Gaziantep’te yaşayan Enis Tataroğlu ilkokul çağlarında Almanya’dan gelen komşularından aldığı Almanca masal kitabı okumaya başladı. Okuduğunu anlamayınca komşularına soran Tataroğlu bu sayede dil öğrenmeye yöneldi. Çocuk yaşlarda yabancı kaynakları sözlükle anlamaya çalışan Tataroğlu yaşı ilerlediğinde tıp, tarih, müzik ve edebiyat alanlarında farklı dillerde araştırma yapmaya başladı. Tataroğlu her araştırmasında yeni bir dil öğrenme ihtiyacı duydu. Böylece İngilizce, Almanca, Fransızca, Felemenkçe, İtalyanca, İspanyolca, İsveççe, Yunanca, Norveçce, Danca, eski Yugoslavya’nın dilleri, Hırvatça, Sırpça, Boşnakça, Rusça, Yunanca, Latince, Japonca, Ermenice, Farsça dahil tam 44 dil öğrendi. Mesleğinin 22’nci yılında hala diller üzerine araştırma yapan Tataroğlu bilmediği dillerle ilgili de araştırma yapıyor.
Almancayı masal kitabından, Fransızcayı şarkılardan öğrendi! Bu adam 44 dil biliyorhttps://t.co/1Ci6h1BIq3 pic.twitter.com/IMxi6wztrQ
— Demirören Haber Ajansı (@dhainternet) October 24, 2023
‘Almanca masal kitabıyla başladım’
Tataroğlu ilk öğrendiği dilin Almanca olduğunu, dil serüvenine gurbetçi vatandaşlardan temin ettiği Almanca masal kitaplarıyla başladığını söyledi. Çalışmasının daha sonra tarih, tıp ve müzik eserlerinin orijinal dilde kaynak taramasıyla sürdüğünü, sürecin böylece tutkuya dönüştüğünü söyleyen Tataroğlu “Dil serüvenim 1988’de Almanya’dan Türkiye’ye kesin dönüş yapan gurbetçilerimizden kitap temin etmek suretiyle başladı. İlk Almanca kitabım da resimli bir Almanca masal kitabıydı. Türk çocuklarına resimlerle Almanca öğretmeyi amaçlıyordu. Ben de Almancaya bu masalla başladım. Almancayı geliştirdikten sonra babam İngilizcenin daha faydalı bir dil olduğunu söyledi ve beni bu alana yönlendirdi. Yine bir gün Fransızca müzik dinlerken bu dile de ilgim başladı. Her dilin bende bir öyküsü var ve ilgi alanlarım arttıkça yeni bir dile yöneldim” dedi.
‘Edebi eserleri okuyorum’
Tataroğlu öğrendiği dilleri zihninde aktif tutmak için sürekli orijinal dilinde edebi eser okuyup yabancı müzik dinlediğini söyledi. Öğrendiği 44 dilin yanı sıra 23 dilde de çalışmalarının sürdüğünü anlatan Tataroğlu “Edebiyata çok ilgim olduğu için öğrendiğim dilleri zihnimde aktif kılmak için sürekli orijinal dilinde edebiyat eseri, roman okudum. Sürekli yabancı müzik dinledim ve öğrencilerime de sürekli bunu tavsiye ettim. Rus edebiyatına çok bağlıyım. Rusça konuştuğumuz bir grubumuz var. Orada edebi eserleri Rusça tetkik ederiz. 1988’den bu yana dil çalışıyorum. 44 dil öğrendim, hali hazırda 23 dil için de çalışmamı sürdürüyorum” dedi.
‘İnanmak istemiyorlar’
Tataroğlu kendisine inanmayacakları ya da o dilleri pek az bildiğini düşünecekleri için 44 dil bildiğini kimselere söylemediğini anlattı. Artık teknolojinin geliştiğini, inanmayanların çeviri programları kanalıyla bildiği dilleri test edebileceğini söyleyen Tataroğlu “Açıkçası kimseye bildiğim dillerden bahsetmezdim. Çünkü çoğu inanmaz ya da üç beş kelime biliyor sadece diye düşünür, derdim. Şimdi internet, akıllı telefon olduğu için bu dillere vakıf olduğumu çeviri programları aracılığıyla da test edebilir dileyenler. Ama 44 dil bildiğimi duyan haklı olarak şaşkınlık içinde kalıyor, nitekim çoğu inanmak istemiyor” dedi.
‘Öğretmenlik benim kutsalım’
Tataroğlu “Maddiyat benim için hep en son şey oldu. Çoğu ‘Bu kadar dil biliyorsun neden halen öğretmenlik yapıyorsun’ diyor. Burada öğrencilerimin bir gülüşü, onların bir günaydını beni çok daha mutlu ediyor. Bunun verdiği mutluluğu hiçbir maddiyat karşılayamaz. Öğretmenlik tarif edilemez bir mutluluk. Öğretmenliğin kutsal bir atmosferi olduğunu düşünüyorum. Bildiğim dilleri konuşmanın yanı sıra 23 dili de öğrenmeye çalışıyorum. Özellikle şu anda Uzak Doğu dillerine yöneldim. Tayca, Kmerce, Hintçe, Urduca, Çince gibi dillere yöneldim ve çalışmalar yapıyorum” diye konuştu.
‘Hocamız farklı bir zeka yapısına sahip’
Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmeni Elif Öztürk meslektaşı Enis Tataroğlu’nun farklı bir zeka yapısına sahip olduğunu söylüyor: “Enis hocamız okulumuzun İngilizce öğretmeni. Yaklaşık iki yıldır birlikte çalışıyoruz. Sadece belirli kelimeleri bildiğini düşünüyorduk ilk zamanlar. Konuştukça gördük ki hocamız tüm dillerin gramerine hakim ve akıcı bir şekilde konuşabiliyor. Sadece konuşmak değil o dillerin akademik makalelerine de hakim. Enis hocanın farklı bir karakteristik yapısı var. Kendi aramızda örneğin psikoloji üzerine bir şey konuşuyorsak hocamız hemen dahil olup o alanda yazılmış eserlerden, kitabi bilimsel bilgilerden bahsedebiliyor. Branşım gereği şunu dahi düşünüyorum, hocamızın çok farklı bir zeka türü var. Bugün hiçbir ön hazırlık yapmadan bir cümle belirledik ve bunu tüm dillerde çevirmesini istedik. Çeviri programında test edince hepimiz bir kez daha şaşırdık. İnanmıyorduk ilk başta, ama hocamız bu dilleri gerçekten biliyor.”