Sekiz yaşındaki Narin'in boğularak öldürüldüğü, o sırada ağzından çıkan sıvının önce amcanın eline, oradan otomobilin direksiyonuna ve koltuğa bulaştığı belirlendi. Soruşturmada cesedi çuvala koyup dereye gömen adamın evi de arandı.

Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde 19 gün arandıktan sonra dere yatağında cansız bedeni çuval içinde bulunan sekiz yaşındaki Narin Güran’la ilgili soruşturmada sona yaklaşılıyor.

Adli Tıp Kurumu’ndan gelen bilgi soruşturmanın tek somut verisi konumunda. Rapora göre çocuk boğazı sıkılarak öldürülmüş. Bu sırada ağzından çıkan sıvı önce amca Salim Güran’ın eline, oradan da aracın direksiyonuna ve koltuğuna bulaşmış.

Ayrıca gözaltına alınanlarla ilgili de yeni gelişmeler oldu.

Geçen günlerde çocuğun iki kuzeni, İsa Kaya ve Şeyma Kaya sahte ihbarlar yaparak çalışmaları kilitledikleri gerekçesiyle gözaltına alınmıştı. Ancak dün adliyedeki ifadelerinin ardından serbest bırakıldılar.

Bu kişiler hangi suçlamalarla gözaltına alındı bilinmiyor, ancak Jandarma Suç Araştırma Timleri’nin (JASAT) tutanağına göre soruşturmayı manipüle etmek isteyenler genel olarak şunları yaptı:

1. Suriyelilerin kaldığı çadıra yakın bir konumda terlik bulunduğu iddia edilerek jandarma personeli bu kısma yönlendirilmeye çalışıldı.

2. Narin kaybolduktan iki gün sonra köyde yangın çıkarıldı.

3. Arama kurtarma çalışmaları esnasında olağandışı elektrik kesintileri yaşandı.

4. İki kişinin bir kız çocuğunu köyün üst tarafına götürdüğü şeklinde ihbarda bulunuldu.

5. Yanlış ifadelerle güvenlik birimleri yanlış yönlendirildi.

6. Jandarma personeli Eyertutmaz Deresi’nden uzaklaştırılmaya çalışıldı.

Kara kutu Hediye mi?

Cinayetin kara kutusu olabileceği düşünülen yenge Hediye Güran günlerdir uzatılan gözaltının ardından ‘kasten öldürmeye iştirak’ suçlamasıyla tutuklandı.

Söyleyecekleri Narin’in annesi Yüksel Güran’ın çelişkili ifadeleri nedeniyle kritik önem taşıyordu. Yüksel müşteki olarak verdiği ilk ifadede Hediye’nin saat 16.00 sıralarında geldiğini söylemişti. Ancak savcı karşısında kızın kaybolduğu 15.15’te birlikte, evde olduklarını dile getirmişti.

Yargı makamları Yüksel’in cinayet saatini Hediye’yle kapatmaya çalıştığından şüpheleniyordu. Ayrıca Kuran kursundan döndüğü saatlerde Narin’i görmüş, burada yaşananlara tanık olmuş olabileceği ihtimali üstünde duruyordu.

Kadının ifadesinden öne çıkanlar şöyle:

* Ben olay günü Narin’i hiç görmedim. Anne Yüksel’in evine iki defa gittim. Ancak her iki gidişimde de bir olaya şahit olmadığım gibi kimseyi de görmedim.

* Olay günü Salim’in kullandığı, eşime ait aracı kesinlikle görmedim.

* Salim’le aramızda kesinlikle bir ilişki yok.

* (Salim Güran’la görüşmesi ve dört cevapsız arama konusu) Cevapsız çağrılara ilişkin diyeceğim yoktur. Benim bu cevapsız çağrılardan haberim yoktur. 25 saniyelik sesli görüşmeyse tam olarak hatırlayamamakla beraber Salim’in eşi Melek’le yapmış olduğumuz görüşme olduğunu düşünüyorum. WhatsApp mesaj içeriğiniyse hatırlamamaktayım.

* (Salim ile cevapsız çağrılar ile mi haberleşmektesiniz?) Yok öyle bir şey, ben böyle bir şeyi kabul etmiyorum.

* Narin kaybolduktan birkaç gün sonra cep telefonumu değiştirdim. Benim cep telefonum bozuktu ve camı kırıktı. Eşim de bana cep telefonu aldı. Eski cep telefonumda evde bulunmaktaydı. Eski telefonumu beni almaya gelen jandarmaya rızamla teslim ettim.

* (Sultan Ecrin Güran tanık beyanında “Olay günü evden çamaşırları götürmek için bir kez çıktığınızı ve uzunca bir süre sonra döndü” dedi) Kızım Sultan Ecrin karıştırmış olabilir, ancak ben anlattığım şekilde evden önce çıktığımda çamaşırları bırakıp şalteri açtım. Sonra eve döndüm. Kısa bir süre sonrada şalteri kapatmak için tekrar şalterin bulunduğu Salim Güran’ın evine yakın yere gittim.

* (Evinizin deposunda bir arıza var, neden tamir ettirmediniz?) Yaklaşık 2-3 aydır evin damında bulunan su deposunda delik bulunmaktadır. Eşimde yanımda olmadığı için bunu tamir ettiremedik. Ben, eşimin ailesinden kimseye de bu durumu söylememiştim. Eşim gelince yeni bir tane alacağımızı söylemişti.

