Aydın Doğan Vakfınca yaptırılan ADGS'nin artık yeni bir konser ve sergi salonu var. Sema Doğan'ın adı verilen salonun açılışında lisenin öğrencilerinin senfoni orkestrasının verdiği mini konser izleyenleri çok etkiledi.

Yıl 1962. Gümüşhane’de bir evin salonu, fotoğraftaki iki genç kızdan biri, elinde mandolini ile Sema Işıl Kantek, elinde keman olan ise kız kardeşi Esin Kantek. 60’lı yıllarda Anadolu’nun bir şehrinde müzik dersleri alan bu iki genç kız cumhuriyetin kazanımlarını çocuklarına ve öğrencilerine aktaran cumhuriyetin ilk başöğretmenlerinden Tahsin Kantek’in kızları. 

Tahsin Kantek öğrencileri gibi çocuklarının da iyi eğitim almasını isteyen bir cumhuriyet öğretmeniydi. Öyle ki çocuklarının sanat ve müzik ile ilgilenmesini teşvik etmiş, tayini Gümüşhane’ye çıkan müzik öğretmenlerine evlerini bedelsiz vermişti. İşte bu müzik öğretmenleri de 60’lı yıllarda Anadolu’nun Gümüşhane ilinde öğrencilerine keman ve mandolin dersleri vermişti. 

ADGSL’deki Sema Doğan Konser ve Sergi Salonu açılışında bu fotoğraf da gösterildi. Fotoğrafta 1962 yılı Gümüşhane’sinde iki kız kardeş Sema Kantek ve Esin Kantek görülüyor. Sema Kantek mandolin, Esin Kantek  keman çalıyor.

Çubuk’tan çıkan büyük besteci

Muammer Sun ulusal Türk müziğinin en önemli temsilcilerindendi. 1932 yılında Ankara’da Çubuk ilçesinin Yenice köyünde doğdu. Bekçilik yapan babasını henüz beş yaşında kaybetmişti. 1953 yılında girdiği Devlet Konservatuarı’nda Adnan Saygun’un öğrencisi oldu. TRT Müzik Dairesi ve TRT Ankara Radyosu Çoksesli Korosunu, ayrıca 166 çocuk ve gençlik korosu kurdu. 

Muammer Sun 1955’lerde parası olmadığı için doğum günlerinde çocuklarına hediye alamamış, buna karşılık onlara doğum günü hediyesi besteler yapmıştı. İşte çocuklarına hediye olarak yaptığı o besteler sonra tüm çocukların oldu. Anadolu toprağından çıkan yalın ezgileri besteledi, müzik kitapları yayınladı. 

‘Bozkırın Sesi’ yeniden yankılanınca

Bugün bazı kesimlerin cumhuriyet okulları hakkında söylediğinin aksine cumhuriyetin okullarında eğitim almış ve besteler yapmış, sayısız öğrenci yetiştirmişti. 

Aydın Doğan gibi o da cumhuriyetin ilk neslinin çocuklarındandı. Muammer Sun’un TRT yayınlanan Kuruluş dizisi için hazırladığı ölümsüz eseri Bozkırın Sesi önceki gün İstanbul’un semalarında bir kez daha yankılanırken gözyaşlarımı tutamadım. Aydın Doğan Güzel Sanatlar Lisesi’nin yetenekli öğrencilerinin cumhuriyetin geçmişinden gelen birikimi bugüne taşıması göğsümüzü kabarttı. 

Aydın Doğan Güzel Sanatlar Lisesi’nin yeni açılan konser ve sergi salonuna Aydın Doğan Vakfı Başkanvekili Sema Doğan’ın adı verildi. Açılışta Sema Doğan da bir konuşma yaptı.

Aydın Doğan Güzel Sanatlar Lisesi’nde

Çarşamba günü Aydın Doğan Güzel Sanatlar Lisesi’nin Sema Doğan Konser ve Sergi Salonu açılışındaydım. Aydın Doğan ve Sema Doğan’ın katılımıyla yapılan açılışa İstanbul Valisi Davut Gül ve eşi Gülden Gül, Ataşehir Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel, Hüsamettin Özkan ve eşi Çiğdem Özkan, Berna Tokar, Cem Mansur, Güher Pekinel, Aydın Doğan Vakfı Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Candan Fetvacı, Ertuğrul Özkök ve eşi Tansu Özkök, Nevzat Sayın, Volkan Vural, Sahrap Soysal, Namık Kemal Zeybek ve eşi Asuman Zeybek, Erdal Erzincan, İsmet Berkan, Özlem Gürses, Nagehan Alçı ve iş ve sanat dünyasından birçok isim katıldı. 

Açılış konuşmasını yapan Aydın Doğan Vakfı Onursal Başkan Vekili Sema Doğan “Müzikle hep iç içe oldum. Duvarında ud asılı olan, çocuklarına keman ve mandolin dersi aldıran bir ailede büyüdüm. Sanat bizim evimizde hep çok önemli bir değer olmuştur. Bu sevgiyi bana aşılayan anne ve babamı rahmetle anıyorum. Sevgili kızım Vuslat’ın sanat dünyasına adım atması hepimizi çok mutlu etti” derken 60’lı yıllarda Gümüşhane’deki çocukluğuna işaret ediyordu.

