Türkiye’nin gözü aylardır sekiz yaşındaki Narin Güran’ın kim veya kimler tarafından öldürüldüğünü, bu suça hangi isimlerin ortak olduğu soruşturmasında ve başlayan yargılamanın ilk duruşmasında. Bugüne dek medyaya sızan ve sızdırılan bulgular kızın amcasını işaret etse de verilen çelişkili ifadeler düğümü çözmek yerine daha karmaşık hale getiriyor.
21 Ağustos’ta kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni dere yatağında çuval içine konmuş, bir bacağı kopmuş halde bulunan çocuğun ölümüne ilişkin davanın ilk duruşması 7 Kasım’da Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.
İddianamede aracında Narin’e ait DNA ve kıl örneği bulunan amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran ile gözaltına alındıktan sonra cesedi dere yatağına taşıdığını itiraf eden komşuları Nevzat Bahtiyar’ın olay anında aynı evde olduğunun tespit edildiği belirtilerek “İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Baba Arif Güran ‘müşteki’, aralarında tutuklu sanıkların da olduğu 21 kişi ‘tanık’ sıfatıyla ilk duruşmada hazır bulundu. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Diyarbakır Barosu da ‘müşteki kurum’ sıfatıyla duruşmaya katıldı.
Nevzat Bahtiyar: Susma hakkımı kullanmak istiyorum
Mahkeme başkanı duruşmada ilk olarak Narin’in cesedini dere yatağına götürdüğünü itiraf eden tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar’a söz verdi. “Okur-yazarım, evliyim, aylık kazancım 60 bin TL” diyen Bahtiyar mahkeme başkanının “Narin Güran’ı iştirakle öldürmekten yargılanıyorsun” demesi üzerine “Susma hakkımı kullanmak istiyorum. Son verdiğim beyan geçerlidir” diye cevap verdi. Mahkeme başkanı beyanlar arasında fark olduğunu söyledi. Nevzat Bahtiyar verdiği son beyanın doğru olduğunu yineledi.
‘Savcılıkta biraz korktum, şu an hür irademle konuşuyorum’
Sanık Nevzat Bahtiyar ifadesinde “Salim’i suyumuz kesildiği için aradım. En son verdiğim beyan doğrudur. O beyanı tekrar ediyorum. Arif Güran’in evinden Salim Güran bana seslendi. Yanına gittim. Salim Güran ahırın oradaydı. Orada buluştuk. Başka kimse yoktu” dedi.
Hakimin “Savcılıkta neden yanlış beyanda bulundun” sorusuna Bahtiyar “Savcılıkta biraz korktum. Silahla ailemle tehdit edildiğim için ifademi doğru vermedim. Şu an hür irademle konuşuyorum” dedi.
Bahtiyar “Nevzat suçu kabul et diye sana bir teklif geldi mi” sorusunu da “Hayır, kimse bana böyle bir teklifte bulunmadı” diye yanıtladı.
‘Parça parça suya at’ dedi’
Nevzat Bahtiyar ifadesine şöyle devam etti:
“Yüksel ve Enes’i görmedim. Salim beni eve götürdü. Evin içinde Narin’in cansız bedeni yatıyordu. Herhangi bir ses, tartışma, kavga duymadım. Salim ve Arif’in evinde kimseyi görmedim. Narin yerde hareketsiz yatıyordu. Salim bana ‘Yüksel ile cinsel ilişkiye girdiğimizi gördüğü için öldürdüm’ dedi. Büyük ihtimal boğarak öldürdüler. Cesedi ahırdaki torbaya ben koydum. Amcası benden Narin’in cesedini parçalamamı istedi. Vicdanım el vermedi.
İlk gördüğümde tüm vücudum tutuldu. Ama Salim silahla tehdit ettiği için kabul ettim. ‘Oğlun Muhammed’in kafasına sıkarım, sonra sana sıkarım’ dedi. Battaniyeyi Salim gitti getirdi. Nereden getirdi bilmiyorum. Evden dışarı çıktı getirdi. Narin cansız halde yatıyordu. Evde kimseyi görmedim. Narin’i battaniye içine koyup arabaya götürdüm. Hiç kimse görmedi. Narin’i arabaya koyduğum anda kafamı kaldırdım. Yüksel’i o zaman gördüm, ağlıyordu.”
Gazeteci Emrullah Erdinç’in aktardığına göre Bahtiyar’ın ifadesi alınırken şu diyaloglar yaşandı:
Hakim: HTS kayıtlarına göre soruyorum; 15.08 sen Salim ile buluşuyorsun, 15.15’te Narin geliyor, 15.08’de senin yanındaysa Yüksel Güran ile nasıl ilişkiye giriyor? Zaman tutmuyor.
Nevzat Bahtiyar: Ben Salim’i sadece evimin bahçesinde sulama yaparken 10-15 dakika sonra yukarıdan gelirken gördüm. Salim ile eve girdiğimde bana sadece “Narin’i kaybet” dedi.
Hakim: Eksik bölümler var, açıkla.
Nevzat Bahtiyar: Salim bana “dereye parça parça at” dedi.
Hakim: Daha önce böyle bir şey yaptın mı? Bu soğukkanlılık nerden geliyor?
Nevzat Bahtiyar: Beni tehdit ettiği için yapmak zorunda kaldım. Silahla beni tehdit etti. “Oğlun Muhammed’in kafasına ve senin kafana sıkarım” dedi. Ben de korktum.
Hakim: Evde Enes ve Yüksel’i gördün mü?
Nevzat Bahtiyar: Yok görmedim. Salim dışarı çıktı, battaniye getirdi. Ben evde yalnızdım kimseyi görmedim. Sonra Salim’le battaniyeye sardık. Ardından da benim arabanın yanına gittik, o sırada kimse bizi görmedi. Kırmızı arabama koydum. O sırada Yüksel’i gördüm yukarıdan, ağlıyordu.
Hakim çelişkiyi sordu.
Hakim: Sen battaniyeye sardıktan sonra Salim ne yaptı?
Nevzat Bahtiyar: O da arabayla çıktı.
Hakim: Tekrar soruyorum, ahıra ne zaman gittin?
Nevzat Bahtiyar: Battaniyeden çuvala koymak için ahıra gittim. Salim planlamadı, benim aklıma geldi. Ben çuvala koydum.
Hakim: Narin’in kıyafetleri üstünde miydi?
Nevzat Bahtiyar: Evet, siyah tişört vardı ve çanta vardı.
Hakim: Salim’in arabasından çıkan DNA var. Arabasında, battaniyede ıslaklık var mı?
Nevzat Bahtiyar: Bilmiyorum, hatırlamıyorum.
Hakim: Neden daha önce konuşmadınız?
Nevzat Bahtiyar: Salim’den korktum, konuşmadım.
Hakim Nevzat’a tekrar Yüksel Güran’ı sordu.
Nevzat Bahtiyar: Narin’i evin içine koyduğumda bizim evin üstü yüksekti, tepede Yüksel’i gördüm eli yüzünde bana bakıyordu. Enes’i hiç görmedim.
