İstanbul 8'nci İdare Mahkemesi Adalar için hazırlanan imar planlarına karşı açılan davada yürütmenin durdurulmasına karar verdi. Mahkeme Adalar'da telafisi güç zararların oluşacağını belirtti.

Prens Adaları ya da bilinen adıyla Adalar yüzölçümü itibarıyla büyükten küçüğe Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada, Sedef Adası, Yassıada, Sivriada, Tavşan Adası ve Kaşık Adası’ndan oluşuyor. Adalar yıllardır koruma planına sahip değil. 1984’te ilk kez sit alanı olarak ilan edilen Adalar’ın ilk koruma planı 1991’de hazırlandı. 1994’te bu plan üzerinde bazı revizyonlar yapıldı. 2011’e gelindiğindeyse dönemin AK Partili İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından yeni bir plan hazırlandı. Ancak plan 2018’de açılan davaların ardından mahkeme tarafından iptal edildi. Bu tarihten itibaren Adalar’ın herhangi bir koruma planı olmadı.

2019’daki yerel seçimlerden sonra CHP’li İBB yönetimi Adalar halkının da katıldığı toplantılarla yeni bir plan üzerinde çalıştı. Ancak Kasım 2021’de Resmi Gazete yayımlanan kararla Marmara Denizi ve Adalar, Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan edildi. Böylelikle Adalar ile ilgili hazırlanacak herhangi bir koruma planında yetki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na devredildi. Öncesinde bir plan üzerine çalışmaya başlayan İBB tamamladığı koruma planını Bakanlık ile paylaştı. Bakanlık da yaptığı değişiklilerle birlikte hazırlanan 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli koruma amaçlı uygulama imar planı 28 Temmuz 2023 itibarıyla askıya astı.

Bu plana karşı hem Adalar halkı hem de İstanbul Büyükkent Mimarlar Odası planların Adalar’da geri dönüşü olmayan zararlar yaratabileceği iddiasıyla dava açtı.

Dava dilekçesinde iptal gerekçesi olarak deprem riskinin ve iklim krizinin dikkate alınmamasının yanı sıra çevreye, ekosisteme zarar vereceği, kamunun değil özel kişilerin çıkarını korumaya öncelik verdiği belirtildi. Adalılar “İmar planında kıyılar yok. Kıyılarla ilgili başka planlar olabilir endişesiyle dava açmaya geldik” dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 2023 yılında onayladığı 1/1500 ile 1/1000 ölçekli imar planlarına açılan iptal davasında yürütmenin durdurulmasına karar verildi. İstanbul 8’nci İdare Mahkemesi İstanbul Büyükkent Mimarlar Odası’nın açtığı davada planların Adalar’da geri dönüşü olmayan zararlar yaratabileceğini ifade etti.

Adalar için imar planı: Halk neden itiraz ediyor, İBB ve ilçe belediyesi ne diyor?

Adalılar imar planlarıyla ilgili “çevreye, ekosisteme zarar verileceği, deprem riskinin dikkate alınmaması, kamunun değil özel kişilerin çıkarını korumaya öncelik verilmesi ve iklim krizinin dikkate alınmaması” gerekçesiyle itiraz ederek toplu dava açmıştı. Mahkeme konut alanları kuralına aykırılık olduğunu ifade ederek konaklama tesisi yapılamayacağı, yer seçimleri ve fonksiyon büyüklüklerinin de ilgili mevzuata aykırı olduğu belirtti.

Mahkeme yürütmenin durdurulmasıyla ilgili ayrıca şu ifadeleri gerekçe gösterdi: “Açıklanan nedenlerle dava konusu planların tamamı yönünden uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 sayılı Kanunun 27. maddesi hükmü uyarınca teminat alınmaksızın yürütmesinin durdurulmasına, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde İstanbul Bölge İdare Mahkemesi nezdinde itiraz kanun yolu açık olmak üzere, 15 Ekim 2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.’’

Adalılar neye itiraz ediyor?

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesinin o dönemki Yönetim Kurulu Başkanı Esin Köymen kıyılara planda yer verilmemesinin imar planı yapmanın evrensel bilimsel ve teknik kurallarına aykırı olduğunu savunuyor.

Köymen “Bu bir ada. Ada dediğimiz şey kıyı siluetidir” diyor ve işletme yetkileri de dahil olmak üzere tüm yetki bakanlığa verilmişken kıyıların plan dışında bırakılmasının büyük bir soru işareti olduğunu belirtiyor.

