6 Şubat depremleri sırasında 10 il adeta enkaz altında kaldı. Resmi verilere göre en az 50 bin 783 kişi deprem nedeniyle ölürken kentlerdeki yıkımın etkileri afetin üzerinden 10 ay geçmesine rağmen devam ediyor. Eğitimin de büyük darbe aldığı deprem bölgesinde Eğitim İş’in verilerine 4 milyon 100 bin öğrenci yaşıyordu. Bu sayı toplam öğrenci sayısının yüzde 21,4’üne denk geliyor. Eğitim-öğretime uzun süre ara verilen illerde depremin etkisine göre okullar kademeli olarak açıldı, bazı yerlerde eğitim çadırlarda sürdürüldü. Afetten sonra açıklama yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise bölgedeki 20 bin 868 okuldan 95’inin yıkıldığını söylemişti.
MEB de depremin ardından bir proje başlattı: Din Öğretiminde Dayanıklı Sınıflar Hareketi. Proje Ankara’da bir otelde düzenlenen çalıştayla kamuoyuna duyuruldu. Törenin açılış konuşmasını Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin yaptı ve “Dayanıklı Sınıflar Hareketi Projesi inanç, hayat ve ben arasındaki ilişkiyi inceleyerek dayanıklı olmak ve yeniden yola devam etmek üzere öğretmenlerin ve öğrencilerin iyi oluş durumlarına yardımcı olma hedefiyle tasarlandı” dedi. Konuşmasının ardından sosyal medyadan da açıklama yapan Bakan Tekin “Son yıllarda sıklıkla ve büyük ölçeklerde ülkemizde meydana gelen doğal afetler, bilhassa deprem bize gösterdi ki maddi hazırlık kadar manevi hazırlık da büyük önem taşımaktadır. Dayanıklı Sınıflar Hareketi’nin öncelikli amacı genç insanları içinde kaygı, korku, endişe barındıran felaket anlarında her türlü karşılaşmaya hazırlamaktır” dedi.
Din Öğretimi ile Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüklerimiz koordinesinde, Din Öğretiminde Dayanıklı Sınıflar Hareketi Projesi’ni başlattık.
Son yıllarda sıklıkla ve büyük ölçeklerde ülkemizde meydana gelen doğal afetler, bilhassa deprem; bize gösterdi ki maddi… pic.twitter.com/2DWOsd5oW0
— Yusuf Tekin (@Yusuf__Tekin) December 4, 2023
Projedeki ‘manevi desteğin’ nasıl verileceği bilinmiyor. Bakan Tekin bunun ders saatleri içinde mi yoksa sempozyum olarak mı gerçekleştirileceğine dair henüz açıklama yapmadı, manevi desteği öğretmen mi yoksa imamların mı vereceği bilinmiyor.
10Haber’e konuşan Eğitim Uzmanı Prof. Dr. Rıfat Okçabol son zamanlarda eğitimdeki dini uygulamaları anımsattı ve “Bu yaklaşımın özü felaket yaşadığında kadere inanmak” dedi. Çalıştayın detaylarını bilmediğini ifade eden Prof. Dr. Okçabol “Bugüne kadar yaptıklarına bakınca ne yapmak istediklerini tahmin etmek kolay oluyor” diyerek okullarda zaten rehber öğretmenler olduğunu vurguladı. Rehber öğretmen sayısının öğrenci sayısına göre eksik olduğunu ifade eden Prof. Dr. Okçabol her ilde de rehberlik merkezleri olduğunu, öğrencilerin sıkıntı yaşadıklarında buralara başvurabileceğini belirtti: Burada çalışan arkadaşlar eğitsel rehberlik ve psikoloji konusunda eğitilmiş kişiler. Bu tür olaylara bütün dünyada bilimsel olarak nasıl yaklaşılıyorsa öyle yaklaşıyorlar.
AK Parti’nin isteğinin ise farklı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Okçabol’a göre bu tür uygulamalar iktidarın din toplumu yaratma çabası. “Manevi rehberlik diye imamları ve hafızları okullara getiriyorlar” diyen Okçabol bunun da laik ve bilimsel eğitime karşı bir uygulama olduğunu söyledi. Bu sene Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi de (ÇEDES) başlatılmıştı. Proje kapsamında din görevlileri öğrencilere ‘değerler eğitimi’ veriyor ve bir ‘değerler kulübü’ kuruluyor. Yönetmeliğe göre burada gönüllülük esas alınıyor ama Karaman’da din görevlilerin liselerde derse girdiği ortaya çıkmıştı. Eğitim-İş de basın açıklaması yapıp suç duyurusunda bulunmuştu.
Öte yandan okulların yapısal olarak ne kadarının depreme dirençli hale getirildiğine dair veri yok. 24 Şubat’ta MEB büyük deprem bekleyen İstanbul için valiliğe yazı göndermiş ve depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle tahliye kararı alınan 93 okulun yıkılıp yeniden yapılması veya güçlendirilmesi sürecinin hızla tamamlanmasını istemişti. Milli Eğitim Bakanlığı gönderdiği yazıda İstanbul Temel Eğitim Kurumları Yapım Programı (TEKYP) ve Devlet Yatırım Programı’nda (DYP) toplam 8 bin 350 derslik yer aldığını belirtmiş ve projelerin reel fiyatlarla 22 milyar lira tutarında olduğunu aktarmıştı.