İlahiyatçı Ebubekir Sifil deve sidiğinin içilebilir olduğunu söylemiş ve diğer ilahiyatçıların tepkisini çekmişti. Sifil bununla da sınırlı kalmadı, 2022 yılında da namaz kılmayan kişinin uyarılara rağmen kılmamaya devam ettiği takdirde öldürülebileceğini söyledi. Bunları söylediği video çok yayıldı ve orada “Bir adam var çok laubali davranıyor. Efendim, aslında namazın önemini biliyor. Kılmamak için herhangi bir meşru mazereti yok. Yani eli sağlam ayağı sağlam suya kavuşmuş, abdest alma sıkıntısı yok, namaz kılma sıkıntısı yok, zaman sıkıntısı yok vesaire. Bu adam keyfi olarak namazı sürekli biçimde aksatıyorsa cezaya çarptırılır. Çağırılır, azarlanır. Çağırılır, tekdir edilir. Çağırılır, dövülür. Devam ederse taziren öldürülebilir” diyordu.
İstanbul’un Pendik ilçesindeki Uluçınar Camisi İmamı Halil Konakcı da “Dinde zorlama var. Nasıl var? Namaz kılmamanın hukukta cezası var. Şimdi uygulanmıyor olabilir. Oruç tutmamanın dinde cezası var. Sopalama var. Demek ki zorlama var” demişti.
Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) avukatları ile avukatlar Nazan Bozkurt, Saim Rüştü Anlatıcı, Seda Baydere, Tülay Bekar ilahiyatçı Ebubekir Sifil ve imam Halil Konakcı hakkında Türk Ceza Kanunu’nun ”Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” suçundan suç duyurusunda bulundu.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu tarafından avukatların suç duyuruları işleme alınarak soruşturma başlatıldı. Soruşturmanın sonucunda Sifil ve Konakcı hakkında “kovuşturma yapılmasına yer olmadığına” karar verildi.
Kararda “Soruşturma kapsamında ve toplanan deliller ışığında soruşturma dosyasına konu konuşmanın bir bütün olarak bilirkişi marifetiyle metne döküldüğü ve konuşma içeriğinin bir bütün olarak incelenmesi, değerlendirilmesi ve şüphelilerden Halil Konakcı’nın 14 Haziran 2023 tarihinde huzurda tespit edilen ifadesinde şahsına ait Twitter hesabında yapılan konuşmanın Laurie Penny isimli yazarın bir romanında belirtilen içerikten aldığını, kendi inanç çerçevesinde bu kitabı değerlendirerek fikirlerini açıkladığını, İslami kurallar çerçevesinde tesettür kavramını açıklamaya çalıştığını, herhangi bir kitleyi hedef gösterme, tahrik etme yada alçaltma kastıyla hareket etmediğini beyan ettiği anlaşılmaktadır” dendi.
Savcılığın kararında “Soruşturma konusu olayımızda, TCK’nın 216. maddesinde sayılan maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılarak, şüpheliler hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildi” dendi.