MEB; obeziteyle savaşmak için öğrencilerin sınıfa girerken egzersiz yapması ve dijital bağımlılıkla savaşmak için derste cep telefonu kullanımının kısıtlanması kararları aldı. 10Haber’e konuşan Eğitim-İş Başkanı: Çocuklar derse aç giriyor ve zaten çoğu teknolojiye ulaşamıyor.

Tüm dünya ülkelerinde sağlıksız ve fastfood ağırlıklı beslenme nedeniyle çocuklarda ergen ergenliğe girme ve obezite gibi durumlar daha sık görülür hale geldi. Öğrenmenin teknolojiyle birleşmesi zorunluluğu da zaten oyunlar ve sosyal medya yüzünden elinden telefonu düşüremeyen çocuk ve gençlerin dijital bağımlılığını körüklemiş durumda. Gelişmiş tüm ülkelerde ilgili bakanlıklar ve dernekler bu iki sorunla mücadele etmek için yeni politikalar hayata geçirmeye başladı. Milli Eğitim Bakanlığı da (MEB) dün itibariyle bu kervana katılmış durumda.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2023-2024 eğitim öğretim yılına ilişkin illere gönderilen yazıda, okullarda obezite ve dijital bağımlılıkla mücadele edileceği, öğrencilere sınıflara geçmeden önce kültürfizik hareketleri yaptırılacağı ve okul kıyafetlerinde değişiklik yapılmayacağı belirtildi.

1 Eylül’de başlanacak

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2023-2024 eğitim öğretim yılında gerçekleştirilecek iş ve işlemlere dair İl Milli Eğitim müdürlüklerine genelge gönderildi. Buna göre; yeni eğitim öğretim yılında öncelikli hedefler, okul ortamları ve öğrenme süreçlerinin iyileştirilmesi, öğrencilerin akademik ve mesleki yönden ilgilerine göre öğrenim görmelerinin temin edilmesi, beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımından dengeli ve sağlıklı bir şekilde yetiştirilmelerinin sağlanması olacak. Öğretmenler, mesleki çalışmalara 4 Eylül’de başlayacak; ancak ilk atamayla göreve başlayacak öğretmenler 1 Eylül’de okullarda bulunacak.

Öğretmenler için yeni kural ve tedbirler

Öğrencilerin insan, şehir, kültür ve medeniyet arasındaki ilişkiyi kavraması için okul içi ve okul dışı etkinlikler planlanacak. Bu bağlamda bilim, kültür, sanayi ve teknoloji alanındaki gelişmelerin tanıtımı yapılacak. Müze ve ören yerleri, tarihi eserler ve camiler, kaleler, şehitlikler, kütüphaneler, bilim merkezleri, üniversiteler gibi şehirlerin tarihi ve kültürel mekanlarının ziyaret edilmesi sağlanacak.

Obezite ve dijital bağımlılığa karşı okul bahçelerinde ve eklentilerinde iyileştirmeler yapılacak. Bu bağlamda etkinlikler organize edilecek, öğrencilerin güne dinç başlaması için sınıflara geçmeden önce kültürfizik hareketleri yaptırılacak. ‘Okulumda Sağlıklı Besleniyorum’ programı kapsamında çalışmalar yürütülecek. Ayrıca öğretmenler, mesleki temsil ve öğrencilere rol model olmaları bakımından önlük giymeye teşvik edilecek. Göreve yeni başlayan öğretmenler için başta barınma ihtiyacı olmak üzere tedbirler alınacak.

Sosyal medya kullanımı artık azaltılıyor

Bilişim teknolojilerinin öğretim programlarında etkin kullanımı için Eğitim Bilişim Ağı’nın da aktif kullanımı sağlanacak. Öğrencilerin okul içinde ve sınıflarda derslerini aksatacak şekilde cep telefonu kullanmalarına yönelik tedbirlerin yanı sıra bu türden cihazlarla sınıflara girilmemesi konusunda önlemler alınacak. Ödev ya da benzeri bilgilendirmelerde, sosyal medya uygulamalarının kullanımından kaçınılacak. Okullarda, Okul Aile Birliği kararıyla önceden belirlenen kıyafetler tercih edilecek, velilere maddi külfet oluşturmamak adına değişikliğe gidilmeyecek.

Deprem bölgesindeki ulaşım krizi için adım

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’taki depremlerin eğitime etkisini en aza indirmek için faaliyette bulunulacak. Deprem bölgesinde görev yapan öğretmenlerin konaklamalarına yönelik tedbirler, eğitim öğretim yılı başlamadan tamamlanacak. Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya illeri ile Gaziantep’in İslahiye ve Nurdağı ilçelerinde eğitim öğretim hizmetlerinin aksamaması için bu bölgelerde görev yapan ve çadır kent, konteyner kent, kamu kurum kuruluşlarına bağlı çeşitli pansiyon ve misafirhanelerde ikamet eden yönetici, öğretmen, memur ve diğer personelin görev yaptığı kurumlara erişim, taşıma yoluyla gerçekleştirilecek. Afet bölgesi illerindeki resmi ve özel okullarda 2022-2023 eğitim öğretim yılının ikinci dönemine yönelik öğrenme kayıplarının giderilmesi için hazırlanan program ise 11 Eylül ile 6 Ekim tarihleri arasında uygulanacak. Bölge illerinde öğrenim gören öğrencilerden eğitime erişimde sorun yaşayan öğrenciler de öğrenci taşıma uygulamasına alınabilecek. Deprem nedeniyle naklolan veya özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin azami sınıf mevcuduna bakılmaksızın eğitime erişimleri sağlanacak.

