İstanbul’un Sultangazi ilçesinde tekstil atölyelerinin yoğunlukta olduğu ara sokakta büfe işleten Naci Aslan, zaman içinde iş yerinin önünde çiçek ve meyve ağaçlarından oluşan mini bir bahçe kurmuş, gözü gibi bakıyordu.
Her zamanki gibi saat 17.00 sıralarında dükkanını kapatarak evine gitti, üç saat sonra da çiçekleri sulamak için geri döndü. Ancak meyve ağaçlarından biri eksikti. İş yerinin güvenlik kameralarını izlemeye başladı.
Görüntülerde sokağa otomobille gelen kişi bir süre oyalanıyor, yoldan geçenlerin uzaklaşmasını bekledikten sonra aracın arka kapısını açarak ağazı saksısıyla birlikte arka koltuğa yüklüyordu.
Naci Aslan yaşananları şöyle anlatıyor:
“Biz iş yerimizi kapattıktan sonra akşam 20.00 gibi aracıyla geliyor. Aracını yanaştırıyor. Sanki daha önce keşif yapmış gibi. Bilinçli geliyor. Bugün çalınan meyve ağacı satılsa para etmez. Gelip bizden isteseydi belki yardımcı olurduk, misafir ederdik. İnsan haliyle böyle bir şeye üzülüyor. Çünkü bu çiçek ve meyve ağaçlarına gözümüz gibi bakıyoruz. Portakal ağacıydı, güzel bir meyveydi. Özenle bakıyorduk. İnsanlar, baktıkça memnuniyetini dile getiriyordu. Keşke böyle bir olay yaşanmasaydı.”
