Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) başkenti Lefkoşa’da bulunan Dr. Burhan Nalbantoğlu Acil Durum Hastanesi günlerdir yankı uyandıran bir skandalla sarsıldı. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde tedavi gören yedi bebekten biri olan 20 günlük Mihrimah Toymuradov hayatını kaybetti. Diğer bebeklerin de sağlık durumları kötüleşince acil olarak entübe edildiler ve hayatta kalmaları için umutla beklenmeye başlandı.
Yaşanan bu trajedi sonrası hastaneye akın eden bebeklerin aileleri tüyler ürpertici bir iddia ortaya attı. Aileler bebeklerine beslenmeleri için verilen sıvı besin yerine tıbbi alkol verilmiş olabileceğini öne sürdü. Bu korkunç iddia KKTC Sağlık Bakanlığı’nı harekete geçirdi ve Dr. Burhan Nalbantoğlu Acil Durum Hastanesi hakkında derinlemesine bir inceleme başlatıldı.
Yaşanan kayıpların ardından hastane önünde toplanan aileler ve yakınları, çocuklarının başına gelenleri öğrenmeye çalışırken gözyaşları içinde öfkelerini dile getirdiler. Bazı aileler bebeklerine yeterince özen gösterilmediğini iddia ederken, kimileri de hastane yönetiminin ihmalkârlığından dolayı bu trajedinin yaşandığını savundu.
Polis ve Sağlık Bakanlığı inceleme başlattı
Olayın hemen ardından polis, hastanede görevli dört sağlık çalışanını gözaltına alarak soruşturmaya başladı. Konu hakkında açıklama yapan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, olaydan duyduğu derin üzüntüyü belirtti ve bu trajedinin sorumlularının tespit edilmesi için sürecin takipçisi olacağını belirtti. “Kaybettiğimiz evladımıza Allah’tan rahmet, ailesine sabır diliyorum. Diğer bebeklerimizin bir an önce sağlığına kavuşması en büyük temennimiz” diyen Tatar, sürecin Sağlık Bakanlığı ve polis tarafından titizlikle yürütüleceğini vurguladı.
Sağlık Bakanı: Sorumlular cezalandırılacak
KKTC Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek de açıklamasında bu korkunç olayın her yönüyle araştırılacağını ve ihmal varsa sorumluların en ağır şekilde cezalandırılacağını belirtti. Olayın yargıya intikal ettiğini ve sürecin şeffaf bir şekilde ilerleyeceğini ifade eden Dinçyürek, halkın güvenini tekrar kazanmak için gereken her şeyin yapılacağını söyledi.
KKTC’de büyük yankı uyandıran ve Türkiye’deki yenidoğan çetesi skandalını akıllara getiren bu olay ülkenin sağlık sistemine dair önemli bir güven krizi oluşturdu. Aileler çocuklarının hayatlarıyla ilgili bir belirsizlik içinde beklerken, halk bu süreçte olayın her boyutunun açıkça ortaya konulmasını istiyor. Gözler hastane yönetimi, Sağlık Bakanlığı ve yargı sürecinin bu korkunç iddiaları nasıl ele alacağına çevrilmiş durumda.
Yenidoğan çetesi skandalı nedir?
İstanbul’da yenidoğan çetesi olarak bilinen bir suç örgütünün faaliyetleri bebek hastalar üzerinden yürütülen uygunsuz tedavi yöntemleri nedeniyle 47 şüpheliden 22’sinin tutuklanmasıyla sonuçlandı. Bu olay toplumda büyük bir infial yaratırken vatandaşlar çetenin ne olduğu, nasıl işlediği ve hangi hastaneleri kullandığı hakkında bilgi edinmeye çalışıyor.
Yenidoğan bebeklerin çoğu doğum sonrası yoğun bakım ihtiyacı duyuyor. Çete bu durumu istismar ederek bebeklerin tedavi gereksinimlerini kâr elde etmek için bir fırsata dönüştürmüştü. Bebekler uygun sağlık hizmeti sunan hastanelere yönlendirilmek yerine 112 Acil Servis ile işbirliği yapan şüpheliler tarafından belirlenen ve ‘örgüt adına kârlı görünen’ hastanelere gönderiliyordu.
İddianameye göre çetenin amacı bebeklerin sağlığını korumak değil, maddi kazanç elde etmekti. Yenidoğan ünitelerine yatırılan bazı bebekler gereksiz yere uzun süre bu ünitelerde kalıyor veya enfeksiyona açık bir ortamda bulunmaları sebebiyle hayatlarını kaybediyordu. Ayrıca şüphelilerin hastanelerdeki ilaçları usulsüz bir şekilde satıp kazanç sağladığı da belirtiliyor.
Soruşturma kapsamında 112 Acil Çağrı Merkezi çalışanlarıyla işbirliği yaparak bebek acil hastalarını önceden anlaşılan özel hastanelere yönlendirdikleri ve bu hastanelerin yenidoğan ünitelerinde ölümlerine sebep oldukları iddiaları doğrultusunda İstanbul’da dokuz özel hastanenin ruhsatı iptal edildi.