Ayhan Yılmaz 25 yılını yerin metrelerce altında, karanlık dehlizlerde geçirmiş, tozlu yolları adımlamış bir madenciydi. Özel bir maden şirketinde yıllarca çalışmış sonunda emekli olmuştu. Ancak emeklilik Yılmaz için huzurlu bir dinlenme dönemi olmadı. ‘Hayat şartları’ onu yeniden madenlere, bu sefer kaçak ocaklara sürükledi. Üç yetişkin çocuğu olan Yılmaz, geçimini sağlamak için yeniden yerin altına inmeyi göze almıştı.
Ancak 54 yaşındaki Ayhan Yılmaz, dün saat 12:00 sıralarında kaçak ocakta meydana gelen göçükte mahsur kaldı. Daha sonra madencinin cansız bedenine ulaşıldı.
Akrabası Kamil Arslan ”Özel sektörden emekli oldu. Çocukları evli, büyükler. 25 yıllık ocak geçmişi var. Bu madende ne kadardır çalıştığını bilmiyorum. Emekli olduktan sonra kaçak ocaklarda da çalıştı” diye anlatırken, onun bu kararı almak zorunda kalışının arkasındaki ekonomik sıkıntılara da değiniyordu.
Olayın ardından başlatılan soruşturmada kaçak ocağın sahibi T.K. polis tarafından gözaltına alındı. Ancak bu gözaltı Ayhan Yılmaz gibi pek çok madencinin hayatını kaybettiği bu sistemin bir parçası olan kaçak ocak sorununu çözmeye yetmiyor. Emekli olmuş bir madencinin, hayatını tehlikeye atarak çalışmak zorunda kaldığı koşullar bir kez daha görüldü.
Ancak Yılmaz’ın ölümü Zonguldak’ta yaşanan ilk trajedi değil ve bu gidişle son da olmayacak gibi görünüyor. Kaçak ocaklar, daha kaç can alacak kaç ailenin ocağına ateş düşürecek bilinmez. Ancak bir gerçek var ki yerin metrelerce altındaki karanlık -bu düzen değişmedikçe- daha pek çok madenciyi yutmaya devam edecek.
Türkiye’de geçen yıl en az 1929 kişi iş kazalarında öldü. Eurostat verilerine göre Türkiye Avrupa’da en fazla işçi ölümü yaşanan ülke. Hele maden kazası ölümlerinde ‘lider’ ülkelerden. 2007-2012 yılları arası verileri esas alan bir araştırmaya göre her bir milyon ton kömür başına kazalarda Türkiye’de ABD’den 23, Hindistan’dan 3,6 kat daha fazla insan ölüyor. Madencilikle uğraşan ülkelerde yeni teknolojilerle kazalar azalırken Türkiye’de durum tam tersi yönde ilerliyor.