ceza Hakimi Eren Şen, 5 Temmuz 2020’de Uğur Şener ve 19 kişiyi mevcut delil durumu nedeniyle tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı. 6 Temmuz 2020’de Savcı Alper Türközmen serbest bırakılma kararına itiraz etti. Ankara 8. Sulh Ceza Hakimi Eren Şen bir gün önce bıraktığı Uğur Şener hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkardı.

16 Temmuz 2020’de Uğur Şener nöbetçi sulh ceza hakimliğinde alınan ifadesinden sonra mevcut delil durumu nedeniyle tekrar serbest bırakıldı.

Bataklık Operasyonu şüphelilerinden Uğur Şener ile ilgili yukarıdaki ayrıntı dikkatiniz çekti mi?
Uğur Şener’i 5 Temmuz’da serbest bırakan ve 6 Temmuz’da tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkartan hakim aynı kişiydi.

Peki, neydi Uğur Şener’e yöneltilen suçlama?

Savcı iddianamesinde uyuşturucu parasının nasıl aklandığını yüzlerce sayfada anlatıyor. Rapor üstüne rapor, 73 sanığın suçuna kanıt olarak sunuluyor.

İddianamede de yazıyor; denizcilik şirketi sahibi bir armatör Ugur Şener. Hakkında gözaltı kararı var. Uyuşturucudan elde edilen gelir onun şirketi üzerinden legalleştiriliyormuş.

Ankara Cumhuriyet Savcısı Alper Türközmen, onu tutuklamaya sevk ederken yazıyor bunları:

“Cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucu operasyonu” dendi, ne uyuşturucu yakalandı ne dava açıldı

Uğur Şener ile Nejat Daş bağlantısı

“Şüpheli Uğur Şener örgüt lideri Nejat Daş ile irtibatlı. Gümrük müfettişleri ve MASAK Başkanlığı raporlarında belirtildiği üzere, şüpheli Uğur Şener’in şirketi aracılığı ile şüpheli gemi alım satım işlemleri bulunuyor. Off-shore hesaplar kullanarak şüpheli işlemlerle sattığı gemide 23.09.2016 tarihinde İspanya’da 20 ton Fas haşhaşı ele geçirildi. Yakalanan gemi serbest bırakıldı ve Türkiye’ye döner dönmez ismi Sibel D. olarak değiştirildi. Ve Nejat Daş isimli şahsın şirketi olan CHS Group şirketine devredildi.”

Özetle, armatör Şener’in örgüt lideri Daş ile ilişkisi resmi raporlara dayandırılıyordu. Ancak tutuklama konusunda elini hiç de korkak alıştırmayan hâkimler bu kadar ağır ithamların yapıldığı Uğur Şener’i serbest bıraktı.

Hakkında bu kadar tespit, rapor ve delil olmayan kişilerin bile kara para aklamaktan cezalandırılması istenirken, Uğur Şener sanki kayırılıyordu.

Sahi nedendi?

Barış Pehlivan ile Barış Terkoğlu’nun Süleyman Soylu’nun röntgenini çektiği, geçtiğimiz hafta okurla buluşan SS kitabından öğreniyoruz.

Pehlivan ve Terkoğlu, şüpheli Şener’in, güçlü bir babanın oğlu olan avukatı sayesinde özgürlüğüne kavuştuğu iddiasını gündeme getiriyordu. O avukat, istifa ettirilen MHP’li HSK üyesi Hamit Kocabey’in oğlu Nizameddin Kocabey’di. Yani, babasının gücünü kullanmakla itham edilen isimdi.

HSK’daki istifa sonrası ‘uyuşturucu borsası’ iddiası tekrar gündeme geldi. Sonra beklenen oldu, mahkeme kararıyla ilgili haberler internet erişiminden kaldırıldı. Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin o yasak kararını inceledik. İlgili haberlerde eski HSK üyesi Hamit Kocabey’in kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçe olarak sunuluyordu.

Peki, mahkeme kararı kimin talebi üzerine verildi?

Kocabey’in avukatının.

Kimdi o avukat?

Kocabey’in oğlu Nizameddin Kocabey.

Yani, babasının nüfuzunu kullanarak çıkar sağladığı iddia edilen avukat, kendisiyle ilgili o haberleri de yine babasının adını kullanarak yasaklattı.

Uğur Şener’e ne mi oldu dersiniz?

16 Haziran 2021’de Uğur Şener ve 23 kişi hakkında takipsizlik kararı verildi. Verilen takipsizlik kararı tüm incelemelerden geçerek kesinleşti.

İçiçleri Bakanı Süleyman Soylu’nun tarihin en büyük uyuşturucu operasyonu diye açıkladığı Bataklık dosyasını soracak olursanız tek bir tutuklu kalmadı.

“Cumhuriyet tarihinin büyük uyuşturucu operasyonu” diye başladı, tek tutuklusu bile kalmadı