Yerel seçimlerin yapıldığı 31 Mart’ta İstanbul’un Fatih ilçesinde bulunduğu evin penceresinden havaya ateş açan Serhat Kahyaoğlu, komşularının şikayeti üzerine gözaltına alındı. Gözaltı sırasında ağır şekilde dövülen Kahyaoğlu, hayatını kaybetti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine Adli Tıp Kurumu’nun yaptığı incelemede, polis işkencesi belgelendi. Ancak raporda, Kahyaoğlu’nun kesin ölüm sebebinin belirlenemediği ifade edildi.
Seçim gecesi arkadaşı N.G. ile birlikte bulunduğu evin penceresinden havaya ateş açan Kahyaoğlu’nu gözaltına almak için gelen ekiplerle arasında arbede yaşandı. Gözaltı işlemi yapmaya gelen polisler, Kahyaoğlu’na tekme, yumruk ve silah kabzasıyla vurdu. Kahyaoğlu’yla birlikte gözaltına alınan N.G., olayı şöyle anlattı: “Evden aşağı indirdiklerinde Serhat’ı darp ettiklerini gördüm. Çok ağır şekilde darp ediyorlardı. Serhat ‘vurmayın’ diye bağırıyordu.”
Dövülerek polis aracına bindirilen Kahyaoğlu, Samatya Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Bu sırada hayatını kaybeden Kahyaoğlu’nun cansız bedeni “İntihar etti” denilerek hastaneye bırakıldı. Aynı hastaneye götürülen N.G., “Benim bulunduğum yere 15 dakika sonra Serhat’ı getirdiklerinde Serhat ölmüştü. Kalbi durmuştu. 3 polis karga tulumba sürükleyerek getirdiler” dedi.
Kesin ölüm sebebi belirlenemedi
Gazete Duvar’dan Can Bursalı’nın haberine göre; 1 Nisan’da defnedilen Kahyaoğlu’nun ailesi, gözaltı işlemini yapan polislerden şikayetçi oldu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturmada, Kahyaoğlu’nun otopsisi yapıldı.
Otopsi raporunda, Kahyaoğlu’nun kaburgasında, boynunda, dil kemiğinde kırıklar olduğu, kafa travması yaşadığı, vücudunun birçok yerinde de açık yaralar bulunduğu belirlendi. Raporda ayrıca, Kahyaoğlu’nun kanında ve burnunda uyuşturucu kalıntıları olduğuna dikkat çekildi.
İşkenceyi belgeleyen Adli Tıp Kurumu’nun incelemesinde, Kahyaoğlu’nun ölüm sebebinin belirlenemediğine dikkat çekildi. İstanbul Adli Tıp Kurumu, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Birinci Adli Tıp İhtisas Kurulu’ndan görüş istenmesi gerektiğine vurgu yaptı.