ABD istihbarat kuruluşu CIA 15 Ağustos 1984’te PKK’nın Eruh baskınından dört ay sonra 13 Aralık 1984’te dünya genelinde Terörizm İncelemesi adlı bir gizli rapor hazırladı. Raporda Türkiye’deki şiddet olaylarına ilişkin ilginç tespitler yer aldı. 1970’lerin sonunda Türkiye’de başlayan şiddet olaylarının analizinin de yer aldığı çalışmada geleceğe yönelik yorumlar yapıldı.
Alevileri ‘Türk azınlık’ olarak gören CIA’in çalışmasında “Türkiye’nin doğusunda yoğunlaşan ve nüfusun belki de yüzde 15’ini oluşturan Alevi topluluğu da bir diğer önemli azınlıktır. Hem Sünni hem de Şii doktrininin yanı sıra Şamanizm ve Hıristiyanlık unsurlarından da yararlanan bir İslam versiyonunu uygulayan etnik Türkler olan Aleviler çoğunluktaki Sünnilerin şüphe, hoşgörüsüzlük ve açık düşmanlığıyla karşılaşıyor. Şiddet bu gruplar arasında sık sık alevlenmektedir” dendi.
‘Başarıya ulaştığına inanmıyoruz’
12 Eylül darbesinden sonraki operasyonlar ve gözaltıların Türkiye’deki terör faaliyetlerini yok ettiğini düşünmediklerini belirten CIA raporunda “Geçen kasım ayında (1983 Kasım ayı) sona eren üç yıllık askeri yönetim döneminde şiddet olaylarında ciddi bir azalma yaşanmasına ve bir dizi gizli terörist grup çökertilmesine rağmen Türkiye’nin teröre son verme çabalarının başarıya ulaştığına inanmıyoruz” görüşü yer aldı.
CIA: Azınlık sorunları gerginliklere katkıda bulundu
Özellikle PKK’nın silahlı saldırılarıyla gün yüzüne çıkan Kürt sorunuyla ilgili de CIA raporunda “Türkiye’nin ciddi azınlık sorunları da gerginliklere katkıda bulunmuştur. Güneydoğu illerinde yaşayan ve radikal sol gruplara eleman temininde etnik Türklerden (Aleviler) sonra ikinci sırada yer alan Kürtler en sorunlu kesim. Nüfusun en az yüzde 10’unu oluşturan bu topluluğun yabancılaşması büyük ölçüde Kürt dilini, edebiyatını ve etnik örgütlenme faaliyetlerini yasaklayan Türk yasalarından kaynaklanmaktadır. Aslında Türk yetkililer bir Kürt azınlığın varlığını inkar etmektedir” dendi.
CIA: Şiddet kademeli olarak artacak
Türkiye’de şiddet sarmalının kademeli olarak artacağı belirtilen çalışmada “Dış desteğin (yabancı ülkelerin desteği) ortadan kaldırılması Türkiye’deki terörizmi durdurmayacaktır. Bize göre Türkiye’deki terörizminin kökleri son otuz yılda meydana gelen kapsamlı demografik, ekonomik ve sosyolojik değişikliklere dayanmaktadır. Ortaya çıkan sorunlarla (işsizlik, adaletsiz toprak ve gelir dağılımı, aşırı vergilendirilmiş kentsel tesisler ve iltihaplanmış dini ve etnik gerilimler) başa çıkmada önemli gelişmeler sağlanana kadar terörizm tehdit olmaya devam edecektir. Şiddetin kademeli olarak canlanmasını bekliyoruz, ancak önümüzdeki bir ya da iki yıl içinde siyasi istikrarı tehdit edecek kadar ciddi boyutlara ulaşmasını beklemiyoruz” tespiti yapıldı.
‘Kürt sorunu dış manipülasyona açık’
Kürt sorunun dış manipülasyona açık olduğu, o dönem Saddam yönetiminin Kuzey Irak’taki Kürtlere kısmı özerklik verme kararının Türk subayları içinde rahatsızlık yarattığı şöyle anlatıldı:
“Kürt sorunu Türkiye’nin güneydoğusundaki Kürtlerin yoğunluğu ve Suriye, Irak ve İran’daki ırkdaşlarıyla sınır ötesi bağları göz önüne alındığında yabancı manipülasyonuna en açık sorundur. Kürt örgütleri daha aktif hale gelmiştir. Türk subaylarının son zamanlarda özellikle de Bağdat’ın bu yılın başlarında Türkiye’nin güney sınırı boyunca Irak’taki Kürt aşiretlere sınırlı özerklik verme kararı nedeniyle Kürt sorunu konusunda daha endişeli oldukları bildiriliyor. (CIA tarafından kesilmiş) Türkiye’nin endişelerinin haklı olduğu görülüyor. Basında çıkan haberlere ve hükümet açıklamalarına göre Ağustos ayı ortalarında Kürt gerillalar (PKK) Türkiye’nin doğusundaki bazı şehirlere baskınlar düzenledi. Çok sayıda jandarma görevlisi öldürüldü ya da yaralandı.”