Emniyetteki kriz Ayhan Bora Kaplan suç örgütü davasının iki numaralı sanığı ve gizli tanık Serdar Sertçelik’in elektronik kelepçeli olmasına rağmen yurtdışına kaçmasıyla ayyuka çıktı. Sertçelik yurtdışına kaçtıktan sonra gizli tanık ifadesinin Ankara Emniyeti’nden üst düzey isimler tarafından oluşturulduğunu, AK Partili isimleri hedef göstermesinin istendiğini iddia etmişti.
Bunun üzerine Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner ve yardımcısı Şevket Demircan açığa alındı. İddialarda adı geçen Ankara Emniyet Müdürlüğü’ndeki üç kamu görevlisi hakkında geçenlerde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma başlatıldı.
Evleri aranan Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Öner ve yardımcısı Şevket Demircan gözaltına alındı. Ankara Organize Şube Müdürü Kerem Gökay Öner ifadesinin ardından 16 Mayıs Perşembe akşamı serbest bırakıldı.
Soruşturma sürerken aralarında rütbeli polislerin de olduğu yedi şüpheli dün tutuklandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı yedi kişinin “tanığı etkilemeye teşebbüs,” “göreve ilişkin sırrın açıklanması” ve “suçluyu kayırma” suçlarından tutuklandığını bildirdi.
Bugün Sözcü’den İsmail Saymaz, Hürriyet’ten Mesut Hasan Benli ve Sabah’tan İlker Turak parça parça Kerem Gökay Öner’in ifadesini yazdılar.
Gazeteci İsmail Saymaz’ın Sözcü’deki köşesinde yer verdiği bilgilere göre Öner 15 Mayıs’ta Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek ifade vermek istedi. Ancak Öner’in ifadesi Jandarma Terörle Mücadele Dairesi’nde alındı. Gerekçe olarak “Soruşturmanın niteliği, gözaltı işlemleri, soruşturmanın hızlı ve etkili yürütülmesi” gösterildi.
Saymaz “Oysa gerçekte Savcılık Emniyet’e, MİT de Savcılığa güvenmediği için bu yol tercih edildi” diye yazdı. Öner ifadesinde Kaplan soruşturmasında devre dışı bırakılmaya çalışıldığını anlatarak Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç’i işaret etti. Öner gizli tanık Serdar Sertçelik’in ifadesinin alınması için Emniyet’te gizli oda kurulduğunu da anlattı.
Öner 11 sayfalık ifadesinde Ayhan Bora Kaplan soruşturmasının nasıl başladığını şöyle anlattı:
“İstihbarat Şube Müdürü Gökhan Yücel şubeye gelerek Kaplan’ın akşam Almanya’ya gideceğini, biletinin tek yönlü olduğunu, yurt dışına kaçma ihtimali bulunduğunu, yakalanmasının uygun olacağını belirtti. Çelik Ankara Başsavcılığı ile ilgili yazışmaların hazırlanması talimatı verdi. Savcı ‘Gelin, yüz yüze anlatın’ dedi. Savcılıkta açık dosyası yoktu. Yücel konuyu bize aksettirdiğinde Çelik ‘Ayhan Bora Kaplan suç örgütüdür. Türkiye genelinde karıştığı birçok suç var’ dedi. Yücel acele etmemiz gerektiğini vurgulayarak ‘Uçuş saatine yetişmemiz lazım’ dedi. Başsavcı vekili yurtdışına kaçma eyleminin delil olmayacağını beyan etti. Çelik şüphelilerin daha önce olaylara karıştığını, müşteki olabilecek bir şahsı tanıdığını, bu şahsa örgüt üyelerince işkence yapıldığını söyledi. Gözaltı süresinde delillerin sağlıklı toplanabileceğini söyledi. Çelik, Kaplan’ın yurtdışına çıkması halinde ‘Bu şahsı kaçırdılar’ deneceğini söyledi. Çelik Emniyet’e gidip operasyon için organizasyonu kuracağını söyledi. Gelmemi istemedi. Özellikle adliyede beklememi, operasyona dahil olmamamı istedi. Bir saat sonra bir komiser arayarak Kaplan’ın yakalandığını söyledi.”
Öner “Organize’den sorumlu İl Emniyet müdür yardımcısının operasyona katıldığını gördünüz mü” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Sosyal medya görüntülerinden Murat Çelik müdürün operasyona katıldığını gördüm. Görev yaptığım sürece bir müdürün bir operasyona katıldığını görmedim. ABK’nın yakalanmasında görevlendirmeler Murat Çelik müdürün sözlü talimatıyla gerçekleştirilmiştir.”
Dosyayı Demircan üstünden yürüttü
Soruşturmaya ilişkin talimatları bizzat Çelik’in verdiğini belirten Öner “Tüm dosyayı Şevket Demircan üstünden yürüttü. Ayhan Bora Kaplan ilk gözaltına alındığında akşam saatlerinde odaya girdim. Ayhan Bora Kaplan ayakta değildi, masada çay içtiğini gördüm. Bu duruma çok şaşırdım” diye konuştu.
Kaplan’ın İzmir’de ifade verirken polis memurlarının rüşvet aldığı öne sürülürken Öner şu iddiada bulundu:
“Görevlendirmeleri İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik yapmıştır. Murat Çelik’in odasına gittim, İzmir’de görevlendirilen personelle ilgili sorun mu olduğunu sordum. Sorun olduğunu, sorunu kendisinin bildiğini, görevlendirilen memurların hata yaptığını, hatayı bildiğini söyledi. Basından öğrendiğim kadarıyla suç örgütü soruşturmasında gizli tanıkların açık kimlik bilgilerinin İzmir’e görevlendirilen polis memurları tarafından ABK’nın avukatına 300 bin dolar karşılığında verildiğini öğrendim.”