Hakim: Narin’in nasıl öldüğünü biliyor musun?
Nevzat Bahtiyar: Bilmiyorum, boğulmuştur.
Hakim: Salim ile Yüksel senin anlattığına göre iştirak halinde, Enes bu işin neresinde?
Nevzat Bahtiyar: Hiçbir yerinde.
Hakim: Salim sana “cesedi parçala” demiş neden yapmadın?
Nevzat Bahtiyar: Yapamadım.
Hakim: Neden taş koydun?
Nevzat Bahtiyar: Öyle istedim.
Hakim: Neden taş koydun, Salim sana “at” dedi, çuvalla atsan gidecekti ceset.
Nevzat Bahtiyar: Korktum, öyle yaptım. Benim oraya çuvalı taşıdığımı sadece Salim ve Yüksel biliyordu.
Hakim: Cesedi bıraktıktan sonra ne yaptın?
Nevzat Bahtiyar: Baldızımın evine gittim.
Hakim: Çok soğukkanlısın, hem korktum diyorsun, hem de soğukkanlı hayatına devam ediyorsun, bu bana inandırıcı gelmiyor. Daha önce birini öldürdün mü? Buna cevap vermeyebilirsin.
Nevzat Bahtiyar: Hayır, öldürmedim.
Hakim: O zaman baldızına neden peynir almaya gittin? İtirafta bulununcaya kadar kimseye anlatmadın değil mi?
Nevzat Bahtiyar: Anlatmadım.
Hakim: Sonra neden konuştun?
Nevzat Bahtiyar: Vicdanım.
Hakim: Abine Ali Rıza Güran tarafından teklif geldi mi “tarla verelim” diye?
Nevzat Bahtiyar: Evet öyle teklif geldi. Kardeşim geldi, bana söyledi ama bana kimse gelip teklifte bulunmadı.
Hakim: Güran ailesi şunu söylüyor; sen Narin’e para verip kendine alıştırmışsın, sonra da öldürmüşsün, doğru mu?
Nevzat Bahtiyar: Doğru değil.
Hakim: Narin’in patika yoldan evine gitmek için senin evinin önünden geçmesi gerekiyormuş öyle mi?
Nevzat Bahtiyar: Benim evin oradan da geçer başka yerden de
Hakim: Seninle Güran ailesi arasında husumet var mı?
Nevzat Bahtiyar: Hayır. Savcılıkta verdiğim farklı farklı ifadeler korktuğum için.
Duruşma savcısı soru soruyor: 15:27- 15:35 arasında silah yanında mıydı? Dört kişi de baz istasyonunda yan yana görünüyorsunuz. Bu kadar kısa sürede mi seni silahla tehdit etti?
Nevzat Bahtiyar: Evet o sırada tehdit etti.
Hakim: Salim’in üzerinde ne vardı?
Nevzat Bahtiyar: Hatırlamıyorum.
Hakim: Çıplak mı?
Nevzat Bahtiyar: Hatırlamıyorum.
Savcı: Salim Güran o gece Narin’in naaşının yanına gidiyor.
Nevzat Bahtiyar: Bilmiyorum.
Savcı: 17:46’da sen Salim’i aramışsın. Neden aradın?
Nevzat Bahtiyar: Ben aramadım.
Savcı: Whaatsapp’tan aramışsın
Nevzat Bahtiyar: Aramadım.
Hakim: Peynir almaya mı gittin o saatte?
Nevzat Bahtiyar: Peynir aldım.
Savcı: 25 kilo bir kızı tek başına mı taşıyarak dereye götürdün?
Nevzat Bahtiyar: Tek başına gittim.
Savcı: İpi nerden aldın?
Nevzat Bahtiyar: Oradan buldum.
Savcı: Dağ başında nasıl buldun?
Nevzat Bahtiyar: Narin’in çantasından buldum.
Diyarbakır Barosu avukatları: Salim’i ne zamandır tanıyorsunuz?
Avukat: Salim’i ne zamandır tanıyorsunuz?
Nevzat Bahtiyar: 30 yıldır.
Avukat: Salim’in evine hiç gittin mi bunca yıl içinde?
Nevzat Bahtiyar: Bir kere gittim.
Avukat: Onca zamandır hiç gitmediğin yere birden neden girdiniz?
Nevzat Bahtiyar: Sormadım.
Avukat: Evin önünde başka ayakkabı var mıydı?
Nevzat Bahtiyar: Hatırlamıyorum.
Avukat: Salim’in arabası evin önünde miydi?
Nevzat Bahtiyar: Hatırlamıyorum.
Avukat: Araç büyük, nasıl görmedin?
Nevzat Bahtiyar: Görmedim.
Avukat: Başka kimse var mıydı?
Nevzat Bahtiyar: Kimseyi görmedim.
Avukat: Narin’in cansız bedenini görünce tepkin ne oldu?
Nevzat Bahtiyar: Korktum.
Avukat: Narin’i görünce Salim’e ilk söylediğin ne oldu?
Nevzat Bahtiyar: Hatırlamıyorum.
Avukat: Normal hayatta olsa sormaz mısın?
Nevzat Bahtiyar: Bilmiyorum, düşünmedim. Panikle hiçbir şey düşünmedim
Avukat: Başkan Bey sorunca “battaniyeyi Salim dışardan getirdi” dedin. Dışarı çıktı mı, evin içinde biri mi verdi?
Nevzat Bahtiyar: Hatırlamıyorum.
Avukat: Sen 15.26’da evin içindesin, 15.35’te dışarı çıkıyorsun HTS kaydına göre. Bunca şey bu kadar kısa sürede mi oldu? Battaniye, terlik ve arabaya Narin’i koyman?
Nevzat Bahtiyar: Kaç dakika sürdü hatırlamıyorum.
Avukat: Narin’in çantası neredeydi?
Nevzat Bahtiyar: Boynundaydı.
Avukat: Battaniyeye kim sardı?
Nevzat Bahtiyar: Ben sardım. Bir tarafını ben tuttum, bir tarafını Salim sardı. İkimiz birlikte evden çıktık. Salim kapının önündeki terliği gördü ve “Narin’in terliklerini de al” dedi.
Avukat: Battaniye nasıldı, ne renkti?
Nevzat Bahtiyar: Hatırlamıyorum. Ahırımdaki oluktan aşağıya yavaşça battaniyeyle birlikte attım. Sonra ahırda çuvala koyarak Narin’i arabaya koydum. Battaniyeyi dışarıya bıraktım.
Avukat: Narin’i koyarken derenin seviyesi ne kadardı?
Nevzat Bahtiyar: Orada su vardı. 40 veya 50 cm. kadar su vardı.
Avukat: 38 dakika orada kalmışsın. Gitmen gelmen dört dakika olsa, 30 dakika ne yaptın orada?
