Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Emeklilere faydanız dokunsun istiyorsanız talimat verin belediyeleriniz SGK’ya olan birikmiş borçlarını ödesinler” sözlerinden sonra CHP’yle AK Parti arasında büyük bir tartışma başladı.
CHP, en borçlu yerel yönetimlerin 2019 ve 2024’te AK Parti’den devraldıkları belediyeler olduğunu, son seçimde sandıktan birinci çıkmalarından yola çıkmalarının ardından iktidardan gelen bu ‘Borçlarınızı ödeyin’ emrinin ‘manidar’ olduğunu söylüyor. Hatta CHP lideri Özgür Özel, iktidarın bu tutumu için ‘Mali darbe girişimi’ nitelemesi bile yaptı.
İktidar ile muhalefet arasındaki SGK borçlarının tahsili polemiği sürerken önceki gün Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş bir basın toplantısıyla belediyesinin SGK borçlarının nereden geldiğini ve neden büyüdüğünü anlattı, hükümetin bu borçları tahsil için ‘kaynağında kesme’ yöntemini eleştirdi. DünMersin’in CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de Mansur Yavaş’a katıldı, o da borcun varlığını kabul etmekle birlikte alacağın İller Bankası’ndan gelecek paranın kaynağında kesilmesi yöntemiyle tahsil edilecek olmasına itiraz etti.
‘Taksit yapılacak’ iddiası
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu tartışmaları başlatan ilk açıklamasında SGK alacaklarının kaynağında kesileceğini, yani belediyelere İller Bankası tarafından yapılan ödemelerden bu alacakların alınmaya başlayacağını, belediyelere de eksik para yatırılacağını söylemişti.
Ancak geçmişten beri uygulanan başka yöntemler de var. Bu yöntemlerden biri, belediyelerin ellerindeki mal varlıklarını, en çok da arsalarını SGK’ya devretmesi. Dün ilginç biçimde hükümete yakınlığıyla bilinen Sabah gazetesi bu yöntemi hatırlatan bir haber yayınladı. Haberin ilgili bölümünde aslında bir anlamda mevzuat ve uygulama hatırlatılıyordu:
“Ay içinde çalışan personelin (sigortalıların) SGK’ya bildirimleri takip eden ayın 26’sına kadar yapılıyor. Yapılan bildirimlere göre tahakkuk eden sigorta primlerinin yine çalışmanın geçtiği ayı takip eden ayın sonuna kadar ödenmesi gerekiyor. Belediyeler bu ödemeyi yapmazsa ilk üç ay yüzde 3 oranında gecikme cezası, ardından gecikme faizi uygulanıyor.
Belediyeler yine ödeme yapmazlar ise bu kez masaya oturuluyor ve yapılandırma imkânları sunuluyor. Borçlarını ödemeleri için taksitlendirme imkânı getiriliyor. Tahsilat müzakereleri sürecinde belediyeler ellerindeki gayrimenkulleri teklif edebiliyor. Güncel bedelleri mevzuat çerçevesinde belirlenerek söz konusu gayrimenkuller borçlara karşılık SGK’ya devrediliyor.”
Vahap Seçer: Belediyeyi etkiler
ANKA Haber Ajansı’nda yer alan habere göre Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı ilk olarak Erdoğan’ın sözlerini eleştirdi ve şunları söyledi:
“Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu açıklamayı yaparken, belediyelerin ihtiyacı var mıdır yok mudur, hizmetleri aksar mı aksamaz mı, bunları düşünmeden yaptığına inanmıyorum. Eski bir belediye başkanı olarak mutlaka bunları biliyordur. Böyle aniden hazırlıksız bir şekilde birikmiş borçlarla ilgili her ay kendilerine gelen Maliye paylarından bu borcun kesilmesi, belediyeleri doğal olarak etkileyecektir. Bu da herkes tarafından bilinen bir durum.”
