Türkiye’deki orta sınıfın yazlık ev ve kırsal alanda ev merakının artması, bu alanda konut arzının son derece kısıtlı, fiyatların da yüksek olması, bu arada salgın döneminde imarsız da olsa kırsal alanlarda tarlaların ve diğer arsaların şehirliler tarafından rağbet görmesi, yıllar önce TLC ve CNBC-e gibi kanallardaki konsept programlardan aşina olduğumuz ‘küçük ev’ furyasının Türkiye’de yaygınlaşmasına yol açtı.
Çanakkale, Edirne, Sapanca başta olmak üzere birçok yerde alınan imarsız arsalara ‘tiny house’ denen bazıları yasalardaki bir boşluktan yararlanmak amacıyla tekerlekli, yani sanki bir karavanmış izlenimi de veren küçük evler konduruldu.
İş o kadar enteresan boyuta geldi ki bazı arsa sahipleri arasında arsalarını parça parça bölüp birden fazla tiny house çekerek kiralamaya başlayanlar bile var. İmarsız bu arsaların kanalizasyon, elektrik ve su sorununu ise teknoloji yoluyla çözen de kaçak bir şekilde ilçenin altyapısına bağlantı kurduran da var. Sadece hafta sonları yeşil bir alanda ailesiyle konaklayıp kafa dağıtmak için kullananların sayısı da hatırı sayılır miktarda.
Ufacık evler üzerinden hukuk, turizm, kentleşme tartışması
Bu tekerlekli küçük evlere rağbetin bu kadar artması ise hem hukuk, hem kentleşme, hem de tarım tartışması çıkarmış durumda.
Birçok ilde bu uygulamanın tarım arazilerinin tarım dışı kullanılması nedeniyle tarımsal üretimi baltalayacağı, turizm açısından dezavantaj yaratacağı, kentlerin ve köylerin imar dokusunun bozulacağını söyleyen sivil toplum kuruluşları da var, bunun vatandaşın hakkı olduğunu belirten de. Turizm açısından önem taşıyan şehirlerde bu tiny houseların otel ve pansiyon müşterilerini ‘çalacağı’ endişesi de bazı iş insanlarınca dile getiriliyor.
Bu arsakondular çoğalıp tartışmalar daha da hararetlenince valilikler de devreye girdi.
Edirne Valiliği’nin ardından Çanakkale’de de ‘tiny house’lar için adım atıldı. Bozcaada, Türkiye’nin popüler turizm destinasyonlarından biri olarak bilinirken, tiny house’lar için getirilen yasaklar gündeme oturdu. Yasak kararı sonrası, Bozcaada’daki tiny house’lar mühürlenmeye başlandı. Belediye yetkilileri, bu taşınabilir yapıların su ve elektrik hizmetlerinin kesileceğini ve daha önceden bağlananların da iptal edileceğini duyurdu.
Asıl soru bu: Araç mı ev mi?
Bozcaada’da olanlar meselenin hukuki boyutunu anlamak açısından önemli çünkü ortada bir muamma var: bu yapılar ev mi araç mı? tiny houseların tekabül ettiği bu yasal boşluğu ciddiye alan Bozcaada Belediyesi, adanın geleceğini belirlemek amacıyla, 1/1000 ve 1/5000 Koruma Amaçlı İmar Planı çalışmalarını belediye personeli, meclis üyeleri, avukatlar ve konunun uzmanlarıyla birlikte değerlendiriyor.
Haziran ayında yapılacak ilk halk toplantısında bu gelişmelerin paylaşılacağı belirtilen açıklamada, adayı etkileyen ‘Tiny House’ ve konteyner evlerin hukuki durumu ve belediyenin yaklaşımı da şöyle ifade edildi:
“3194 sayılı İmar Kanunu, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu gibi yasal mevzuatlar çerçevesinde, tarım arazilerinde izinsiz olarak ikamet veya ticari amaçla kullanılan bu yapıların uzun süreli olarak konuşlandırılması ve kullanılması kesinlikle yasaktır.”
Tinyhouseçuları sevindiren mahkeme kararı
Ama elbette konunun hukuki boyutunda başka muammalar da var: Tekerleksiz, sabit ‘tiny house’lar ise İmar Kanunu bakımından ‘yapı’ niteliğinde kabul ediliyor.
Peki, tekerlekli olanlar ne olacak? Bunlara ruhsat, plaka veriliyor.
Yani 40 m2 küçük evi andıran yapılara altında tekerlek var diye araç ruhsatı veriliyor.