* Bizim evimizde eski bir televizyon vardı. Televizyon bazen açılır bazen açılmaz durumdaydı. Yakın zamanda çocukların halası yeni bir televizyon getirdi. Ancak televizyonu hala kurmamıştık.

* (Yüksel Güran’ın evine giderken hangi yolları kullandınız?) İlk gittiğimde caddeden yani parke taşlı yoldan gittim. Suyu açtıktan sonra bahçenin içinden geri döndüm. İkinci gittiğimde de yine bahçe yolundan giderek şalteri kapattım.

* Söyleyeceklerim bunlardan ibarettir. Benim olayla bir ilgim kesinlikle yoktur. Zaten olay günü Narin’i hiç görmedim. Olay sonrasında da köyde şüpheli bir şey duymadım. Kimse ifademi etkilemeye çalışmadı. Ben ailenin toplanarak karar aldığına ya da ifadelerle ilgili konuştuğuna şahit olmadım. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum.

Eşine sordular: Jandarmayı neden gizlice dinledin?

Hediye’nin eşi ve Narin’in amcası Fuat Güran olay günü Van’daydı. Çocuk kaybolduktan bir gün sonra köye geldi. Jandarma tutanaklarına arama kurtarma çalışmaları sırasında ekipleri gizlice dinlediği iddiasıyla girdi. Ayrıca kolluk güçlerini yanlış yönlendirdiği ileri sürülüyordu.

‘Suç delillerini yok etmek‘ suçlamasıyla tutuklu olan Fuat Güran’ın savcılıktaki detaylı ifadesi şöyle:

“Hatırladığım kadarıyla 03/07/2024 tarihinde Van ilinin bir köyünde çalışmak için 15-16 kişiyle birlikte gitmiştim. 21/08/2024 tarihinde sabah erken saatlerde işimizi bitirmiştik. Biçerin bakımını ve temizliğini yapıyorduk. Öğle saatleriydi… Daha sonra römorkun çekisinde kırık olduğu için kaynatıcıya götürdüm ve işim bitene kadar saat bayağı geç olmuştu.

‘Hediye aradı, ‘Narin kayıp’ dedi’

Akşam saatlerinde Van merkezde ailem için alışveriş yaptım. Hatırladığım kadarıyla 19.00-20.00 civarlarında yola çıktım. İşçisi bulunduğum kişilerin traktörü ile dönüyordum. Hatırladığım kadarıyla saat 20.30 sıralarında eşim Hediye Güran beni arayarak ‘Narin gözükmüyor, arıyoruz’ dedi. Ben de hızlıca gelmeye çalıştım, ancak traktör olduğu için yolculuk süresi uzun oldu.

Ben 22/08/2024 günü saat 15.00-17.00 civarlarında köye varmıştım. Köye varınca evime uğradım. Evde sadece küçük çocuklarım Damla, Ecrin ve Mustafa vardı. Çocukların söylediği kadarıyla eşim Hediye ise Arif Güran’ın evindeymiş. Eşyaları eve bırakıp ben de hemen ağabeyim Arif’in evine gittim. Sonraki süreçte ben de yanlarında bulundum.”

Ardından savcılık Fuat Güran’a peş peşe sorular sormaya başladı.

İlki 28/08/2024 tarihinde verdiği ifadesinde “Narin şu köyde olabilir” demesine dairdi.

Fuat bu soruya “Çarıklı’da olabileceği hususunu tahmin olarak söylemiştim; hatta diğer köyler olan Seni, Karakoç, Kankırte gibi çevre köylerde de olabileceğini söylemiştim, ancak tutanağa sadece Çarıklı yazılmıştır” cevabı verdi.

Fuat şöyle dedi:

“Benim olayla ilgili kesinlikle bir bilgim ve görgüm bulunmamaktadır. Ben kesinlikle kolluk birimlerini de yanlış yönlendirmedim. Narin’i kimin ne şekilde öldürdüğünü bilmiyorum. Ağabeyim Salim ile Nevzat arasındaki ilişkilerden bilgim yoktur. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum.”

İtirafçının evinde arama yapıldı

Tüm bunlar olurken soruşturma kapsamında 10 Eylül’de tutuklanan Nevzat Bahtiyar’ın Tavşantepe Mahallesi’ndeki evinde Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT) ekiplerince arama yapıldı. Ekipler arama çalışmalarının ardından evden ayrıldı.

Nevzat Bahtiyar jandarmadaki ifadesinde amca Salim Güran’ın kendisinden, küçük çocuğun cansız bedenini 200 bin lira karşılığında dereye bırakmasını istediğini öne sürmüş ve adliyeye sevk edilmişti. Çıkarıldığı sulh ceza hakimliğindeki ifadesinde amca Salim Güran’ın “Arif’in kızını öldürdüm, sen de bu cesedi alıp yok edeceksin. Yoksa seni ve aileni öldürürüm” şeklinde kendisini tehdit ettiğini iddia eden Bahtiyar “Çocuğu kasten öldürmeye iştirak” suçundan tutuklanmıştı.

Narin cinayetinin katalogu: Kim kimdir?