‘Çocuklar tost bile yiyemiyor ne obezitesi!’

Daha önce sıklıkla eğitimdeki beslenme krizini gündeme getiren Eğitim-İş’in Genel Başkanı Kadem Özbay, MEB’in kararlarını 10Haber’e yorumladı.

Obezite ve dijital bağımlılıkla mücadele başlığının ‘sevimli’ ancak içeriğinin gerçekçi olmadığını belirten Özbay, gerekçelerini şöyle sıraladı:

“MEB’in kararları aç bir insana suşinin nasıl yeneceğine dair bir kitap vermeye benziyor. Okullarımızdaki gerçeklerden son derece uzak. Beslenme, Anayasal bir hak olan eğitimin ayrılmaz bir parçası olduğu için devlet tarafından karşılanmalıyken, bu gerçeği görmezden gelenler, şimdi okullara iki tane ‘sağlıklı beslenme’ ile ilgili afiş asarak iş yapmış görünecekler. Çocuklarımız derse aç giriyor! Fahiş fiyatlar nedeniyle çoğu kantinden bir tost bile alamıyor, musluklardan su içiyorlar. Gelişim çağımızdaki birçok çocuğumuzda açlıkla boğuşan Afrikalı yavrularda görülen hastalık göbeği var. Bunu görmeyip ‘aman fastfood’ yemeyin tadında bir kampanyaya girişmek gerçekten akılla açıklanamaz. Çocukların derse girmeden egzersiz yapması kararı da ayrı bir riyakarlık. Birçok devlet okulunda yeterli kapasitede spor salonu bile yok. Spor/egzersiz aletleri yok. Olanlar da velilerden toplanan paralarla alınmış eşyalar. Birçok okulda çocukların haftada 2 saat göstermelik beden derslerinde giyeceği eşofmanları, spor ayakkabıları bile yok. Utançtan birbirlerinin arkasına geçiyorlar. Bu sorunu görmezden gelip, çocuklara sınıf kapısında esneme hareketleri yaptırmanın da vicdanla açıklanabilir bir tarafı yok. MEB’i dürüst olmaya, sorunların etrafından dolaşmadan direkt o sorunlara odaklanmaya ve bu yoksunluk sorunlarını kamusal bir çerçevede çözmeye çağırıyoruz ve hatırlatıyoruz: Sizin var olma nedeniniz bu!”

‘Teknoloji yok ki bağımlılık olsun’

Bakanlığın dijital bağımlılıkla mücadeleye ilişkin aldığı kararları da benzer şekilde gerçeklikten uzak bulan Özbay, şunları söyledi:

“Uzaktan eğitime geçilen pandemi sürecinde yaklaşık 3.5 milyon çocuğumuz eğitime düzenli olarak ulaşamadı. Çünkü bir evde ayrı sınıflardan iki öğrenci ve bir televizyon varsa bu kardeşler dersleri nasıl izleyecek diye bile düşünmekten aciz bir Bakanlığımız vardı. Kırsal kesimlerde çocuklar birçok yerde telefondan ders izleyebilmek dağ tepe tırmanmak zorunda kaldı. Çünkü her önüne gelen dernek maskesi takmış tarikatla protokol imzalayan MEB, bu çocukların derse kolay bağlanabilmeleri için GSM operatörleriyle bir masaya bile oturmadı. Yani özetle önce pandemi sürecindeki kopuş, sonra deprem bölgesindeki çocuklarımızın terk edildiği yoksunluk bize tekrar ispat etti ki çocuklarımız ezici bir çoğunluğu çağın gereği olan teknolojiye ulaşamıyor. Hal böyleyken teknolojiye ulaşamayan çocukların teknolojiye bağımlı olmamaları için yeni adımlar atıyorum demek, biraz ‘ben teknoloji ve altyapı’ alanında yatırım yapamayacak, adım atamayacak haldeyim. Buna bir kılıf bulayım’ anlamı taşıyor. Bu ciddiyetsiz tavrı eğitimciler olarak ayıplıyoruz. MEB’i ciddiyete ve kamusallığa davet ediyoruz.

Eğitim-İş, geçen sene Öğretmenlik Meslek Kanunu’na dair yaptığı eylemlerde ‘En az bir öğün haktır’ diyerek eğitimdeki beslenme sorununu gündeme getirmişti. Sendikanın bu talebi, CHP tarafından Meclis’e bir teklif olarak sunulmuş ancak Ak Parti ve MHP oylarıyla reddedilmişti.

Eski sistemde barajı bile geçemeyecek puanla Boğaziçi Üniversitesi’ne girdi