İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt riskli binalara ilişkin konuştu. Kurt, "Her an yıkılabilecek yaklaşık 200 bin yapı var" dedi.

50 bini aşkın insanın yaşamını yitirdiği Kahramanmaraş merkezli depremlerin üstünden bir yıl altı ay geçti. Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göre 271 bin 892 bina kullanılamaz hale geldi.

Felaketin yarattığı yıkımın etkileri hem maddi hem manevi anlamda halen sürerken bir yandan da gözler büyük depremin beklendiği İstanbul’a çevrildi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, Kadıköy Kozyatağı Mahallesi’nde dönüşümü yapılan binanın temel atma töreninde konuştu.

Kurt, “İstanbul’da belli bir dönemde maalesef deniz kumundan kullanılan malzemelerle inşaatlar gerçekleşti. O zamanın teknolojisi ve imkanları kapsamında buydu. Maalesef İstanbul’daki yapı stoğunun büyük bir kısmı bu malzeme kalitesiyle ayakta duruyor şu anda. Yani potansiyel riskli” dedi.

’35 bin bina tarandı’

İstanbul genelindeki riskli yapılara ilişkin de konuşan Kurt, “İstanbul Büyükşehir Belediyemizin yaptığı hızlı tarama testleri sonucunda 35 bin binayı tarayabildiler. Burada da bin 556 tane binanın dokunsanız yıkılacak kalitede yapı stoğuna sahip olduğu tespit edildi. Bundan çok daha fazla E sınıfı dediğimiz, yani her an yıkılabilecek riskte olan yapının olduğunu tahmin ediyoruz. Bununla ilgili de Büyükşehir Belediyemizin yaptığı bir çalışmaya göre yaklaşık 200 bin yapı olduğu öngörülüyor” ifadesini kullandı.

‘200 bin yapının yıkılma riski var’

“Bunun netleştirilmesi için ilçe belediyelerimizle büyükşehir belediyemiz bir işbirliği protokolü süreçlerine girilecek” diyen Kurt, “Bu işbirliği sayesinde tüm yapı stoğunun hepsinin envanteri çıkartılması hedefleniyor. Bu da bize gerçek tabloyu ortaya koyacak ama şu anki çalışmalara göre yaklaşık 200 bin yapının her an yıkılma riski olduğudur” dedi.

‘Çağrılarımıza cevap bulamadık’

Bakanlığın dönüşüm kampanyasına da değinen Kurt, şunları anlattı:

“Bakanlığın şöyle bir teknik hatası var. 700 bin lira hibe veriyor, 700 bin lira da uzun vadeli bir borçlanma veriyor. 1 milyon 400 bin lira bir destek sunduğunu öngörüyor ama bir inşaat 3 milyona mal oluyor. 2 milyon 100 bin lira ekstra borçlanma var. Bunu nasıl karşılayacak vatandaş? Biz ise inşaat maliyetleri üzerinden bir orandan mali destekte bulunuyoruz. Arasında çok ciddi farklar var. Bizim önerdiğimiz metodolojinin daha gerçekçi ve sürdürülebilir olduğunu düşünüyoruz ama bir süre sonra bizim de kaynaklarımız tükenecek. O yüzden merkezi yönetimle ve özellikle kamu bankalarıyla ortak hareket etmemiz gerektiğini ve bu süreçleri birlikte yürütmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Ayrıyeten bakanlığa bir eleştirim daha. Yarısı Bizden diye bir kampanya başlatıyorlar. Tabiri caizse dönüşecek riskli yapıdaki müşteri arıyorlar. Biz de diyoruz ki, bizim elimizde salt çoğunluğu alınmış, yıkım süreçleri başlamış 27 bin 500’ün üzerinde riskli bağımsız birim var. Yani 100 bin insan. Gelin, bu konutları hep beraber yapalım. Bu kaynakları buraya aktaralım ama adaletli bir şekilde aktaralım diyoruz ama bir türlü bu çağrılarımıza cevap bulamadık.”