Nevzat Bahtiyar: Ben elbiselerimi ve ayakkabılarımı çıkarmadım. Zamanı bilmiyorum. Çıktım baldızım Zeyneplere peynir almaya gittim. Çay içtim.
Avukat: Sen suya girmedin mi?
Nevzat Bahtiyar: Girmedim. 40-50 cm su vardı ama ben suya girmedim.
Avukat: Sen o dereyi iyi biliyorsun değil mi?
Nevzat Bahtiyar: Evet, biliyorum.
Hakim: Neden oraya bırakmaya karar verdin?
Nevzat Bahtiyar: Patika yol orasıydı.
Avukat: 38 dakika boyunca oradasın, delille tespitli. Sen Narin’i oraya saklarken bacağı dışarıda, haliyle hiç mi düşünmedin mi bir hayvan gelir diye.
O sırada Arif Güran “Seni Allah’a havale ediyorum” diye bağırdı.
Nevzat Bahtiyar: Bilmiyorum, ben hayvan yer diye düşünmedim. Ben tek taş bıraktım. Bilen sadece Salim’di, Salim de tam yerini bilmiyordu.
Avukat: Birçok Güran ailesi neden kayıtlarını sildi.
Nevzat Bahtiyar: Bilmiyorum.
Avukat: Salim’in telefonundaki sildiği bütün kayıtlar geri getirildi. O kayıtlarda 17:46’da sen Salim’i aramışsın, 41 saniye görüşmüşsün.
Nevzat Bahtiyar: Hatırlamıyorum.
Avukat: Sana ne dedi?
Nevzat Bahtiyar: Hatırlamıyorum.
Avukat: Salim senin bütün iddialarını inkar ediyor.
Nevzat Bahtiyar: Bilmiyorum.
Avukat: Kendi kızınla bu konuyu konuştun mu?
Nevzat Bahtiyar: Konuşmadım.
Avukat: Ailen senin için “Silik biridir, Salim ne derse yapar” diye tanıtıyor.
Nevzat Bahtiyar: Doğrudur.
Avukat: Kızının ifadesine göre Yüksel Güran “kızımı nereye bıraktıysanız kapıya bırakın, bari bir mezarı olsun” diye sizin eve doğru konuşma yapmış, sen biliyor musun kızının beyanını?
Nevzat Bahtiyar: Bilmiyorum, dosyada kimsenin ifadesini bilmiyorum.
Bakanlığın avukatları: Salim – Yüksel ilişkisini biliyor muydunuz?
Avukat: Salim Güran ile Yüksel Güran arasındaki ilişkiyi daha önce biliyor muydunuz?
Nevzat Bahtiyar: Hayır, bilmiyordum.
Avukat: Narin bu olayı nasıl görmüş?
Nevzat Bahtiyar: Bilmiyorum.
Avukat: Ama ilişki sırasında gördüğünü mü söyledi size?
Nevzat Bahtiyar: Bilmiyorum.
Sanık avukatı: Korkunuz neden geçti?
Avukat: 15:08’de siz Salim’i arayınca eşinize neden araçla evden ayrıldığınızı söylediniz?
Nevzat Bahtiyar: O beni görmedi.
Avukat: Salim’den ne kadar korkarsınız?
Nevzat Bahtiyar: Salim ile arkadaşız.
Avukat: Salim’den korkunuz neden geçti?
Nevzat Bahtiyar: Her şey ortaya çıkınca korkum da geçti.
Yüksel Güran’ın avukatı: Narin’i seviyor muydun?
Avukat: Tüm Türkiye gerçeği öğrenmek istiyor, artık konuşun. Narin Güran 15:11’de daha eve ulaşmadan siz yoldasınız. Narin’i alıp mı gittiniz?
Nevzat Bahtiyar: Hayır.
Avukat: Daraltılmış baz hareketlerine göre Narin’i görmen lazım, görmedin mi?
Nevzat Bahtiyar: Hayır.
Avukat: Narin’i seviyor muydun?
Nevzat Bahtiyar: Narin’i herkes severdi, çocuklar sevilir.
Avukat: Sen seviyor muydun?
Nevzat Bahtiyar: Yani normal çocuk işte.
Avukat: Narin’in torununla sorunu var mıydı?
Nevzat Bahtiyar: Yok.
Avukat: Narin’e hiç harçlık verdin mi?
Nevzat Bahtiyar: Hayır.
Avukat: Salim’den korkuyorsan, Salim tutuklanıp içerdeyken neden itiraf etmedin?
Nevzat Bahtiyar: Narin’i oradan çıkaracaktım, fırsatım olmadı.
Mahkeme Başkanı araya girdi: Neden Salim tutuklandıktan sonra Narin’i oradan çıkaracaktın?
Nevzat Bahtiyar: Vicdanım el vermedi.
Hakim: Yakalanacağını biliyor muydun?
Nevzat Bahtiyar: Evet, yakalanacağımı biliyordum.
Avukat: Diyelim ki baz kayıtları doğru. Narin’in cansız bedenini götürdünüz. Yüksel Güran’ı gördüğünüzü söylediniz. Ancak o dakikada Yüksel evde gözüküyor.
Nevzat Bahtiyar: Bilmiyorum, öyle gördüm.
Avukat: Sizin yakalanma anınızı anlatır mısınız?
Nevzat Bahtiyar: Oğlumun evindeyken odanın içinde oturuyordum.
Avukat: Jandarma gelince kapıyı mı çaldı?
Nevzat Bahtiyar: Kapı açıktı zaten.
Avukat: Jandarmayı görünce ne yaptınız?
Nevzat Bahtiyar: Oğluma adımı sordular, beni de aldılar.
Salim Güran’ın avukatı: Birini boğmaya çalıştığınıza dair kanıtlarımız var
Avukat: Salim daha önce sizi tehdit etti mi?
Nevzat Bahtiyar: Bu konuda konuşmak istemiyorum.
Avukat: Sizin ve eşinizin ailesi geniş mi?
Nevzat Bahtiyar: Sekiz kardeşiz.
Avukat: Eşinizin ailesi nerede yaşıyor, korucu olanlar?
Nevzat Bahtiyar: Battal… (sonrası anlaşılmadı)
Avukat: Siz tehdide uğrayınca eşinizin kardeşleri yardım etmez mi?
Nevzat Bahtiyar: Önce benim kardeşlerim gelir.
Avukat: Daha önce birini boğmaya çalıştınız mı?
Nevzat Bahtiyar: Hayır.
Avukat: Bir daha hatırlayın, kanıtlarımız var.
Nevzat Bahtiyar: Hayır, yapmadım.
Baba Arif Güran fenalaştı
Baba Arif Güran, Nevzat Bahtiyar konuşurken gözyaşı döktü. Fenalaşan Arif Güran polisler tarafından salondan çıkarıldı.
