FETÖ'nün lideri Fethullah Gülen'in ardından methiyeler düzen Economist'in yazısı tepki çekti. Kimileri "Kendinize Gandhi yaratamayacaksınız" diye tepki gösterirken kimileri de FETÖ'nün insan hakları ihlallerinden bahsedilmemesine dikkat çekti.

Fethullahçı Terör Örgütü FETÖ lideri Fethullah Gülen’in ölüm haberi dünya basınında da geniş yer buldu. Amerika’dan İngiltere’ye, Almanya’dan Yunanistan’a birçok gazete ve haber kuruluşu Gülen’in hayat hikayesini anlatan yazılar kaleme aldı. Bu yazılar içinde en dikkat çekeni İngiltere’nin önde gelen ekonomi dergilerinden The Economist’in yayınladığı “Fethullah Gülen Türkiye’yi en incelikli yöntemlerle dönüştürmeye çalıştı” yazısı oldu. Başlığın hemen altına da Gülen’in “alim, öğretmen ve aktivist” olduğu notu düşüldü. 

Yazının giriş kısmında Gülen’in Pensilvanya’nın ormanlık Poconos Dağları’ndaki malikanesindeki yaşamına değinildi. Hayatını malikanenin lüks odalarında değil yan binadaki iki odada geçirdiği söylendi. Üstüne bir de “Ne kadar mütevazı ve sade bir yaşam sürüyordu!” vurgusu yapıldı. Diğer bazı gazeteler gibi The Economist de Gülen’in “Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan sonraki en güçlü ikinci adamı” olduğunu yazdı.

Çalınan sınav sorularını görmezden gelip akademik hayatlarının ‘başarısı’ndan bahsetti

Economist yazısının devamında FETÖ sayesinde “kırsal bölgelerde okulların çoğaldığını ve yurtların arttığını” yazdı ve ekledi: “(FETÖ) zirveyi gördüğünde hem Türkiye’de, hem de yurt dışında iki bin okul ve yurdu vardı. Bu inanılmaz yayılmanın kendi zekası ya da enerjisiyle hiçbir ilgisi olmadığını söyler dururdu. Sahip oldukları kendine ve Türkiye’ye Allah’ın bir armağanıydı.”

Dergi bu okulların “çok iyi olduğunu” öyle ki “ailelerin çocukları listeye sokabilmek için birbiriyle savaştığını” yazdı. “Mezunları devlet memurluğu, ordu ve hükümet işleri için yapılan sınavlardan hızla geçiyordu” diyen dergi, bunun sebebinin soruların çalınması olduğunu açıklama gereği duymadan, sebebin “mezun olan her ‘altın neslin’ bir sonrakine yardımcı olması olduğunu” iddia etti.

Fethullahçıların devlet içinde sahip olduğu gücün çok büyük olduğunu söyleyen dergi “devlet içinde devlet” oluşturduklarını yazdı. FETÖ’cüler için en çok kullanılan kelimelerin “karanlık, opak ve gizli” olduğunu söyleyen dergiye göre Gülen destekçilerine “sadece ışığı getirdi.” Fethullahçıların “çoğulcu, barış ve temiz bir hükümet için çalıştığını” iddia eden dergi Gülen’in “demokrasiye, serbest piyasaya ve ifade özgürlüğüne inandığını” yazdı.

Gülen’in 15 Temmuz 2016 darbesiyle bağlantısı olduğunu reddettiği konuşmalara yer veren dergi, yazının devamında aynen şu cümleyi kurdu: “Aklı bilgide ve ahengin ilahi nefesinde olan, bir çocuk kadar yumuşak kalpli, nezakete önem veren ve hayatında bir kez bile namazını kaçırmamış bir alim nasıl olur da böyle bir çatışmanın içinde yer alırdı?”

Yazı son olarak şu sözlerle bitiyor: “İktidarda gözü olmadığında ısrarcı olmasına rağmen Poconos’taki müritleri ayaklarına kapandığında ya da tabağındaki artıklar için kavga ettiğinde istifini bozmuyordu. O onların lideri ve Mesih’iydi. Türkiye’nin de Mesih’i olabilirdi.”

Hem yurtiçinden hem yurtdışından tepkiler yağdı

Bu yazı hem Türkiye’de hem de yurtdışında tepkiyle karşılandı. Bazıları “Bu hikayeden size yeni Gandhi çıkmaz, boşuna uğraşmayın” diye dergiye tepki gösterirken bir sosyal medya kullanıcısı “Adamlardaki lobiye bak. Fethullah kim aktivist kim? Fakirlerin çocuklarını bedava yurtla bedava dershaneyle ucuz evle kandırıp kendi kitaplarını okumaya zorlayan ve onları askeriye polis vs kademelere yerleştirip himmet adı altında haraca bağlayan kendine bağlı milyonlar yaratan bir tarikat lideridir” diye çıkıştı. Derginin başka tarikat liderlerine de böyle methiyeler döşeyip döşemediği sorgulandı.

SEB Gelişmekte Olan Piyasalar (EM) Baş Stratejisti Erik Meyersson Economist’in yazısını paylaşarak “Gülen’in Erdoğan’la arası bozulmadan önceki insan hakları ihlallerine karışmış olması konusunda şaşırtıcı şekilde sessiz” dedi. Başka bir yabancı da “Aydınlık mı karanlık mı? Bu ikilem Gülen’in nüfuzu konusundaki kutuplaşmış görüşlerin bir yansıması. Gizlilikten beslenen bir örgüte gerçekten güvenebilir miyiz” diye sorguladı. 

Economist’in sosyal medya platformu Instagram’da dün yaptığı paylaşımın ardından tepkiler daha da büyüdü. Paylaşımın altında birçok kişi “O CIA ajanıydı. Başka bir şey değil. Türkiye’nin en güçlü adamı da hâlâ Mustafa Kemal Atatürk” gibi yorumlar yapıldı. Bazıları dergiyi FETÖ’den fonlanmakla suçladı.

Dünya Fethullah Gülen’i böyle gördü: Müttefikiydi, bugün bir numaralı düşmanı