Kağıthane’de 3 Temmuz Çarşamba günü gayrimenkul danışmanı M.G.D. 400 bin euro dolandırıldığını söyleyerek polise başvurdu. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri şikayet üzerine çalışma başlattı.
Bu klasik bir haber girişi ama zaten ne olduysa polisin çalışmaya başlamasından sonra ortaya çıkan gerçekler sayesinde bu haber ‘ilginç’ oldu.
Polis kısa sürede dolandırıldığını öne süren Kağıthaneli emlakçının gerçekten de dolandırıldığını ama o kadar da masum olmadığını anladı.
Çünkü, emlakçı satmak üzere elinde olan bir bina için müşteri ararken Londra’dan arayan ve alıcı olduğunu söyleyen Florentina G. adlı bir kadınla tanışmıştı. Söylediğine göre kadın da emlakçıydı ve bir müşterisi adına burayı almak için görüşüyordu.
Sonuç olarak kadın satılmak istenen binayı beğendi. Binanın satış fiyatı 3,2 milyon Euro idi. Kadın o sırada Kağıthaneli emlakçıya ilginç bir teklif iletti: Gel buranın satışını 4 milyon Euro gösterelim, benim müşterim bunu fark etmez, aradaki 800 bin Euro’yu seninle 400 bin 400 bin kırışalım.
Kağıthaneli emlakçı M.G.D. bu teklifin üzerine atladı. 3,2 milyonluk satıştan alacağı komisyonun üzerine bir de 400 bin Euro kazanacaktı.
Yalnız, esrarengiz yabancı alıcının aracısı olan Londralı kadının bir şartı vardı: Kendi 400 bin Euro’sunu nakit olarak ve peşin istiyordu; daha doğrusu Kağıthaneli emlakçıda sahiden böyle bir para olduğunun kanıtını görmek istiyordu.
Kadın uçağa bindi, İstanbul’a geldi. Kağıthane’de emlakçı M.G.D.’nin ofisine gitti, karşılıklı hoşbeşten sonra parayı görmek istedi, M.G.D. içinde 400 bin Euro olan zarfı kadına uzattı, kadın zarfı kontrol etti, sonra çantasına attı.
M.G.D. buna itiraz etti, ‘Zarfı geri ver, satış gerçekleştikten sonra sana parayı vereceğim’ dedi. Kadın buna itiraz etmedi, elini çantasına attı ve zarfı çıkarıp geri verdi. Sonra el sıkıştılar, kadın bir taksiye bindi gitti. Kısa süre sonra emlakçı zarfa tekrar baktığında zarfın içinde Euro değil değeri çok daha düşük olan Irak Riyali olduğunu gördü ve dolandırıldığını anladı, işte haberin başında yazılan şey oldu, polisi arayıp şikayet etti.
Bundan sonrası, İstanbul polisinin hem ne kadar hızlı hem de ne kadar dikkatli bir çalışma yaptığının kanıtı gibi.
Polis kamera onlarca saatlik kamera kayıtlarını taradı ve kadının taksiyle nereye gittiğini buldu. Bu arada başka bir şey daha öğrendi: Kadın, Londra’dan İstanbul’a tek başına gelmemişti, yanında bir de erkek vardı ve havaalanı çıkışında birbirlerinden ayrılmışlar, iki ayrı taksiye binmişlerdi. Polis bu erkeğin Romanya uyruklu G.N.S. olduğunu saptadı ve onu da kamera kayıtlarından aradı ve buldu.
Kadın bu arada profesyonelce hareket ediyordu. Taksiyle önce Kapalıçarşı’ya gitti, sonra Laleli’de gittiği bir dükkanda kendine yeni giysiler aldı, tanınmamaya çalıştı. Ardından Londra’dan beraber geldiği erkeğin olduğu Aksaray’daki bir lokantaya geldi. Paranın tamamını değilse de önemli bölümünü bu adama verdi. Polis bunu da saptadı.
Sonra ikili yine birbirlerini tanımıyormuş gibi iki ayrı taksiyle yola çıktılar. Anlaşıldı ki aslında ikisi de Türkiye’den ayrılmak üzere İstanbul Havaalanına gelmişti. Polis Romanya uyruklu olduğu saptanan G.N.S.’yi Münih’e doğru hareket etmek üzere olan uçağın içinde yakaladı ve gözaltına aldı. Florentina G. ise ortada yoktu. Ama kısa süre sonra anlaşıldı ki, Florentina G. Paris’e uçmuştu bile. Yanında da paralarda.
Emlakçının, ‘Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez’ diyerek tedarik ettiği ve sonra da kadına kaptırdığı 400 bin Euro’nun bir bölümü bulundu, diğer bölümü ise uçtu gitti. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olan emlakçı için İstanbul polisi onlarca elemanının neredeyse bir günlük mesaisini harcadı ve olayı bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkardı.