Nuh Mete Yüksel kendi dönemine damga vuran bir savcıydı. Yürüttüğü soruşturmalarla hem İslamcı kesimin hem de sol kesimin tepki gösterdiği bir isim oldu.
Nuh Mete Yüksel’in en bilinen soruşturması Fethullah Gülen’le ilgiliydi. Nuh Mete Yüksel, 2000 yılında Gülen hakkında terör örgütü lideri olmak suçlamasıyla iddianame hazırladı. Yüksel, örgütün haritasını çıkararak “Bu yöntem ve yapılanma ile örgüt, ilk 10 yıl içinde TSK içerisinde söz sahibi olacağı bir konuma gelmeyi planlamaktadır” ifadelerini kullanmıştı.
Fethullah Gülen’e açtığı bu soruşturma sonrası 2002 yılında Nuh Mete Yüksel’in bir kadınla cinsel içerikli görüntüleri servis edildi. Bu olaydan sonra Nuh Mete Yüksel görevden alınmıştı. Bu kaset olayının Fethullahçı yapı tarafından organize edildiğini, cemaatin yayın organı olan Zaman’ın eski sahibi Abdullah Kaya ifadesinde söyledi.
28 milli görüşçü hakkında soruşturma
Milliyetçi kimliği ile bilinen Nuh Mete Yüksel kapatılan Refah Partisi ve devamı olan Fazilet Partisi yöneticileriyle ilgili de birçok dava açtı. Ankara DGM Eski Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel, 1997 yılı Ağustos ayında Milli Gençlik Vakfı şubelerine yönelik başlattığı soruşturmayı tamamlayarak 28 sanık hakkında dava açarken, aynı konuyla ilgili olarak haklarında soruşturma başlatılan, kapatılan Refah Partisi’nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan, genel başkan eski yardımcısı Şevket Kazan, eski genel sekreter Oğuzhan Asiltürk, Fazilet Partisi Diyarbakır Milletvekili Ömer Vehbi Hatipoğlu ve Fazilet Partisi Bitlis Milletvekili Zeki Ergezen hakkındaki soruşturma dosyalarını ayırmıştı.
Erdoğan’a tutuklama istedi
Nuh Mete Yüksel Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 1993 yılında Refah Partisi il başkanı iken Rize’de yaptığı konuşmaya da 2002 yılında soruşturma açmıştı. Erdoğan için tutuklama talebinde bulunan Yüksel’in bu talebi yerine getirilmemişti. Soruşturma devam ederken Yüksel görevden alınmıştı.
Öte yandan 28 Şubat döneminde de çok sayıda soruşturma yürüten Nuh Mete Yüksel, Merve Kavakçı hakkında başörtüsü ile TBMM’ye girdiği gerekçesiyle de soruşturma açmıştı.
Alman vakıflarına dava
Nuh Mete Yüksel 2002 yılında silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Ankara Üniversitesi öğretim üyelerinden Dr. Necip Hablemitoğlu`nun “Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası” adlı kitabını da delil olarak göstermiş ve 8’i Alman 15 sanık hakkında 8’er yıldan 15’er yıla kadar ağır hapis cezası istemişti.
Açılan davada Konrad Adenauer Vakfı, Heinrich Böll Vakfı, Frederich Ebert Vakfı, Frederich Naumann Vakfı, Orient Enstitüsü, FİAN gibi Alman Vakıflarının yanında Türkiye’den de Helsinki Yurttaşlar Derneği, İnsan Hakları Derneği gibi kuruluşların da yargılanması talep edilmişti.
Altınbaş’ı öldüren polisleri hapishaneye uğurladı
Nuh Mete Yüksel, Hacettepe Üniversitesi öğrencisi Birtan Altınbaş’ın 1991’de işkenceyle öldürülmesine ilişkin dosyanın savcısıydı.
Altınbaş’ın ölümüne ilişkin Ankara Başsavcılığı, ayrı bir soruşturma başlatırken, Yüksel bu soruşturmaya el koymuş ve şüpheli polisler hakkında takipsizlik kararı vermişti. Karara yapılan itirazların ardından sanıklar ancak 7 yıl sonra yargılanmaya başladı. 17 yıllık dava sürecinin ardından Altınbaş’ı işkenceyle öldürmek suçundan mahkum olan 4 polisi, cezaevine uğurlayanlar arasında Nuh Mete Yüksel de yer almıştı.
FETÖ davası sanığının avukatlığını yaptı
Savcılık görevini bıraktıktan sonra avukatlık yapmaya başlayan Nuh Mete Yüksel 15 Temmuz 2016 tarihinden sonra dikkat çeken bir ismin avukatlığını yaptı. Nu Mete Yüksel FETÖ’den tutuklanan işinsanı Sami Çoban’ın avukatlığını üstlendi. Kendisine gelen tepkiler üzerine açıklama yapan Nuh Mete Yüksel müvekkilinin itirafçı olduğunu söylemişti.