Ağabey Enes Güran olay gününü anlattı
Nevzat Bahtiyar’ın ifadesinin tamamlanmasının ardından Narin’i ağabeyi tutuklu sanık Enes Güran’ın ifadesine geçildi. Enes Güran Narin’in kaybolduğu güne ilişkin olarak şunları anlattı:
“Malatya’dan ayın 20’sinde geldim. Ertesi sabah 07:30’da uyandım. Annemi, Muhammet’i, Eren’i gördüm. Babam Arif Güran aşağı indi. Muzaffer Güran bize eşlik etti. Daha sonra babam ve Muzaffer Batman’a gitti. Narin, Muhammet, Eren ve ben evdeydik. Annemin evden çıktığını fark ettim. Saat geç olunca annemi aradık, yemek hazırladı. Narin yanıma geldi. Ben sosyal medyadaydım. Narin anneme ‘Saat 13:00 oldu, camiye gideceğim’ dedi. Daha sonra Narin’i görmedim. Koltuğa uzanıp yattım. Uyurken biri beni aradı, saat 16:00 sıralarında annemi ve Hediye’yi gördüm. Sonra dışarı çıktım.”
Hakim: Telefonun yanında mıydı?
Enes Güran: Evet. Sonra Tahir Kaya yanıma geldi, sohbet ettik. Bakkala gittik, cebimde 200 lira vardı. Sonradan Muhammet Kaya’yla çeşme tarafına gittik. Daha sonra beni eve bıraktılar. Eve gidince üvey babaannem Süheyla’yı gördüm.
Hakim: Saat kaçtı?
Enes Güran: Saat 17.30 sıralarıydı. Telefonla oynuyordum, annem abimi aramam gerektiğini söyledi. Geç geleceklerini söylediler. Sonra arkadaşlarımla sigara içiyordum.
Hakim: Esrar mı, sigara mı? Diyarbakır’da esrara da düz sigara deniyor.
Enes Güran: Hayır, sigara içiyorduk.
Hakim: Salim Güran’ı hiç gördün mü?
Enes Güran: Hayır, görmedim.
Hakim: Nevzat gibi senin de çelişen beyanların var, neden?
Enes Güran: Hatırlamadığım şeyler var.
Hakim: Bu çelişki bir şey gizlediğinizden değil yani?
Enes Güran: Olayın şokundan sayın hakim.
Hakim: Senin hoş olmayan bir görüntü içinde olduğun iddia ediliyor.
Enes Güran: Hayır, kesinlikle öyle bir şey yok.
Hakim: Salim’in kızlarıyla aranda sorun var mı?
Enes Güran: Hayır.
Hakim: Onlarla bir ilişkiye girdin mi?
Enes Güran: Hayır.
Hakim: Narin anneni ve amcanı öyle görmüş olabilir mi?
Enes Güran: Sayın hakim, o benim annem, bu şekilde sormanız çok kötü.
Hakim: Haklısın, özür dilerim. Gerçeği ortaya çıkarmaya çalışıyorum.
Hakim: Kolundaki ısırık ve banyo yapmak için mi Salim’in evine gittin? Cezaevinde bir hükümlü dilekçe vererek her zaman senin kolunu ısırdığını söylüyor. Ama “Cezaevinde hiç ısırmadı” diyor. Neden kolunu orada ısırmadın?
Enes Güran: Hayır, gitmedim. Suçlu değilim, Narin için cezaevindeyim. Baz istasyonu verilerini kabul etmiyorum.
Hakim: Kadınlar neden birbirine girdi, “neden kavga ediyorsunuz” diye sormadın mı?
Enes Güran: Narin’i kaybettiğimiz için Hediye Güran, Melike Güran, Yasemin Güran vs. vardı. Yasemin Güran’ı evinin tarafına iterek “Ne yapmaya çalışıyorsunuz” dedim. Neden kavga ettiklerini sormadım.
Hakim: Neden burada sanıksın Enes? Neden Muhammed vs. değil de sen diye hiç düşündün mü?
Enes Güran: Bilmiyorum. Hayır, düşünmedim.
Hakim: Kimden, neden şüphelendin?
Enes Güran: Salim’in arabasında kan olduğunu öğrenince amcamdan şüphelendim. “Aracında kan var” dendi, şüphelendim. Salim Güran’ın öldürme ihtimali olup olmadığını bilmiyorum.
Savcının 23 -24 ve 25 Ağustos’ta jandarmada verdiği ifadesinin HTS verileriyle örtüştüğünü ve bu ifadeleri kabul edip etmediğini sorması üzerine Enes Güran “Kabul etmiyorum. Üç gün boyunca kafam karıştığı için aynı ifadeyi verdim” dedi
Diyarbakır Barosu’nun avukatları sordu
Avukat: Kolunu nasıl ısırdın, gösterir misin?
Enes kolunu açıp kendisini nasıl ısırdığını gösterdi. Sonrasında da “Sert bir şekilde ısırdım kolumu, buradan sıkıp koltuğa bastırdım” dedi.
Avukat: Altı kez ifade verdin, altı ifadenin de tamamı çelişiyor. Kolluk ilk seninle ne zaman temas kurdu?
Enes Güran: 3’üncü gün müydü, 4’üncü müydü, o zaman bana nereye gidip geldiğimi sordular.
Avukat: Sana ne zaman “Narin kayboldu” diye sordular?
Enes Güran: En son 16.30’da.
Avukat: İnsan harekete geçmez mi?
Enes Güran: Onlara başladım demiştim. Şimdi konuşacağım olmuyor.
Avukat: Konuş, konuş. Konuş diye buradayız.
Enes Güran avukatına işkenceden bahsetmesinde sakınca olup olmadığını sordu. Mahkeme Başkanı bunun üzerine “kolluk tarafından işkence gördüysen anlatabilirsin” dedi.
Enes Güran: Açık konuşayım, bana Salim Güran ile ilgili sorular sorulurken işkence edildi. Nevzat ile ilgili söylediklerim doğru, köyün en pis insanıdır, kekemedir.
Enes Güran annesi Yüksel Güran’a işkence edildiğini, bu görüntülerin jandarma tarafından kendisine izletildiğini, şu an hücrede kaldığını ve ailesinin bunu bilmediğini mahkeme başkanına söyledi.
Anne Yüksel Güran: Nevzat ikimize de iftira atıyor
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada tutuklu sanıklar Nevzat Bahtiyar ve ağabey Enes Güran’ın savunmasının ardından anne Yüksel Güran’ın savunmasına geçildi. Mahkeme başkanı sanık Yüksel Güran’a ‘iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hakkında dava açıldığını belirtti. Güran savunmasında Narin’in kaybolduğu günün sabahı çok sevinçli olduğunu söyledi. Bir oğlunun dışında tüm aile bireyleriyle kahvaltı yaptıklarını anlatan Güran, “Mutluyduk, bilmiyorduk son soframız olacağını” dedi.
