İstanbul’da yaşayan Gülli Taş 33 yaşında hayatının kontrolünü ele almak isteyen bir kadındı. Çünkü eşi Seyithan Taş’tan 17 yıldır şiddet görüyordu. Evliliğinden iki çocuğu olan Gülli artık buna dayanamıyordu ve ayrılmaya karar verdi, iki yıldır da başka bir evde yaşıyordu. Bu yıl boşanma davası açtı, sıfırdan başlamaya çalıştı. Bunun için ekonomik özgürlüğünü elde etmesi gerekiyordu, iş arıyordu. Bir iş yeri olan Kazım A.’dan iş istedi, o da kabul etti ve dokuz gün boyunca yeni işinde çalıştı. 15 Ağustos’ta da yevmiyesini almak istedi ama banka hesapları bloke edilmişti. O da elden ödeme yapılmasını istedi, Kazım A. ile Mecidiyeköy’deki bir AVM’de buluştu.
AVM’nin ortasındaki masalardan birinde Kazım A. ile görüşen kadın aslında Seyithan Taş tarafından Kağıthane’deki evinden çıktığından beri takip ediliyordu. Farkında değildi, eski eşi onu cep telefonunun kamerasıyla kayıt altına alıyordu. Olacaklardan habersiz patronundan dokuz günlük yevmiyesini aldı. Tam kalkacağı sırada Seyithan Taş ikisine de saldırdı. Hem müşteriler hem de güvenlik görevlileri araya girdi. Seithan Taş’ın öfkesi dinmiyordu. Bağırarak etrafa küfürler ve tehditler savuruyordu ki olay yerine gelen polisler onu gözaltına aldı.
Gülli, kendisine saldıran boşanma aşamasında olduğu eşinden şikayetçi olurken Seyithan Taş’ın da emniyette ifadesi alınıyordu. Saldırgan erkek hakkında ‘kasten yaralama’ suçundan adli işlem yapıldı. Ancak savcılık talimatıyla serbest bırakıldı.
Şimdi Gülli tekrar saldırıya uğrayacağı günü bekliyor. Çünkü aynı şeyleri yaşayacağından daha önce ona yaşatılanlardan dolayı emin:
“Eşim Seyithan Taş 17 yıldır bana şiddet uyguluyor. Bu nedenden dolayı 2 senedir ayrılma aşamasındayız. Beni takip ediyor darbediyor, gittiğim iş yerlerini basıyor. Bütün işlerimden ediyor. Çocuklarımı darbedip annesi yaptı diyor. Geçici velayeti ona verilen çocuğumla görüşmeme engel oluyor. Birçok davadan yargılanıyor. Sadece ifadesi alınıp bırakılan bu şahıs beni öldürmekle tehdit ediyor. Kızımı arayıp anneni öldüreceğim, annen dışarıya çıktığı zaman haber ver diyor. Önünü kesiyor.
En son çalıştığım işyerinden paramı almak için gittiğim yerde görüştüğüm şahısla aramda bir şey olduğumu düşünüp, şahsı ve beni darbediyor. Adam sadece 9 günlük yevmiyemi verdi. Bu şahıs kaçırdığı mallarda olan hakkımdan feragat etmemi istiyor. Ben devletimden sadece çocuklarımı ve güzel bir iş istiyorum. Çünkü girdiğim her işten adam çıkmamı sağlıyor. Gidip onlara iftira atıp beni de darbediyor.”
Gülli şiddet gören kadınların ilki değil, sonuncusu da olmadı. Dün Mersin’de de bir kadın şiddete maruz bırakıldı. Ona şiddet uygulayan da yine tanıdıktı: Eski sevgilisi. Ancak o şiddetten kaçamadı öldürüldü.
Olay Mezitli ilçesinde meydana geldi. Sonay Öztürk Aslan’ın sevgilisi olduğu ileri sürülen U.A. onun evine geldi. Burada ikili henüz öğrenilemeyen bir sebepten dolayı kavga etti ve U.A. genç kadını boğarak öldürdü. Kadının cesediyse eve gelen yakınları tarafından akşamüstü bulundu.
Haber verilmesiyle olay yerine gelen ekipler 10 yaşında bir kızı olan Sonay’ın cenazesini otopsi için adli tıp kurumuna kaldırdı. Bu sırada polisler U.A.’yı tespit etti ve evine baskın düzenledi. Ancak U.A. da kendi evinde tabancasıyla intihar etmişti. Sonay Öztürk Aslan otopsi işlemleri sonrası defnedildi. Olay ile ilgili soruşturma sürüyor.
Diyarbakır’da da bir kadın boşanmaya çalıştığı erkek tarafından katledildi. O kadın 29 yaşındaki Bedriye Işık’tı ve Diyarbakır’da yaşıyordu. Evli olduğu 29 yaşındaki uzman çavuş Muhammed Recai Işık’tan ayrılmak istiyordu. Çift boşanma aşamasındaydı ve nasıl olduğu henüz bilinmeyen şekilde Sur ilçesindeki Melik Ahmet Caddesi’ndeki Turgut Özal Yer Altı Çarşısı’ndaki bir iş yerinin önünde denk geldiler. Muhammed Recai Işık’ın yanında tabancası vardı. Burada Bedriye’ye ateş etti ve kadın ağır yaralandı. Kendisi de aynı silahla intihar etti.
Olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Ekiplerin kontrolünde uzman çavuş Muhammed Recai Işık ile Bedriye Işık’ın hayatını kaybettiği belirlendi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Son iki günde dört kadın öldürüldü, bunlar basına yansıyanlar. Daha dün iki kadın bir erkek tarafından katledilmesi vahşetin büyüklüğü nedeniyle Türkiye’nin gündeminde. 19 yaşındaki Semih Çelik, saat 15:30 sıralarında önce Eyüpsultan’daki aile evinde eski kız arkadaşı olduğu söylenen Ayşenur Halil’i bıçaklayarak öldürdü. Yarım saat sonra ise okul arkadaşı olduğu belirtilen İkbal Uzuner’le Fatih’te buluştu. Uzuner’le birlikte Edirnekapı surlarına çıkan katil burada genç kadını öldürdükten sonra parçalara ayırdı. Sonra genç kızın bedeninden ayırdığı kafasını aşağı attı. O sırada Uzuner’in annesi de surların aşağısındaydı. Kızının kesilip aşağıya atılan kafasının önünde çaresizce feryat etti. O sırada katil hiçbir şey olmamış gibi surların tepesinde duruyordu. En son intihar etmeye çalışırken surlardan düşüp öldü.
Bu vahşet Türkiye’nin gündemine otururken geçen ayın kadın cinayetleri raporu da açıklandı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun raporuna göre sadece eylül ayında 34 kadını erkekler öldürdü. Bunların dışında 20 kadının da ölümü şüpheli.
İstanbul’da dehşet günü: İki genç kadını art arda vahşice öldürdü