Suriye’de Esad yönetiminin devrilmesinden sonra Şam’da hakimiyeti alan Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) öncülüğündeki yeni iktidar ile ilgili dünyanın önünde iki öncelikli soru var. 1 – Yeni yönetim Suriye’de birliği sağlayabilecek mi? 2- Yeni yönetimin rejimi ne olacak?
İlk soruyla ilgili dünyadaki yetkili makamlardan ilk belirgin cümleler Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan geldi. Fidan yanıtı verme konusunda sadece Türkiye’de değil dünyada da referans kabul edilebilecek bir isim çünkü Türkiye an itibarıyla yeni Şam yönetimiyle ilk yakın ilişkisini kanıtlamış durumda.
Hafta içinde HTŞ lideri Golani’nin MİT Başkanı İbrahim Kalın’ı direksiyonunda olduğu araçla Emevi Camii’ne götürmesi dünya basınında da geniş yankı uyandırmıştı. Başka bir deyişle Ankara Şam yönetimi ile doğrudan yakın temasta olan ilk başkent ve birinci elden aldığı bilgilerle konuşabilecek durumda. Hakan Fidan’ın NTV’den Seda Öğretir’in sorularına verdiği yanıtlar bu bakımdan düşünüldüğünde daha fazla önem atfedilebilir durumda.
Fidan, terör örgütü PKK’nun Suriye kolu YPG ile ilgili yeni dönemde ne düşündüğünü şöyle özetledi: “Yeni bir Suriye var ve toprak bütünlüğünü sağlama konusunda da kararlı olacak. Suriyeli muhaliflerin yıllardır rejime karşı savaştılar, inanılmaz zulümlere ve kayıplara maruz kalmışlar ve şimdi vatanlarını tekrar alıyorlar. Tabii ki ülkenin bütünlüğünü sağlama yolunda adım atacaklar. Onun için (PKK/YPG) Tel Rıfat ve Münbiç’ten koridorlar açılıp çıkıp gittiler. Bundan sonra olacak olan şu; Şam’daki yönetimin kendi milli bütünlüğünü, toprak bütünlüğünü sağlamak için atacağı adımlar neticesinde YPG’nin artık çok bir zemin bulamayacağını düşünüyoruz. YPG’nin elimine edilmesi, ortadan kaldırılması bizim stratejik hedefimiz. Yani ya bunlar kendilerini fesheder ya feshedilirler yani yok olurlar. Burada belli parametreler var o parametreleri belki ifade etmek faydalı olur diye düşünüyorum. Birincisi ifade ettiğim gibi yani biz her ne kadar imkan ve kabiliyetlerimiz buna müsait olsa da ilk etapta Suriye’deki kardeşlerimizin kendi toprak bütünlüğünü, milli bütünlüğünü sağlamayla ilgili atacağı adımlarla bu tehdidi bertaraf etmesine yönelik adımlarını bekleyeceğiz. Diğer taraftan yani burada özellikle YPG elimine edilirken bölgenin kadim şehirlerinde yaşayan orada yüzyıllardır Kürtlere bir zarar gelmemesi lazım çünkü YPG’nin Araplara yaptığı, Kürtlere yaptığı zulüm her zaman için ortada. Onları baskı ile el altında tutuyor. Sivil halkın, Kürtlerin Araplara, Arapların Kürtlere bir tazyikinin olmaması lazım. Yeni yönetimin bu konuda dikkatli olması lazım.”
YPG için nasıl bir son öngörüldüğü konusunda ayrıntılı bildiler veren Fidan şunları anlattı: “Birinci aşamada bir an önce YPG/PKK’nın içerisinde bulunan Suriye’deki Suriyeli olmayan uluslararası terörist savaşçı statüsünde olan unsurların ülkeyi terk etmesi. Türkiye’den, İran’dan, Irak’tan ve Avrupa’dan gelen PKK kadrolarının ülkeyi terk etmeleri gerekiyor. İkinci aşamada YPG’nin bütün komuta kademesinin, Suriyeli olanların da ülkeyi terk etmesi gerekiyor. Daha sonra PKK’lı olmayan kadroların yeni yönetimle bir anlayış birliği içerisinde silahlarını bırakarak, normal hayatlarına dönerek artık milli, eşitlikçi Suriye içerisinde hayatlarına devam etmeleri gerekiyor.”
“Artık sahada bizden bağımsız bir aktör var, Suriye’nin artık milli bir hakim hükümeti var” diyen Fidan’ın bu sözlerinde YPG’ye karşı Türkiye’nin artık bölgede yalnız olmamasının rahatlığının işaretleri vardı. Fidan devamında sözünü şöyle bağladı: “Bunlar YPG’yi de tanımaz, başka güç de tanımazlar gelir kendi toprağını, egemenliğini geri alır. Gelsin dışarıdan, Türkiye’den, Irak’tan, İran’dan, Avrupa’dan PKK’lılar, otursunlar petrol kuyularının başına, bunu kaçakçılarla Kuzey Irak’a göndersinler, ondan sonra bunu satıp ceplerine para atsınlar bunu hiç kimse kabul etmez.”