2018’de iptalle sonuçlanan koruma planında Büyükada sahilinde oluşturulacak dolgu alanda bir helikopter pistine yer verildiğini hatırlatan Köymen “Kamu yararının dışında diyerek dava açtık. Hem idarede hem de istinafta davayı kazandık. O gün dava açma gerekçelerimizin bugün ortadan kaldırılıp kaldırılmadığı bizim için son derece önemli. Bununla ilgili bir şey yok. Çünkü ortada kıyılar yok” diyor.

Köymen ikinci bir itiraz gerekçesi olarak Adalar’daki Heybeliada Sanatoryumu gibi tescilli yapılar için planda herhangi bir fonksiyon belirtilmemesini gösteriyor. Daha önce bu yapının Diyanet İşleri Başkanlığı’na devrinin açılan davayla engellendiğini vurgulayan Köymen şöyle devam ediyor:

“Tescilli birçok yapıda fonksiyon belirtilmiyor. Dolayısıyla bu başlı başına bir olay. Tescilli yapıların akıbetini bilmiyoruz. Bu, istediğiniz kişiye devrini yapabileceğiniz anlamına gelebilir. Kim alacaksa da ona göre fonksiyon verilir. Böyle bir koruma planı yapılamaz.”

Adalılar Burgazada’da Cennet Bahçesi’nin bulunduğu bölgedeki araziye “Konaklamalı Turizm – Otel” fonksiyonu verilmesine de karşı çıkıyor. Buranın Adalar’da öne çıkan bir kültürel alan olduğunu belirten Adalılar, otel yapılma ve turizme açılma riskiyle karşı karşıya kaldıklarını söylüyor.

Ada halkı atık su tesisleri, ulaşım ve afet sonrası toplanma, geçici yerleşim alanları gibi kritik konuların planda yer almadığını belirterek plana itiraz ediyor.

Yapılacak yeni evlerin yüksekliğinin 6,5 metre ya da başka bir deyişle iki kat ile sınırlandırılmasını olumlu bulan Adalılar buna karşın mevcut yapılar içerisinde bunun çok üzerinde yükseklikte binalar olduğunu da kaydediyor. Adalılar, bu nedenle deprem tehlikesi karşısında mevcut daha yüksek yapıların yenilenmeme ihtimalinin görmezden gelindiğini düşünüyor.

İBB: Kıyı alanlarında yeni dolgu oluşturulması engellendi

İBB kendileri tarafından hazırlanarak Bakanlığa sunulan planda kıyı şeridinin yer aldığını ancak Bakanlığın bunu daha sonra çıkardığını söyledi. Yapılan açıklamada plan bütünlüğünün olumsuz etkilenmediği vurgulandı ve planla kıyı alanlarında yeni dolgu alanlarının oluşturulmasının engellendiğini belirtildi.
Sedef Adası’nda bazı bölgelerin sit alan derecelerinin düşürülmesi de tartışmalardan bir diğeriydi. Bu bölgelerin imara açılacağı anlamına gelmediğini belirten İBB bakanlığın “Nitelikli Doğal Koruma Alanı” olan bölgeyi “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak revize etmesi için dava açtı.
İBB planla birlikte Adalar’da nüfusun arttırılacağı yönündeki iddiaları da reddetti.
Mevcut konut yapı sayısının 5 bin 479 ve buralardaki birim sayısının da 16 bin 978 olduğunu belirten İBB ortalama hane büyüklüğünün 2,5 (TÜİK ortalaması) olarak hesaplandığı senaryoda nüfusun 42 bin 445 olabileceğini belirtti.
2020 yılı nüfusun 16 bin 33 olduğunu hatırlatan İBB planla birlikte bağımsız birim sayısının 16 bin 978’den 12 bin 584’e düşürüldüğünü, dolayısıyla oluşabilecek en yüksek nüfusun da 42 bin 445 kişiden yaklaşık 31 bin kişiye düşürüldüğünü aktardı.
İBB Cennet ve Madam Martha Koyları’nın gerisindeki alanlarının çevreyle uyumlu olarak yapılaşabileceğini ancak koyların kendisinin imara açılmadığını açıkladı.

CHP’nin Adalar aday adayı Biçer: Günübirlik turizm için disiplin, kontrol ve denetim