Güran, Narin’in kaybolduğu 21 Ağustos gününe ilişkin şunları söyledi:
“Narin, evdeydi. Bana ‘Anne, ne zaman bana gelinlik alacaksın, ne zaman enişteye gideceğiz?’ dedi. Bırakmadılar kızıma gelinlik alayım. Narin bir benim, bir ağabeyinin yanına koşuyordu. Ağabeyine ‘Neden bana oyuncak getirmedin?’ diyordu. Amcamın kızı, kız kardeşime gelmişti, ona ‘Hoş geldin’ demek için evine gittim. Çocuklar acıktıklarını söyledi. Narin, patates kızartması istedi. İyi ki ona patates kızartmışım. Daha sonra Muhammet ile Narin, telefon için kavga etti. Saat 13.00 gibi halen sofradaydı. Bulaşıkları yıkayıp temizlik yaptık. ‘Anne, Kur’an kursuna geç kaldım.’ dedi. Kızıma ‘Gitme, sıcaktır.’ dedim. ‘Anne, 16.00’ya kadar ders veriliyor, yalvarırım’ dedi, beni ikna etti. ‘Akşama kadar Hatice’nin yanına oynamaya gideceğim’ dedi. Daha sonra Kur’an kursuna gitti. Yemin ederim Narin, o odadan çıktıktan sonra gözüm kör olsun ki bir daha Narin’i görmedim. Narin, dışarı çıktığı zaman Muhammet içeri girdi. Daha sonra yattım, Enes telefonla oynuyordu. Uyanıp mutfağa gidip su içtim, tekrar gelip yattım. Odayı toplarken Muhammet’in çıkıp çıkmadığını hatırlamıyorum. O sırada Hediye bize geldi, bayağı oturduk. Elbise, düğün ve askerlik ile ilgili konuştuk. Daha sonra Enes’in elbiselerini getirdim, katlıyordum ki Enes’in telefonu çaldı, arkadaşı ile konuştu, daha sonra çıktı. Ne kadar konuştuğunu bilmiyorum. Hediye Güran, eve gideceğini söyledi. Kapıya çıktığında Enes eve geldi. Saati hatırlamıyorum. Enes’e ‘Neredesin?’ diye sordum. ‘Çeşmenin veya caminin yanındayım’ dedi, tam hatırlamıyorum. Daha sonra televizyonun bulunduğu odaya gitti, babasını aradı. Yemeğe yetişmeyeceğini biliyordum. Daha sonra evi toparladım. Enes, tekrar dışarı çıktı.”
Yüksel Güran jandarmanın “Salim’i hiç gördünüz mü?” diye sorduğunu belirterek “‘Görmedim’ dedim ama daha sonra dinamoyu çalıştırdığımda gördüm sanki” ifadesini kullandı. Narin’in kaybolduğu gün Nevzat Bahtiyar’ı hiç görmediğini öne süren anne Yüksel Güran, mahkeme başkanının, televizyonlara verdiği röportajlarda “Kim öldürdüyse gelsin, bir yere koysun, en azından bir mezarı olur” dediğini hatırlatması üzerine, şu beyanda bulundu:
“Yemin ederim, bunu hiç dememişim. 8 yaşında kızım var, kayıptır. Tüm Türkiye arıyor, bulamıyor. Bulurlarsa en azından bir mezarı olacak. Ne söylediysem tersine söylenmiştir. Narin’in kaybolması aklımızın ucundan geçmiyordu. Komşulara ve yakınlarıma sordum ama Narin oralara gitmemişti. Cami inşaattır, ‘Belki Narin orada oynamış, kafasını bir yere vurup düşmüştür’ diye caminin kapısına vurdum, ‘Açın’ dedim. Daha sonra hepimiz aramaya başladık. Her tarafı aradık ama Narin’i bulamadık. Nevzat’ın karısı da benimle birlikte geldi. Beni teselli ediyordu. Hepimiz, Narin’i arıyorduk. Bir çukur nerede varsa orada onu arıyorduk. Sonra kim jandarmayı aradı bilmiyorum, dünya başımıza yıkıldı.”
Mahkeme başkanının “Narin’i sen öldürmedin mi?” sorusunu Yüksel Güran “Yemin ederim, ben öldürmedim” diye yanıtladı. “Salim öldürdü mü?” sorusu üzerine Yüksel Güran, “Sanmıyorum. Salim öldürmüşse veya kim öldürmüşse onları Allah’a havale ediyorum” ifadelerini kullandı.
“Peki Nevzat mı öldürdü?” sorusunu ise Güran, “Her şey ortada” diye cevapladı. Anne Güran, “Oğlun öldürmüş olabilir mi?” sorusu üzerine “Hayır” dedi. Mahkeme başkanının, “Köydeki kadınların kavgasından haberiniz var mı, size küfrettiler mi?” diye sorması üzerine Güran, “Hayır, hiç kimseyi görmemişim” ifadesini kullandı. Yüksel Güran’a tutanaklarda yer alan “Enes’i nasıl korurum?” şeklindeki ifadeleri de hatırlatıldı.
Anne Güran, bir kadın jandarma personelinin, “Ankara’da bir dairede Enes’in ve tüm ailenin fotoğraflarının olduğu” bilgisini kendisiyle paylaşması üzerine birilerinin Enes’i öldüreceğinden korktuğunu ve bu nedenle “Enes’i nasıl koruyabilirim?” dediğini öne sürdü. Mahkeme başkanının “Narin’i öldürse kendi ellerinle teslim eder misin?” diye sorması üzerine Güran, “Yemin ederim teslim ederim. Kızım öldüğü zaman tüm sevgimi Narin’e verdim, hepimiz Narin için ölüyorduk. Narin, benim kıymetlimdi. İnsan ölüyor, mezarı oluyor ama 8 yaşındaki bir kız çocuğum için ciğerim yanıyordu, bu cümleleri kullandım” diye konuştu. HTS raporuna göre olay günü saat 15.20’de Salim Güran’ın evlerinde olduğunun tespit edildiğinin belirtilmesi üzerine de Yüksel Güran, “Kesinlikle Salim evimize gelmemiş” dedi.
Mahkeme başkanının “Nevzat’ın öldürdüğünü söylüyorsun. Nevzat’ın beyanına göre Nevzat da eve gelmiş. Baz kaydı, Nevzat’ın Arif Güran’ın evine gittiğini gösteriyor. Senin, Enes’in, Salim’in ve Nevzat’ın da evde olduğunu söylüyor” demesi üzerine anne Güran, şu beyanda bulundu: “Kesinlikle Salim ve Nevzat evimize gelmemiştir. Evimizin etrafından dolanıp dolanmadıklarını bilmiyorum. Evin etrafına gelse nereden göreyim, camlar kapalı. Oturuyoruz, uzanıyoruz, evin içinde yatıyoruz, dışarı çıkmıyoruz. Ne araba ne ayak sesi duymadım.”
