İstanbul’da lise öğrencisi Münevver Karabulut, 3 Mart 2009’da çöp toplayan bir kişi tarafından konteynerde parçalanmış halde bulundu. Adli Tıp Kurumu yaptığı incelemede Münevver’in başının gövdesinden ayrılmadan önce bıçaklandığını daha sonra da öldürüldüğünü tespit etti. Cinayet kamuoyunda duyulunca büyük tepkilere neden oldu ve cinayetin şüphelisi olarak saptanan Cem Garipoğlu’nun 6 aylık firar dönemi boyunca olay gündemden düşmedi.
Türkiye’nin birçok noktasında protestolar düzenlenirken İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde katil zanlısının yakalanması için özel bir ekip kuruldu. Ayrıca zanlının Türkiye dışında da Interpol tarafından kırmızı bültenle arandı. 17 Eylül 2009’da ise Cem Garipoğlu İstanbul’da polis ekiplerine teslim oldu. 26 Şubat 2010’da başlayan, Münevver’in ailesinin şikayetçi olduğu davada ise 7 sanık yargılandı. Cinayeti işlediği iddiasıyla Cem Garipoğlu ve babası Nida Garipoğlu, “suç delillerini yok etmek” iddiasıyla annesi Makbule Garipoğlu, Cem Garipoğlu’nu sakladığı iddiasıyla amcası Hayyam Garipoğlu, “suçluyu kayırmak” iddiasıyla Habib Kurt, Mehmet Karakayalı, Ahmet Batur.
Dava sonucunda Cem Garipoğlu 24 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Annesi ve amcasına da üçer yıl hapis cezası verilirken babası ise beraat etti. Bu sonuçtan sonra gündemi sarsan bir olay daha yaşandı. Cem Garipoğlu tutuklandıktan 4 yıl sonra tek başına kaldığı odada ölü bulundu. Kamuoyuna yapılan açıklamada Cem Garipoğlu’nun kendini asarak intihar ettiği yönünde oldu. Ancak Cem Garipoğlu’nun ölümü kamuoyunda şüpheli bulunsa da herhangi bir işlem yapılmadı ta ki 10 ay öncesine kadar.
İlk kez ‘mezarı açılsın’ talebi
Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, avukatı Dr Rezan Epözdemir aracılığı ile 10 ay önce ilk kez mezarının açılması talebiyle suç duyurusunda bulundu. Yapılan ilk başvuru savcılık tarafından “kovuşturmaya yer olmadığına” kanaat getirilerek reddedildi. Habertürk’ten Mustafa Şekeroğlu’nun haberine göre, Cem Garipoğlu’nun mezarının açılması talebini reddeden savcılık, Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’nce yapılan incelemede ölen kişiden alınan DNA profili ile Cem Garipoğlu’nun anne ve babasından alınan DNA örnekleri arasında yüzde 99.99 uyum olduğunu belirtti.
Bunun üzerine Avukat Epözdemir, bu kez ret kararına itiraz ederek şikâyet dilekçesini verdi. Epözdemir’in 3 ay önce üst mahkemeye yaptığı bu itiraz başvurusu da sonuçlandı ve üst mahkeme Cem Garipoğlu’nun mezarının açılmasına izin vermeyerek takipsizlik kararı verdi.