Hatay Antakya'da her gün başka bir olay yaşanıyor. Bu kez de sağlam kalmış nadir evlerden olan Antik Kent sitesi villalarını yıkmaya kalktılar. Ekiplerin ruhsatsız olduğu gerekçesiyle yıkmaya kalktığı evlerin hepsinin ruhsatı mevcut.

6 Şubat depremlerinin üstünden bir buçuk yıl geçti ancak depremlerin etkileri daha dün gibi hissedilmeye devam ediyor. Hala sayısını bile bilmediğimiz bir sürü insan bin bir türlü sorunla mücadele etmek zorunda. Hatay’da, Kahramanmaraş’ta, Gaziantep’te, Adana’da ve depremden etkilenen her il ve bölgede depremin getirdiği problemler güncelliğini koruyor. Kendini sürekli yenileyen ve yeni sorunlar üreten hayat şartları Hatay’daki vatandaşları evlerinden vuruyor.

Duvar Gazetesi’nden Burcu Özkaya Günaydın’ın haberine göre Hatay Antakya’da bulunan Antik Kent Sitesi’nde bazı evler tebligat gönderilmediği halde yıkılmak istendi. Ne ağır hasarlı ne de rezerv alanında olan evlerin neden yıkılmak istendiğini öğrenmek isteyen ev sahipleri valiye ulaşarak yıkımı durdurmayı başardı.

Yangınlar bitmiyor: Yine Hatay, yine konteyner kentHatay’ın Antakya ilçesi Ekinci mahallesinde bulunan Antik Kent Sitesi’ndeki bazı villalar, rezerv alanda olmamasına rağmen 2 Ağustos’ta saat 18.00 civarı kepçe gönderilerek yıkılmak istendi. Evlerin ruhsatın olmaması gerekçe gösterilen yıkım villa sahiplerinin valiliğe ulaşmasıyla durduruldu.

Valilik, belediyenin ruhsatı Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne bildirmemesinden dolayı hata olduğunu söyledi.

Evi bekçi kurtarmış

Antik Kent sitesinde mülk sahibi olanlardan biri de Ali Ceylan. Ceylan deprem sonrası orta hasarlı olan evini tadilat ettirmek için ruhsatını alıp tadilatını bitirdi ancak henüz yerleşmedi. Geçen hafta siteye gelen yıkım ekipleri ruhsatı bulunmasına rağmen ruhsatı olmadığını iddia ettikleri Ceylan’a ait olan evi yıkmak istedi.

Yıkım ekiplerinin geldiğinden site bekçisinin kendisini aramasıyla haberi olan Ceylan “Benim evim rezerv alanda değil. Orta hasarlı, tadilat ruhsatı aldım, tadilatını bitirdim ama daha geçmedim. Yıkım ekibi geldiğinde bekçi aradı. Ben de valiyle görüştüm, durumu anlattım. Belediye, ruhsatı Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne bildirmediği için hata olduğu söylendi. Böyle hata mı olur, deli olacağım. Bekçi olmasa ev yıkılmıştı. Ev yıkıldıktan sonra ne olacaktı?” dedi.

Aynı problemi yaşayan çok fazla kişi olduğunu söyleyen Ceylan yıkım ekiplerinin evlerin ruhsatlı olup olmadığına, tadilat yapılıp yapılmadığına ya da rezerv alanında olup olmadığına bakmadıklarını, ev sahibi o an evde değilse o evin yıkıldığına dikkat çekti.

‘Ya evimiz yıkılsaydı ne olacaktı?’

Aynı dertten muzdarip olan bir başka isim İsmail Saraç’tı. Yıkım ekipleri aynı gün aynı ‘ruhsat yok’ gerekçesiyle sitede evi olan Saraç’ın evini de yıkmak istedi. Olmadığı iddia edilen tadilat ruhsatını alabilmek için 700 bin TL ödeme yaptığını söyleyen Saraç “Bekçinin haber vermesiyle haberimiz oldu. Valiliği arayıp yıkımı durdurduk. Bizim tanıdığımız olmasa ya da valiye ulaşamasaydık ne olacaktı? Belediye ve AFAD arasında koordinasyon sorunu olduğu belirtildi. Böyle bir hata kabul edilemez” dedi ve “Ya evimiz yıkılsaydı ne olacaktı?” diye sordu.

‘Bu işin yanlışlığı olur mu?’

Bir başka mağdur Agop Çapar’ın evi Antakya Zenginler Mahallesi’nde. Çapar da tıpkı Ali Ceylan ve İsmail Saraç gibi binası için tadilat ruhsatını aldı. Tadilatını da bitiren Çapar’ın binasına geçtiğimiz günlerde üç gün içerisinde bina boşaltma tebligatı geldi. Tesadüf eseri bir tanıdığının tebligatın asıldığını görmesiyle durumdan haberi olan Çapar “Ben binamın tadilatını bitirdim. Şu an Samandağ Batıayaz’da kalıyorum. Binadan karot örneği alındı, bu işin uzmanı mühendis de baktı. Tanıdığım tesadüfen görmese tebligattan haberimiz olmayacak, üç gün sonra da yıkacaklar. Ruhsatlı olduğunu söyleyip tebligatı yapıştırtmadık. Böyle bir şey olabilir mi? Binada nöbet mi tutalım? Depremden birkaç ay sonra bina yıkım süreçlerinde de birçok sağlam binayı ‘yanlışlıkla’ yıktılar. Bu işin yanlışlığı olur mu?” dedi.

Burcu Özkaya Günaydın da iddialar için Çevre ve Şehircilik İl Müdürü İsmail Ceylan’ı aradı. Ceylan da Günaydın’a yıkım işlerine İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nün (AFAD) baktığını söyledi. Bunun üzerine AFAD’ı arayan Günaydın’ın telefonuna açan olmadı.

Antakya depremi: Betonun yarısı çalınmasa 219 kişi bugün hayatta olurdu