“Salim ile ilişkiniz var mı?” sorusunu ise Güran “Yemin ediyorum, Salim ile hiçbir alakamız yoktur” diye yanıtladı. “Oğlunu başka biriyle, bir havyan ile uygunsuz şekilde gördün mü?” diye sorulan anne Güran “Hayır, hayır. Kesinlikle öyle bir şey yok, benim çocuklarım akıllıdır” dedi. “Salim Güran ailenin reisi mi?” diye sorulması üzerine Yüksel Güran, “Hayır, hepsi kendi evinin reisidir” dedi. Güran “Nevzat Salim’e iftira atmış olabilir mi?” şeklindeki soru üzerine de şunları söyledi:
“Allah bilir. Bana iftira atıyor, namusuma leke sürüyor. Allah’tan korkmuyor. Kim yapmışsa Narin’in katilini istiyorum. Bırakmadılar, Narin’e gelinlik giydireyim, kefen giydirdiler, hayallerimizi yıktılar, namusumuzu kirlettiler. 22 senedir evliyim, hiçbir hatam olmadı, 5 çocuğum var. Nasıl namusuma leke sürüyorum? Kocam bir gün yüzüme tokat atmadı, yüzüme tükürmedi. Kocam bana gül gibi bakıyordu. Saçımı süpürge ediyorum. Çocuklarımın harçlığı için sabah erken kalkıyorum. Beni öldürün, Salim ile alakam yok. Asın beni burada. Bunun yüzüne bakın, bu insan mıdır? Namusuma leke sürmeyin, Güranlara leke sürmeyin. Yemin ederim, Salim evimize gelmemiş. 5 çocuğum var, tüm çocuklarımın psikolojisi bozulmuş.”
Savcının “Enes Güran’ın olay gününe ilişkin çelişkili beyanlarda bulunduğunu” hatırlatması üzerine ise anne Güran, “Enes’in aklına her şey gelmiyor, çocuktur” dedi. Diyarbakır Barosu avukatlarından Mehdi Özdemir “Nevzat Bahtiyar’ın eşi Gazal ile karşılaştınız mı?” diye sorunca Güran, “Beni teselli ediyordu. ‘Narin’i bulacağız. diyordu” beyanında bulundu. Mahallede kadınların arasında yaşanan tartışmayı hatırlatan avukatın “‘Narin’in mezarı olsun.’ diye aranızda bir bağrışma oldu mu?” sorusunu ise Yüksel Güran “Kesinlikle olmadı” diye yanıtladı.
Avukatın Narin’in kaybolduğu gün bir yere gidip gitmediğini sorması üzerine Güran, o gün hiçbir yere gitmediğini öne sürdü. “Narin kaybolduktan sonra Salim’i gördünüz mü?” diye sorulan Yüksel Güran, “Yemin ederim görmedim. Sadece Hüseyin Güran’ın kapısında gördüm, o da saniye sürdü. Salim’in çocuklarını hiç görmedim. Akşamüstü karısı, çocukları, kardeşi, hepsi kapıdaydı. Öğlen hiç onları görmedim” dedi.
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı avukat Nahit Eren’in “Ben bir anneyi sorgulamam. Salondaki kalabalığı görüyorsun. Hepimiz Narin için buradayız. Öldürenler ceza alsın diye buradayız” şeklindeki sözleri üzerine gözyaşı döken anne Yüksel Güran, “Kızımı öldürdüler, bırakmadılar gelinlik giydireyim, kefen giydirdiler. Bizi de öldürdüler” dedi.
Nahit Eren’in “Şu an burada sen olmalısın müşteki olarak ama karakol seni çağırmış, ifadeni almış, ‘Kızına ne olmuş bulalım diye.’ Demişler ki ‘Eşarp var merdivenin üstünde.’ Demişsin ki imama, ‘Bu mor eşarp mı başındaydı? diye.” belirtmesi üzerine Güran, “İmam, ‘Bu eşarba benziyor ama emin değilim.’ dedi. Buna benzediğini söyledi. Eşarp evdeydi, şu anda da evdedir.” “Sizin evde bir insan kanı vardı” diyen Eren’in bu kanın kime ait olduğunu sorması üzerine Güran “T. Kaya diye bir çocuğun kanı” yanıtını verdi. Güran “Herkes, Narin’in üzerine titriyordu çünkü bir kızım vardı, engelliydi, kaybettim. O yüzden Narin’i çok seviyorlardı” ifadelerini kullandı.
Avukat Asya Cemre Işık’ın “Evde bulunan mor yazma nerede?” sorusu üzerine anne Güran “Narin gittiği gün mor yazma başındaydı. İmam, Narin’in başında mor yazma olduğunu söyleyince ben de evde bulunan mor yazmayı jandarmaya gösterdim. Yemin ederim Narin’i görmedik. Narin’in tırnağını dünyaya değişmem” diye konuştu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nı temsilen katılan avukatın “Nevzat, Narin’i neden öldürsün? diye sorması üzerine Yüksel Güran, şu beyanda bulundu: “Kızımda olaydan birkaç gün önce 20 lira vardı. ‘Kızım, bu parayı sana kim verdi? dedim. ‘Nevzat ağabey verdi’ dedi. ‘Kızım, neden alıyorsun?’ dedim. (Nevzat Bahtiyar) Önce ‘Salim’in aracında DNA çıktı, bana (Narin’in cansız bedenini) yolda verdi’ dedi. Sonra (Narin’in cesedinin) bizim evde olduğunu söyledi ifadesini değiştirerek. Allah’ım bu adam delirmiş de kızımı öldürmüş. Sonra ifade değiştirdi, evin içerisine getirdi.” Anne Güran, Nevzat Bahtiyar’ın evlerinin içine girmediğini öne sürdü.
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ da “Narin, amcası Salim’in aracına ne zaman bindi?” diye sorması üzerine Yüksel Güran, “14 Temmuz’da” dedi. “Olaydan önce Salim’in aracına bindiniz mi?” diye sorulması üzerine anne Güran, “Nereye gitseydik kendi aracımızla gidiyorduk” dedi. “Nevzat, evinize misafirliğe gelir miydi?” diye sorulan Güran, “Nevzat, bize hiç gelmiyordu, hiç hatırlamıyorum, eşi bize geliyordu. Suları yoktu, sürekli bize gelip su alıyorlardı. Bu da bizim iyiliğimizdi, başımıza bu geldi” ifadelerini kullandı. Mahkeme başkanının “Nevzat’ın olay günü biriyle cinsel ilişkiye girdiğini duydunuz mu?” diye sorması üzerine Güran, şöyle dedi:
“Hayır, duymadım. O kadar istiyorum ki ona saldırayım. Hiç Allah’tan korkmuyor mu? Onu ve çocuklarını Allah’a havale ediyorum. Yemin ederim ikisi de (Salim Güran, Nevzat Bahtiyar) evimize gelmedi. Nevzat, ikimize de iftira atıyor. Narin’in katilini istiyorum, katilini çıkarın bana.”
“Narin, görmemesi gereken başka bir şey görmüş olabilir mi?” diye sorulan anne Yüksel Güran “Hayır” yanıtını verdi.
Baba Arif Güran: Bu olayda herkesten şüphelendim
Tutuklu sanıkların savunmalarının ardından baba Arif Güran, “müşteki” sıfatıyla duruşmada yer aldı.
