TİHEK, bir vatandaşın rezervasyon talebinin misafir grubunun tamamının erkeklerden oluştuğu gerekçesiyle reddedilmesini cinsiyet temelinde “ayrımcılık” olarak değerlendirerek işletme sahibine 50 bin lira idari para cezası verdi.
TİHEK’in kararına göre, bir vatandaş, arkadaş grubunun tamamının erkek olması nedeniyle piknik alanındaki bir işletmenin rezervasyon talebini kabul etmediği iddiasıyla kuruma başvurdu.
İnceleme kapsamında, muhatap işletmenin sunduğu görüşte, işletmede cinsiyet, ırk, etnik köken, dil ve din gibi temellere dayalı hiçbir ayrımcı muamelede bulunulmadığı, daha önce erkeklerden oluşan bir grubun rezervasyonunun kabul edildiği belirtildi.
Savunmada, tamamı erkeklerden oluşan bir arkadaş grubunun daha önce işletmeden hizmet aldığı sırada diğer müşterileri rahatsız ettiği, bu sebeple 8 kişilik bir grubun daha büyük problemlere yol açabileceği öngörüsüyle başvuranın rezervasyon talebinin kabul edilmediği ileri sürüldü.
İncelemelerde, başvuranın sunduğu WhatsApp yazışmalarının ekran görüntüsünde, vatandaşın talebinin olumsuz karşılandığı ve “bahçemiz aile bahçesidir, iyi günler dilerim.” yanıtının verildiği görüldü.
TİHEK incelemeleri sonucunda, vatandaşın sunulan hizmetten diğer kişilere kıyasla eşit şekilde yararlanmasının engellendiği gerekçesiyle cinsiyet temelinde ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine karar vererek, işletmenin sahibine 50 bin lira idari para cezası uygulanmasına karar verdi.
Kararın gerekçesinden
Kurulun gerekçesinde, 6701 sayılı Kanun’un 3’üncü fıkrasında sayılan ayrımcılık temellerinden birinin de cinsiyet olduğu belirtildi.
Kararda, bir kişinin hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden karşılaştırılabilir durumdakilere kıyasla eşit şekilde yararlanmasını cinsiyeti nedeniyle engelleyen veya zorlaştıran her türlü farklı muamelenin cinsiyet temelinde doğrudan ayrımcılık oluşturduğu vurgulandı.
Başvuranın arkadaş grubunun huzursuzluk yaratabileceğine dair iddianın somut ve objektif bir dayanağının bulunmadığına işaret edilen kararda, piknik alanı işleten muhatabın rezervasyon kabul etmemesinde meşru bir gerekçe bulunmadığı kaydedildi.