Murat Çelik firara şaşırmadı
Gizli tanığın hakkında uygulanan elektronik kelepçe ve ev hapsi şeklinde adli kontrolü ihlal etmesine ilişkin olarak da Öner “Sertçelik’in adli kontrol tedbirini ihlal ettiğine ilişkin herhangi bir kurumdan resmi ya da gayri resmi bildirim almadım” dedi. Sertçelik’in ikinci kez gözaltına alınmaması üzerine gelişen firar sürecini de detaylarıyla anlatan Öner “Bu durumu Murat Çelik’e ilettiğimde kendisi hiç şaşırmadı ve tepki vermedi. ‘Nasıl ya, öyle mi’ şeklinde bana soru sordu. Bana şüphelinin yakalanmasına yönelik derhal harekete geçmem konusunda talimat vermedi” dedi.
Sorguda savcının “Serdar Sertçelik firar ettikten sonra hakkında yakalama kararı mevcut iken GBT sorgusuna takılıp hakkında yakalama kararı bulunduğu konusunda şube müdürlüğünüze herhangi bir bildirim geldi mi” sorusuna da Öner “Bildiğim kadarıyla Serdar Sertçelik’in hakkında yakalama kararı bulunurken GBT sorgusuna yakalandığına dair bir bildirim gelmedi” yanıtı verdi.
Sertçelik nasıl M7 oldu
Öner, Sertçelik’in nasıl gizli tanık yapıldığını da şöyle anlattı: “Serdar Sertçelik Türkiye’ye geldikten sonra şüpheli U.G. isimli komiser odama gelerek ‘Abi şahıs bazı beyanlarda bulanacakmış, savcının aranması gerekiyormuş’ dedi. Ben de hangi sebeple aranacağını sorduğumda ‘Orasını bilmiyorum, Şevket müdür biliyor’ dedi. Şevket Demircan Organize Şube Müdürlüğü’nde odasının karşısında bir görüşme odası ayarladı. Bu odada ABK suç örgütü kapsamında alınan şahıslarla mülakat yapıldığını U.G. komiser bana söyledi. Gizli tanık tedbiri uygulandığını sonra öğrendim.”
Engin Dinç’i işaret etti
Öner “Gizli tanık işlemleriyle ilgili size bilgi verilmedi mi” sorusuna “Her aşamada verilmedi. Talimatları Çelik verdi. Tüm dosyayı Demircan üstünden yürüttü. Rahatsızlıklarımı Çelik’e ilettim. Memurlarla toplantı düzenledim. Benden habersiz işlem yapmayacaklarına dair uyarıda bulundum” diye yanıt verdi.
Öner yardımcısı Demircan’ın Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç tarafından yetkilendirildiğini söyledi. Bu yüzden Demircan’la alt-üst ilişkisinde sorunlar yaşadığını belirtti. Demircan’ın kendisini bilgi sızdırmakla suçladığı iddia ederek şöyle dedi:
“Bana ‘Hiçbir şey yolunda gitmiyor abi’ diye sesini yükseltince ‘Bilgi sızdırdığımı mı ima ediyorsun’ dedim. Kendisi için ‘Engin Dinç müdürün tetikçisisin’ şeklinde sözler söyleyip söylemediğimi sordu.”
KOM Başkanı’na bildirdi
Öner ifadesinde kendisini dışlayan Çelik ve Demircan’dan şüphelendiğini söylüyor. Emniyet’te bulunmadığı zamanlarda kimlerle görüştüğünü tespit etmek için gece Demircan’ın odasına gittiğini anlatıyor. Gece odada Müdür Yardımcısı R.A. ve polis T.E. ile görüşürken bulduğunu kaydediyor. Daha sonra T.E.’nin görev yerinin değiştiğini ifade ediyor.
Öner “Görev yeri değişikliği talebinde bulundunuz mu” sorusuna şöyle yanıt verdi:
“İlk önce sorunun kaynağı olarak gördüğüm Çelik ile görüştüm. Olay Dinç’e iletildi. Bu, Kaplan örgütüne yönelik birinci dalgada bilgim dışında görevlendirmelere ilişkin oldu. İzinli olduğum vakitlerde Çelik’in talimatıyla Demircan tarafından Organize’ye personel alındığını fark ettim. Birinin FETÖ’ye iltisaklı olduğunu fark edip gönderdim.”
Öner bir gün Dinç’in makamında Çelik’le tartıştıklarını ifade ederek şunları söyledi:
“Dinç sorunun ne olduğunu sordu. Kaplan tahkikatında bilgim dışında işler yapıldığını ilettim. Çelik’le sözlü tartıştık. Dinç ikimizi de susturdu. Görevi bırakmak istediğimi söyledim. Dinç sorun istemediğini söyledi. Çelik’e ‘Biraz geride kal, müdürümüz işlerini yürütsün’ dedi. Ancak düzelme olmamasından dolayı KOM Daire Başkanı Şükrü Yaman ile görüştüm. Sıkıntılarımı anlatırken Dinç’ten telefon geldi. Teknik Büro Amirliği’ne yaptığım görevlendirmede Komiser V.Y.’yi tercih etmememden dolayı sesini yükseltti, telefonu yüzüme kapattı. Başkan beye görev yerimin ivedi değiştirilmesi talebinde bulundum.”