Baba Güran, şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini belirtti.
Mahkeme başkanının “Sizce kızınızı kim öldürdü?” sorusu üzerine Güran, şunları kaydetti:
“Herkes bir şeyler söylüyor. O akşam köye geldiğim zaman yaklaşık 6 gün uyumadım, yemek yemedim. Ondan dolayı unutkanlık ve halsizlik çok var. Her tarafa baktım, kızım için bir seferberlik başladı bulunması için. Telefonumu kimin sosyal medyaya attığını bilmiyorum. Çok sayıda kişi arıyor. İnsanlar mesaj atıyorlar, ‘Kızın bende.’ diye. Bunlar mesaj attıkları zaman jandarmaya iletiyordum. Kardeşlerim telefona bakıyorlardı ve onlar da ‘Artık cevap veremiyoruz.’ diyorlardı, o yüzden telefonu uçak moduna alıyordum. Kızımın kaçırıldığı düşüncesine girdim. Benim kimseye bir zararım olmadı. Bir insan bana zorbalık yaparsa ben de yaparım. Eğer iyi şekilde konuşursa ben de öyle konuşurum. Yapıcı bir insanım.”
Narin’in kaybolduğu gün Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde olduğunu, köyden bazı kişilerin kendisini aradığını anlatan Güran, bu aramalar üzerine Narin’in kaybolduğunu öğrendiğini belirtti.
Köye 21.00 sıralarında yetiştiğini dile getiren Güran, o akşam köpeğin evinin 500 metre arkasındaki kanala yoğunlaştığını söylediklerini kaydetti.
Yaklaşık 50 kişiyle köyün arka tarafında arama yaptıklarını, yaklaşık 2,5 kilometre köyün arkasına gittiklerini ifade eden Güran, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Köyün alt kısmında gezdik. Dediler ki köpek mısır tarlasından koku almış, oraya doğru gittik. Ondan sonra amcamın oğlu beni aradı, trafik kazasının olduğunu söyledi ve ‘Mezarlığın oraya gel.’ dedi. Amcamın oğlu jandarmayla beraberdi, jandarma bana fotoğrafı gösterdi, az da olsa benzettim. ‘Onun olmadığını gözümle görmem lazım.’ dedim. Hastaneye gittikten sonra kızım olmadığını anladım.”
Mahkeme başkanının, “Şüphelendiğiniz biri oldu mu?” sorusu üzerine Güran, “Benim karşımdadır (Nevzat Bahtiyar).” dedi.
Nevzat Bahtiyar ile aralarında bir arabanın satışı nedeniyle sorun yaşandığını savunan Güran, “Enişteme, ‘Biz bu arabayı Nevzat’tan aldık, bu zararın hepsi benim mi olacak?’ dedim. Akşam eniştem beni aradı, ‘Salimlerdeyim, gel oraya.’ dedi. Nevzat da geldi. Kavga aşamasına geldik. ‘Asla kabul etmiyorum, seninle alakası olmayan bir ticarettir. Bu parayı kesinlikle ödemiyorum, bana haksızlık ediyorsun.’ dedi. Ben de kekemeliğiyle dalga geçtim. Bu konuşmalarımız sakin geçmedi.” ifadelerini kullandı.
Mahkeme başkanının, “Bu olaydan dolayı sana kin beslediğini mi düşünüyorsun?” sorusuna Güran, “Bana kimse 50 bin lira için çocuk öldürmez.’ dediler ama husumetimiz oldu. İlk günlerden itibaren kızımın tepeye çıkmadığını iddia ettim.” yanıtını verdi.
Mahkeme başkanının, “Devletin kameraya bakmadığını mı söylüyorsunuz?” sorusu üzerine Güran, “Bizim bakma yetkimiz yok.” dedi.
Mahkeme başkanının, “Tüm Türkiye sizin kızınızı arıyor, devlet arıyor. Oraya dron getirmeyi akıl eden devlet, kameraya mı bakmıyor?” şeklindeki ifadesi üzerine Güran, “Evime çıkan rampa dümdüz, herhangi bir ağaç yok. Evimin karşısını gören kamera zaten var. Bugün Nevzat Bahtiyar, belki suçsuz da olabilir.” diye konuştu.
Mahkeme başkanının, “Aile arasında ‘Bu topu Nevzat’a yıkalım, cinayeti Nevzat üstlensin.’ diye bir karar aldınız mı?” sorusunu baba Güran, şöyle yanıtladı:
“Biri benim kızımı öldürecek ve ben gidip onunla anlaşma mı yapacağım? Akıl ve mantık kabul eder mi? Benim ruhum ve parçam gitti. Kızımın bir mezarı varsa devlet sayesindedir. Devlet, kızımı buldu. Kimse yerini göstermedi. Bir insanda gerçekten vicdan, merhamet, Allah ve peygamberi varsa bir babanın kızını götürüp sonra gelip o babanın yanında oturur mu? Bu adam nasıl gelip benim yanıma oturuyor? Benim karşımdadır şu an. Olayın 1, 2, 3, 4, 5. günü gelip bana söyleseydi şimdi Nevzat, benim başımın tacıydı. Kızımın dosyası 85 milyonun dosyasıdır. Hepsi benim başımın üstüne gelmiş.”
Avukat Aydın Özdemir’in “Bu olayda Nevzat dışında kimseden şüphelendiniz mi?” sorusu üzerine Arif Güran, “Bu olayda herkesten şüphelendim. Gölgemden bile şüphelendim. Yeğenlerimden dahi şüphelendim çünkü bana ‘Kızın bende.’ diye yalan mesaj atanlar dahi vardı. Allah hakkımızı bırakmasın. Eğer bir insan kızımı saklayıp sonra gelip benim yanında oturuyorsa ben o insandan her şeyi beklerim.” beyanında bulundu.
Avukat Nahit Eren’in “Aile bireyleriyle bir araya gelerek toplantı yaptınız mı?” sorusuna karşılık Güran, bir araya gelmelerinin söz konusu olmadığını iddia etti.
Arif Güran, şöyle devam etti:
“Hemen hemen her akşam yemek hazırlanıyordu, diğerleri yemeğe gidiyordu ama ben gitmiyordum. Olayın 6. gününe kadar bir şey yemedim, günde 1-2 saat uyudum. İnsanlar benim ruhumu, parçamı benden almış ama ben ‘Kimseye iftira atamam.’ dedim. Kızımın öldürülmesinde kimin parmağı varsa parmakları kırılsın. Gözaltından çıktıktan sonra ağabeyimin evine gece 03.00’te gittim. Misafirler geldi, bir gece orada kaldım. Baktım çok kalabalık oluyor, o yüzden evime gittim.”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını temsilen katılan avukatın “Sosyal medyada paylaşılan bir video var, oğlunuza (Enes), ‘Bugünler de geçecek, moralini bozma, fazla konuşma.’ diyorsunuz.” şeklindeki ifadesi üzerine Arif Güran, “Oğlumdur, ona moral vermeyeyim mi? Ben mi kızımı öldürdüm, bunu mu demek istiyorsun? Bir teselli verdim, bu suç mudur?” dedi.
