Dicle Üniversitesi, Jeoloji Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi, Doğu Güneydoğu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu, Ticaret ve Sanayi Odası ile Diyarbakır Mermerciler, Madenciler Derneği ev sahipliğinde, Diyarbakır’da bir otelde ‘Depreme Dirençli Kentler Diyarbakır Çalıştayı’ düzenlendi. Çalıştaya katılan Bilim Akademisi Kurucu Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, kentlerin dirençli hale getirilmesi gerektiğini belirterek, “Kentlerimizi deprem dirençli hale dönüştürmeliyiz. Çünkü depremle mücadele etmek mümkün değildir. Depremi durduramayacağımıza göre ölelim mi? Eğer ölmeyeceksek, kentleri deprem dirençli yapacağız. Bu mümkün mü? Mümkün. Diyarbakır’ın iki tane tehdidi var. İki tane deprem tehdidi var. Çok ciddi. Biri Bitlis- Zagros sitürü, ikincisi Doğu Anadolu fay hattıdır” dedi.
‘Depremle baş etmenin zamanı geldi’
Türkiye’nin artık depremle baş etme zamanının geldiğini ifade eden Prof. Dr. Görür, “Belki de Türkiye’de Afet Bakanlığı’nın kurulması gerektiğini ilk defa veya ilk söyleyenlerden biriyim. Afet derken diğerlerini bir tarafa bırakıyorum. Özellikle depremi kastetmiştim. Eğer biz ciddi bir bakanlık kurarsak, liyakata dayalı onu kurumlandırırsak, ciddi bütçe verirsek ve anayasal bir yapısı olursa siyaset üstü bir bakanlıkla, Türkiye’yi 10- 15 senede depreme hazırlarız. Gerçekten bu ülkenin artık depremle baş etmenin zamanının geldiğinin büyük ihtimalle farkında olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
‘Ülkemizin her metrekaresi 7 ve üzeri deprem üreteceği potansiyelde ‘
Türkiye’de her an 7 büyüklüğünde bir depremin yaşanabileceğini belirten Görür, şöyle dedi:
“Bir gerçek var, bu ülke bir deprem ülkesidir. Jeolojik yapısı böyle, oluşumu böyle. Alp Himalaya Dağ Kuşağı’nın gereği olan bir kuşak üzerinde bulunuyoruz. Ülkemizin her metrekaresi, ciddi 7 ve üzeri deprem üreteceği potansiyelde bir ülke. Dolayısıyla bugün, bugün olmazsa yarın, herhangi bir gün sabah uyandığımız zaman 7 büyüklüğünde bir depremin, herhangi bir yerde olduğunu ve binlerce insanımızı kaybettiğimizi duyabiliriz, öğrenebiliriz. Bu bizim için sürpriz olmaz. Sizleri korkutmayacak, adeta bu ülkede inanç birliğiyle uğraşacağımız bir davaya katkı sunmaya sizi davet ediyorum. O da şu, oylarınızla, oylarınızla partiler üstü, hangi partiye oy verirseniz verin başımızın üzerinde yeri var. Siyaset üstüdür bu deprem. Biz göçüklerden ölüleri, cesetleri, insanları bu partili, şu partili diye çıkartmıyoruz, hepsi bizim insanımızdır. Halk olarak Diyarbakır’ı deprem dirençli istiyoruz. Varsa böyle bir planın buyur gel, yoksa böyle bir planın bana yaklaşma, sana verecek oyum yok.”