‘Eserlerin mükemmel olsun’ öğüdü

Aydın Bey için Erzincan Lisesi’ndeki anıları çok değerlidir. Birçok kez o anıları kendisinden dinledim. 1955 yılında Erzincan Lisesi’ndeki coğrafya öğretmeni Mesude Hanım ona “Unutma ki bu fani dünyada her şey gelip geçicidir. İnsanlığa bırakacağın yegâne şey eserlerindir. Bu eserlerinin çok mükemmel olmasına titizlikle dikkat et!” demiş ve o da öğretmeninin bu öğüdünü kendine şiar edinmiş. 

Eğitim özellikle de genç kızların eğitimini kendine misyon edinen Aydın Doğan Vakfı bugüne kadar verdiği burslarla, yaptırdığı okul, yurt ve faaliyet salonlarıyla Türk çocuklarının hayatına değer katmaya devam ediyor.

Müthiş güzel bir akustik

Önceki gün İstanbul bir konser ve sergi salonu daha kazandı. Mimar Nevzat Sayın tarafından tasarlanan Sema Doğan Konser ve Sergi Salonu okulun bahçe alanını daraltmamak için toprak altına yerleştirilmiş. 300 kişilik salonda sahne, mekânın kreatif kullanımıyla orkestra alanı ve koro balkonu şeklinde iki farklı kotta konumlandırılmış. 

Duvarlar ve tavan akustik açıdan gerekli olan ondülasyonu sağlamak için özel olarak tasarlanmış. Salonun fuayesi aynı zamanda okulun resim ve heykel bölümü öğrencilerinin sergileri için de kullanılabilecek. Tasarımı akustik müziğin en iyi şekilde icra edilebilmesi ve sanatın herkes tarafından kolaylıkla erişilebilir olması gözetilerek hayata geçirilmiş.

Lise öğrencilerinin senfoni orkestrası çok etkileyiciydi.

Cem Mansur yönetimindeki lise senfoni orkestrası

Hepsi pırıl pırıl yetenekli çocuklar, sahnede birbirinden güzel eserler sergilediler. Kemanı bırakan piyanoya oturdu piyanodan kalkan koroya geçti. Çocuklarımızın yetenekleriyle öğretmenlerin bilgisi birleşince ortaya muazzam manzaralar çıkıyor gerçekten. 

Açılış öğrencilerin çaldığı İstiklal Marşı ile yapıldı. Şef Cem Mansur yönetiminde ADGSL Orkestrası J. S. Bach 2 Keman Konçertosunu seslendirdi. Muammer Sun’dan, L. Anderson’dan, F. Chophin’den parçalar çalındı. Koro çeşitli şarkılar, türküler seslendirdi. Kapanışta koro, bağlama topluluğu ve senfoni orkestrası bağlama üstadı Erdal Erzincan ile Bayburt’un Dağları türküsünü seslendirdi. 

Çorlu’nun haline bak, Türkiye’yi anla

Hepimiz biliyoruz ki eğitim sistemimizde çok büyük sıkıntılar var. Son günlerde gündeme gelen yeni müfredatın da 21.yüzyılın beklentilerini karşılayamayacak olması gün gibi ortada. 

Son 20 yılda 13.800 köy okulu kapatıldı, 17 kez eğitim sistemi değişti. 2012-2021 yılları arasında reşit olmadığı halde 129 bin 547 çocuğa mahkemelerce ‘evlenebilir’ kararı kanun eliyle verildi. 10-19 yaş grubunda doğum yapan kızların sayısı 19 yılda 1 milyon 755 bin 375’e ulaştı. Eğitimde her geçen gün dünyadan geriye düşüyoruz. 

Ben ilkokulu ve liseyi Tekirdağ-Çorlu’da okudum. Bugün 294.020 nüfuslu Çorlu 77 ilin merkezinden daha kalabalık. Hatta nüfusu merkez Tekirdağ’dan bile yüksek. Son üç yılda deprem nedeniyle şehirde 14 okul yıktırıldı, ancak hala yenileri yapılmadı. Birçok okul binasında iki okul eğitim görüyor, çocuklar üst üste. 

Bahsettiğim yer doğuda bir kasaba değil, İstanbul’a bir saat uzaklıkta ve her yıl 30.000 kişi buraya göç ediyor. Tekirdağ Valisi Recep Soytürk her yıl 24 derslikli 10 okul yaptırmamız gerek diyerek durumunun vahametini açıklamıştı. 

Ülkenin gelecek 50 yılı için bugünden eğitim sistemimizi dünyanın şartlarına uygun hale getirmemiz kaçınılmaz bir gerçek. Benim hala umudum var hep birlikte çocuklarımızı daha iyi bir eğitim sistemi yaratabiliriz.

Önceki günkü açılışta gözlerimi kapadım ve bu ülkenin güzel çocukları için iyi bir gelecek diledim!