MHP İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi Güven Adıgüzel’in oğlu uyuşturucu ve insan kaçakçılığı yaparken suçüstü yakalandı. Adıgüzel büyük oğlunun bir suç örgütü kurduğunu ve kardeşini de bu işe karıştırdığını ileri sürdü. Ancak yurt dışına kaçmak üzereyken gözaltına alınanlar ifadelerinde Adıgüzel’in de oğullarıyla birlikte hareket ettiğini anlattı.
Halk TV yazarı İsmail Saymaz ses kayıtlarına ulaştığı ifadelerde baba Adıgüzel’in de adının geçtiğini, üstelik milletvekillerine tahsis edilen çakarlı bir araç ile insan kaçakçılığı yapıldığına dair ifadeler olduğunu yazdı.
Ayrıca oğlu Tunahan’ın yurtdışına kaçırmaya çalıştığı insanlar arasında PKK üyeliğinden yargılanan HDP Parti Meclisi (PM) üyesi Hazal Karabey’in de olduğunu söyledi.
Saymaz’ın yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Tunahan Adıgüzel ve suç ortakları 28 Mayıs 2025’te limandan çıkarken durduruldu. Araçta Adıgüzel, Ketenci ve Engin vardı. Jandarma 100 metre arkada bir aracın geri gittiğini gördü. İhtara rağmen kaçan araç durduruldu. Bu aracı kullanan Gürevin içerisinde 11,9 kilogram uyuşturucu bulunan valizi atarken yakalandı.
Kaçakların bindirildiği Yunan teknesi Babaeski’nin açıklarında ele geçirildi. Teknede dört Türk, İranlı erkek çocuk, iki Yunan kaptan vardı. Türklerden Osman Tosun’un 22 suç kaydı var. Mehmet Taşkın cinayetten hükümlü.
Zeynel Sarıtoprak’ın uyuşturucudan beş davası görülüyor.
Hazal Karabey PKK üyeliğinden yargılanıyor. HDP’nin Parti Meclisi üyesi. Geçen yıl 13 Ekim’de PKK’ya katılmak üzere sınırı geçmeye çalışırken ele geçirildi. Yanında terör bağlantılı kayıp şahıs Ronayi Tunç vardı. Bu iki kişiyi Ağrı’ya getiren aracın HDP Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ adına tahsisli olduğu anlaşıldı. Hatta bu kişileri Bozdağ’ın getirdiği ileri sürüldü. Bozdağ’ın şoförü de tutuklandı.
Karabey ve Tunç’a silahlı örgüt üyeliğinden dava açıldı. Tahliye edilen Karabey’in yurtdışına kaçmak için Tunahan Adıgüzel ile anlaştığı görülüyor.
Karabey teknede yakalanınca şu ifadeyi verdi:
‘Terör örgütü suçlarından davalarım var, halen devam ediyor. Bundan dolayı yurtdışına kaçmayı düşünüyordum. İsviçre’de erkek arkadaşım var. Ona iltica edeceğimi söyledim. İrtibat ve görüşmeleri ayarladı. Beni 28 Mayıs’ta aradı. Gürpınar’a gitmemi söyledi. İsmini söylemek istemediğim arkadaşımdan rica ettim ve beni erkek arkadaşımın attığı konuma bıraktı. Gereken tüm maddi işlemleri erkek arkadaşım halletti.’ (…)”