Hatay Dikmece'de vatandaşlar tarım arazilerine TOKİ'nin deprem konutları yapmasına karşı çıkıyor. Bir vatandaş ise tepkisini "Deprem olduğunda bu kadar asker gelseydi şu an binlerce insan yaşıyor olurdu” sözleriyle dile getirdi.

6 Şubat merkezli depremlerin en fazla zarar verdiği illerden olan Hatay, acele kamulaştırma kararı nedeniyle gergin. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nca (TOKİ) konut yapılması planlanan Hatay Antakya’ya bağlı Dikmece Köyü’nde uygulamaya koyulan acele kamulaştırma kararına halk tepki gösteriyor. Ancak bu tarım arazilerine önceki gün jandarma eşliğinde iş makineleri girdi. Dün de TOMA ve jandarma eşliğinde ekiplerin bu alana girmesine halk karşı çıktı.

Cumhuriyet’ten Cengiz Karagöz’ün haberine göre; Dikmece sakinlerinden Hasan Özgün, tarım arazilerine el konulmasına karşı çıkıyor ve “Biz burada hukuksuzluğa karşı mücadele ediyoruz. Zeytinliklerimizi teslim etmeyeceğiz. Burada asırlık zeytin ağaçlarımız var bunları yok etmeye çalışıyorlar” diyor. Kendilerine müdahale edilirken biber gazı kullanıldığına dikkat çeken Özgün, “Arazilerimize sahip çıkıyoruz diye karşımıza asker ve polis yığdılar. Şimdi o askerler kesmek istedikleri zeytin ağaçlarının gölgesinde dinleniyor. Deprem olduğunda bu kadar asker gelseydi şu an binlerce insan yaşıyor olurdu” sözleriyle anlatıyor tepkisini.

Bölge sakinlerinden Cafer Tuner ise neden karşı olduklarını şu sözlerle açıkladı:

“Burada yaşayan insanlar üreterek geçiniyor. Biz kamulaştırmaya karşı değiliz ancak bizim elimizden topraklarımızın neredeyse hepsini almak istiyorlar. Belli bir kısmını alsalar kimsenin bir şey diyeceği yok ancak bu insanların elinden toprağını alırsan hiçbir şeyi kalmaz.”

YSP Milletvekili Burcugül Çubuk da Dikmece’deki tarım arazilerine el konulmasına karşı çıktı. Çubuk sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Depremden sonra Hatay’ı unutan devlet bugün Dikmece’de köylülerin zeytinliklerine el koymaya çalışıyor. TOMA ile zeytinliklerini savunan köylülere saldırıyorlar. Akbelen’de, Cudi’de ormanlarını ve Dikmece’de zeytinliklerini savunan köylülerin yanındayız. Sermayeye yaşam alanlarımızı bırakmayacağız” dedi.

Akbelen’den Türkevleri’ne iki köyün öyküsü: Aralarında 40 yıl, 20 km ve ‘kader’ ortaklığı var