Edirne’nin Uzunköprü ilçesinden İstanbul Halkalı’ya gitmek üzere 8 Temmuz 2018’de yola çıkan TCDD treni Çorlu’da devrildi. Trende 362 yolcu vardı. Personelden de altı kişi. Kazada tam 25 kişi öldü: Ersen Gül, Serhat Şahin, Melek Tuna, Ayşe Başaran, Ergün Kerpiç, Hakan Sel, Oğuz Arda Sel, Özge Nur Dikmen, Gülce Dikmen, Sena Köse, İrfan Kurt, Mavinur Tiflizden, Bahar Koçman, Yağmur Laçin, Özcan Cesur, Derya Kurtuluş, Beren Kurtuluş, Emel Duman, Bihter Bilgin, Ömer Alperen Can, Seyfi Ergül, Zübeyde Seven, Gani Kartal ve Rubize Kartal.
Başta bir iki makinistin üstüne yıkılır gibi olan davada suçlu listesi onca mücadeleden, başvurudan sonra nihayet az çok genişledi. TCDD 1’inci Bölge Müdürlüğü Halkalı 14’üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü’nde müdür olarak görev yapan Turgut Kurt, Çerkezköy Yol Bakım Şefliği’nde çalışan Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Yol Bakım Şefliği’nde Hat Bakım ve Onarım Memuru Celaleddin Çabuk ile TCDD bünyesinde çalışan ve mayıs ayındaki yıllık umumi muayene raporunda imzası bulunan Köprüler Şefi Çetin Yıldırım hakkında ‘Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak’ suçundan ikişer yıldan 15’er yıla kadar hapis cezası istemiyle Çorlu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Ama hiçbiri tutuklu değil.
Duruşma ertelendi
Öte yandan faciadan 14 ay sonra TCDD’nin Taşımacılık genel müdürüyken görevden alınan Veysi Kurt, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Resmi Gazete’de yayımlanan kararıyla TCDD genel müdürlüğü görevine getirildi.
Bugün davada karar duruşmasının görülmesi bekleniyordu. Duruşma yapıldı ama yine karar çıkmadı ve 25 Nisan’a ertelendi. Katliamda yakınlarını kaybedenler duruşmanın görüleceği salonun önüne yürüdü. Her duruşmada olduğu gibi açıklama yapan ailelerin gündeminde Veysi Kurt vardı. Basın açıklamasını okuyan Bihter Bilgin’in annesi Zeliha Bilgin “TCDD’nin eksikliklerini, yol bekçisinden tutun da iptal edilen yol bakım ihalelerini, altyapıdan bihaber personelini, müdürünü, şefini beş buçuk yıldır hep anlattık. Tüm delillere rağmen üst düzeye ulaşamadık” dedi.
Dört gün önce zamanın bölge müdürü Veysi Kurt’un tekrar TCDD Müdürlüğüne atandığını hatırlatan Oğuz Arda Sel’in annesi Mısra Öz ise “Bunu yapan bu ülkenin iktidarıdır, Cumhurbaşkanıdır. Bunu mahkeme salonlarına getiremeyen bu adalet saraylarındaki savcılar, hakimlerdir. TCDD yöneticileri, bürokratlar bir kez olsun sorgulanmamışken bugün bu davada bizim karşımızda ceza almaları gerekliydi. Biz bunu göremedik” diye konuştu.
Özgür Özel de ailelerle birlikteydi
CHP lideri Özgür Özel karar çıkması beklenen duruşmaya ailelerle birlikte katıldı. Mısra Öz’ün ardından bir konuşma yapan Özel, ailelerin davayı ısrarla takip etmesinin nedenini “Bundan sonra yaşanacak benzer bir faciaya engel olayım da ben yandım, başka analar yanmasın, başka evlatlar yanmasın, başka gencecik canlar toprağa düşmesin diye geliyorlar” sözleriyle açıkladı.
‘Mafya filmlerindeki gibi semboller üzerinden konuşuyoruz’
“Normalde zaten bugün karar vermeyecek olsa bunu avukatlara söyler, ‘Şöyle bir engelim var. 2 ay sonraya erteleyeceğim’ der. Bu insanlara bu kadar zulmetmez. Köylerinden, evlerinden kalkıp yaşlı gözleriyle, bastonlarıyla, acılarıyla buraya gelip bu insanlara yoklamayı alıp ‘2 ay sonraya erteledim’ demek vicdansızlıktır, korkaklıktır” diyen Özel, 25 Nisan günü daha kalabalık olacaklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da çağrıda bulunan Özel, kendisinin dava salonuna girerek tarafını belli ettiğini belirterek “Sen de 25 Nisan günü gel. Madem bu davayla bu kadar ilgilisin. Bu dava yüzünden görevden alınan genel müdürü terfi ettirerek Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü’ne dört gün önce açıklıyorsun. Madem mafya filmlerindeki gibi semboller üzerinden konuşuyoruz. Sen diyorsun ya heyete, ‘Ben katilime bile sahip çıkarım. Onu sana yargılatmam. Hatta dört gün önce terfi ettiririm, tarafım’ budur diyorsun ya. Ben bugün tarafımı belli ettim” dedi.
Özel konuşmasını şu sözlerle noktaladı:
“Esas meselenin sorumluları olarak en önde oturun. Bu ailelerin gözünün içine bakın ve ‘Bizim tarafımız bu’ deyin . Şunu bilin ki, ezenle ezilen karşı karşıyaysa ezilenden tarafız. Ciğeri yananla o ciğerleri yakanlar karşı karşıyaysa ciğeri yananlar tarafız. Bir mağdur varsa mağdurdan tarafız. Sen görülüyor ki hem bu mağdurların hem de bu tedbirler alınmadığı için yanacak diğer canların analarının, babalarının karşısındasın. Benim için senin karşında olmak namus ve şeref borcudur. Sonuna kadar bu tarafta duracağım. Eninde sonunda senden de bütün katillerden de Soma’nın katillerinden de Hendek’in katillerinden de Pamukova’nın katillerinden de Afyon patlamasının katillerinden de teker teker hesap soracağız. Bundan sonra bizim tarafımız belli, senin tarafın da belli oldu. Bu kararın 25 Nisan’a bırakılmasındaki esas mevzuyu da biliyoruz. Kararı seçimden sonraya kaçırıyorsun. Bu kararı seçimden önce verip de toplumun senin ne yaptığını görüp sandıkta senden hesap sorulacağını biliyorsun. Ondan korkuyorsun. Yapacağınız rezillik ortaya çıktı. Sandıktan sonraya kararı kaçırıyorsun. İstediğin yere kadar kaç. Ben bu annelerle birlikte seni kovalamaya devam edeceğim.”