Ancak yine yasada tarım arazisine tarım yapılmasını engelleyecek şekilde tekerlekli tiny house konulamaz deniyor. Valilikler ve belediyeler de ‘tarım engelleme’ maddesinden yola çıkarak bu yapıları yıkıyor, mühürlüyor. Ancak tiny house sahiplerinin de elleri armut toplamıyor.
İzmir’in Seferihisar ilçesinde, tekerlekli bir tiny house için ruhsatsız olduğu gerekçesiyle verilen yıkım kararı mahkeme tarafından iptal edildi. Tiny house sahipleri de bu kararı emsal kabul ederek hukuk mücadelesi vermeye hazırlanıyor. Çünkü İzmir’deki bu davayı müvekkili adına kazanan avukata göre hukuki durum şöyle: “Mahkemenin kararında söz konusu evin Motorsuz Araç Karayolları Trafik Yönetmeliği’ne tabi tekerlekli çekme karavan olması nedeniyle İmar Kanunu’nda bahsi geçen ruhsata tabi yapı ya da bina olmadığını belirtti. Bu yapılar taşınmaz değil taşınır bir yapıdır. Bu nedenle mahkeme hem belediyenin uyguladığı para cezasını hem de yıkım kararını iptal etti. Çünkü imar kanunu, taşınır yapıdaki yapılar için geçerlidir. Vatandaşlarımız bu yapıları gönül rahatlığıyla arazilerine ve arsalarına koyabilir.”
Yetkililer ile tiny housecular karşı karşıya
Edirne’de olanlar ise meselenin daha ne kadar büyüyebileceğinin işaretini veriyor çünkü orada adeta bir modern gecekondu yıkımı kavgası koptu/kopuyor. İl Özel İdaresi ve İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Danişment köyünde 19 dönüm tarım arazisi üzerine kurulu, içerisinde 30 “tiny house” bulunan tarlaya gitti. Araziye giden yolu araçlarıyla kapatan “tiny house” sahipleri, alandan ayrılmayacaklarını, araçlarını da çekmeyeceklerini ifade etti. Bunun üzerine ekipler, yan tarladan iş makineleri yardımıyla açtıkları yolla araziye girdi.
Alandaki “tiny house”ların mobil olmadıkları, elektrik, su ve tuvalet bağlantılarının yapılarak “yapı” haline getirildiği görüldü. Vinç yardımıyla yerinden alınarak tırlara yüklenen “tiny house”lar, sahiplerinin teslim alması için Koruklu köyünde belirlenen alana götürüldü.
“Tiny house” sahiplerinden 5’inin yapıları alandan çıkaracaklarına dair daha önce taahhüt verdiği, kaldırma çalışmasının başlamasıyla taahhüt veren kişi sayısının arttığı öğrenildi. Bölgedeki izinsiz yapıları kaldırma çalışmalarının süreceği belirtildi. Üstelik İl Özel İdaresi, yıkımı engelleyen ev sahipleriyle ilgili savcılığa şikayette bulundu. Kentte herkes bunu konuşur oldu.
Edirne Ziraat Odası Başkanlığı da basın toplantısı düzenledi. Toplantıda ziraat odaları başkanları adına konuşan Edirne Ziraat Odası Başkanı Arabacı, kentin ülkenin çeltik ve ayçiçeği üretiminde birinci sırada yer aldığını söyleyerek, tarım arazilerine izinsiz konulan ‘tiny house’ adlı taşınabilir evlerin çevresel dengenin bozulmasına yol açtığını söyledi.
Neden bu kadar rağbet görüyor?
Bu evlerin popülasyonundaki büyük artışın nedeni elbette ekonomik. Ülkede büyükşehirlerden orta halli bir evin fiyatıyla Monako’da müstakil, bahçeli bir konutun bedeli birbirine eşit olunca, tiny houselar daha da cazip hale geldi. Peki bu evler ne kadar? 1+1 tiny house fiyatları 800 bin lira ile 1 milyon 100 bin lira arasında değişiyor. 2+1 Tiny House fiyatı, sabit veya tekerlekli olmasına göre değişiklik gösteriyor. Bu fiyatlar, ortalama fiyatlar olup, özel siparişlerde veya farklı özelliklerde değişiyor. 1+1 tiny house fiyatları 1 milyon 200 bin lira ile 1 milyon 500 bin lira arasında gidip geliyor. Aynı şekilde 3+1 Tiny House fiyatı, tekerlekli veya sabit olmasına göre değişiklik gösterebiliyor. Bu evlerde kullanılan malzeme genel olarak ahşap olmakla beraber bazı modellerde kompozit ek parçalar da oluyor.