‘Her belediye 2019’da ciddi bir borç yükünü aldı’
Seçer CHP olarak son yerel seçimde büyük bir çıkış yaptıklarını hatırlatarak şöyle devam etti:
“Bu işte mantık nerede? Binlerce özel şirketten alacağı olan SGK primlerini sadece belediyelerden tahsil ederek rahatlayacak mı? SGK ihya mı olacak? 411 belediye CHP’li belediye. Diğer muhalif partilerin belediyelerini de katarsanız önemli bir nüfusu yöneten belediyeler, muhalif partilerin yönetimi. Onları sıkıntıya sokmak için yapılan bir uygulama olduğunu değerlendiriyorum.
Peki bu borcu yapan kimdi? 2019’da CHP’li bir Belediye Başkanı olarak Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı oldum. Aynı şekilde Antalya, Adana, Ankara, İstanbul gibi büyükşehirler de CHP’li oldu. Ama ondan öncesi ya MHP’ydi ya da AK Parti’ydi. Doğal olarak da 2019’da teslim alınan belediyelerde bir borç yükü vardı.
Sadece borç kalemleri içinde SGK’yı da görmemek lazım. Biz SGK borçları, maliye borçları, banka borçları, mal ve hizmet alımındaki şirketlere, esnaflara olan borçları kattığımız zaman her bir belediye 2019’da ciddi bir borç yükünü aldı.
Biz Meclis çoğunluğu olmadan bir yönetim sergiledik. Meclis çoğunluğu borçlanma yetkisinin alınamaması demek. Bizim Meclis çoğunluğumuzun olmaması, o dönemde bankalardan borçlanamıyorduk.
Doğal olarak eskiden gelen borçları kapatmak, yeni yapılan hizmetlerin aksamaması için ödemeleri zamanında yapmak için bankalardan borçlanamadık ama SGK ve maliye borçlarında bazı aksamalar oldu. Bunu da zaten SGK ya da maliye hayrına bekletmiyor. Bir gecikme faizi alıyor. Belediye olarak bunu da ödüyorsunuz. Eğer bir borç varsa belediyeler olarak aslında olması gerekenin üzerinde de bir borç yükü taşıyorsak bu zorunluluktan kaynaklı bir durumdur. Bunun bir şekilde kesilmesi doğru bir şey değildir.
‘Amaç CHP’li belediyeleri hizmet yapamaz hale getirmek’
Bir de 2024 seçimlerinde kazanılan belediyeler var. Zaten 30 yıldır, 25 yıldır CHP’li belediye başkanı tarafından yönetilmemiş… 2002’den, AK Parti iktidara geldiğinden bu yana AK Partili belediye başkanları tarafından yönetilen belediyeler de vardı bunun içinde. O süreçte biriken borçlar şu anda belediyelerde görünen borçlar. Böyle bir uygulamayı kabul etmek mümkün değildir. Burada mesele üzüm yemek değildir. SGK’nın borçlarını tahsil etmekten öte bağcı dövmektir. CHP’li belediye başkanlarını sıkıntıya sokmak, hizmet yapamaz hale getirmek, halk karşısında itibarsızlaştırmaktan başka bir şey değildir.”
‘Hizmetlerimiz devam edecek’
“Eğer mesele biriken borçların tahsili ise bunu makul bazı kararlarla yapabilirlerdi” diyen Vahap Seçer sözlerini şöyle noktaladı:
“Bir yapılandırma olabilirdi. Zaman zaman yapılan bir şey. Açıkçası biz yapılandırma yapılacağını bekliyorduk. Borç faizlerinde bir takım indirime gidilebilirdi, takside bölünebilirdi. Bu şekilde hizmetlerimiz aksamazdı. Hem borçlarımızı da bir miktar ödeme yoluna gitmiş olabilirdik ama bu kararla, elimiz ayağımız bağlanmış oldu. Tabii ki sıkıntı yaşayacağız. Birçok belediye için bu sıkıntı olabilir. Ben kendi belediyem için söyleyeyim, bunlar bizim için sıkıntılar yaşatacak kararlardır ama dünyanın sonu değildir. Hizmetlerimiz devam edecek. Mutlaka zorlanacağız ama bugüne kadar olduğu gibi bunların da üstesinden geleceğiz.”