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ’ın “Eşinizden şüphelendiniz mi?” sorusuna da Güran, eşinden asla şüphelenmediğini belirtti.
Güran, “Çünkü eşim beni olay günü 17.00 gibi aradığında sesi hiç tedirgin değildi. Yemeğe gelip gelmeyeceğimi sordu. Sesi gayet normaldi” dedi.
Bahtiyar’ın eşi: Kimin suçu varsa çeksin
Ardından tanık olarak dinlenen Nevzat Bahtiyar’ın eşi Gazal Bahtiyar ise Kürtçe kendisini daha iyi ifade edebileceğini söyledi. Bunun üzerine bir polis memuru tercüman olarak geldi.
Mahkeme başkanının “Narin’in kaybolduğu gün Yüksel Güran size geldi mi?” sorusu üzerine Bahtiyar “O gün hiç gelmedi. Sadece gördüm. Narin’in kaybolduğu gün Çarıklı’ya eşim çocuğumun elektrik işini yaptı. Daha sonra eve geldi, yemek yedik. Şebeke suyu gelmeyince Salim’i aradı. Ben ve kızım vardı arama yapılırken. Suyun gelmediğini Salim’e belirtip DİSKİ’yi aramasını söyledi. Salim de ‘Tamam’ dedi. Bir dakikalık konuşma oldu. Daha sonra bahçedeki meyve ağaçlarını sulamaya gideceğini söyledi.” dedi.
“O gün köyün erkekleri davetiye dağıtmaya çıkmış, bunu biliyor muydun?” diye sorulması üzerine Bahtiyar, bilmediğini ileri sürdü.
Bahtiyar, “Eşiniz dışarı çıktıktan sonra ne zaman görüştünüz?” sorusu üzerine, “‘Ben gidiyorum.’ dedi ve ondan sonra hiç görmedim.” ifadesini kullandı.
“Peynir almaya mı gitti?” diye sorulan Bahtiyar, şu beyanda bulundu:
“Kız kardeşime peynir almaya gitti. Saat 17.00 gibi peynir getirdi. Yüksel, akşam 19.00 gibi bizim o taraflara geldi, Narin’in kaybolduğunu söyledi. Kendine vurduğunu gördüm. ‘Kızımı öldürdüler mi, kaçırdılar mı? Kızım yoktur’ diyordu.”
“Narin olayından sonra eşinizde şüpheli hareketler gördünüz mü?” sorusu üzerine Bahtiyar, “Eşimin hareketlerinde hiçbir değişiklik yoktu. Şüphelenseydim kendi elimle teslim ederdim” şeklinde konuştu.
Gazal Bahtiyar’a “Eşiniz olayı itiraf etti, bunun için neler söyleyeceksiniz?” diye de soruldu.
Bunun üzerine Bahtiyar, “Bilmiyorum. Sadece televizyondan gördüm.” dedi.
Mahkeme başkanının “Pazarlık yapmak için kimse geldi mi?” diye sorduğu Bahtiyar, “Ali Rıza Güran, bir teklifte bulundu. Yaşlı biridir. H.K. diye birisinin aracılığıyla, bana ‘Gel, evinde otur, Nevzat bu olayı üstlensin.’ ‘Gazal gelsin, köyde rahat rahat yaşasın.’ denildi. Ben de kabul etmedim. Kimin suçu varsa çeksin.” beyanında bulundu.
“Salim’in üvey annesi size bir şey dedi mi?” diye sorulan Bahtiyar, “‘Salim tutuklandı, Nevzat da tutuklanacak.’ dedi. ‘Daha Narin’in cansız bedeni bulunmadı, hayırdır?’ dedim. O da ‘Onun da ifadesi alınacak.’ dedi. Bütün köyün ifadesi alındığı için bunu normal karşıladım.” şeklinde konuştu.
“Güran ailesiyle husumetiniz var mı? sorusu yöneltilen Bahtiyar “Hayır, bir husumetimiz yoktur. Aramız çok iyi. Narin’in cenazesinin bulunduğu gün benim oğlum onların evindeydi. Araları iyiydi. Bir sorunumuz yoktu” ifadelerini kullandı.
Eşi Nevzat Bahtiyar ile Arif Güran arasında araç alım satımında yaşanan sıkıntıya ilişkin yöneltilen soruyu Gazal Bahtiyar, şöyle yanıtladı:
“Araçla ilgili bir sorun vardı. Kendi aralarında anlaşmışlardı. Bu olayı çözmüşlerdi. Parayı verirken de kardeş gibiydiler. Sürekli birbirlerinin yanına gidiyorlardı. Salim ile Nevzat, birbirine ‘kardeşim’ diye hitap ederdi.”
“Salim, eşinizi çapkınlık işlerine karıştırır mıydı?” diye sorulan Bahtiyar, “Eşim çapkın değildir. Bana her zaman iyi davranırdı. Namuslu biriydi. Bana kötü davrandığımı hiç görmedim.” dedi.
“Narin’in biri tarafından öldürüldüğü yönünde bir şeyler duydunuz mu?” sorusu üzerine Bahtiyar, “Sadece Salim tutuklandığında onun öldürdüğü söyleniyordu. Eşimin üzerine hep iftira ediyorlar.” ifadesini kullandı.
Eski Diyarbakır Baro Başkanı avukat Nahit Eren’in, “Nevzat, su için Salim’i aradığında, onunla görüştüğünde orada mıydın? Bu konuşmadan ne kadar süre sonra aracına binip gitti?” diye sorması üzerine Bahtiyar, “Telefonda su ile ilgili konuştu. 10-20 dakika gibi bir sürede gitti. Tam kaç dakika sonra gittiğini bilmiyorum.” beyanında bulundu.
Nahit Eren’in “Bir ifadende Güran ailesi için sır küpü olduğunu söylemişsin. Neden bunu dedin?” sorusu üzerine ise Gazal Bahtiyar “Sır küpü cümlesini kullanmadım. Teselli için gidiyordum, ‘Aile sohbetimiz var.’ deyip aralarına almıyorlardı” dedi.
Basına yansıdığı kadarıyla ne olmuştu?
En başından, adım adım ilerleyelim.
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı kırsal mahalle Tavşantepe’de yaşayan küçük kız 21 Ağustos’ta Kuran kursundaki dersi bitince arkadaşlarıyla evine doğru yola çıktı. Bir güvenlik kamerasına yansıyanlara göre saat 15.15’te arkadaşlarından ayrılıp kestirme patikadan eve doğru yürümeye başladı. Bu, onun canlı görüldüğü son andı.
Çocuğun kaybolduğu haberi jandarmaya ulaştıktan sonra bütün köy onu aramaya başladı. Haberin ulusal çapta yayılmasıyla da ülkenin kalbi 90 haneli köyde atmaya başladı.
Kayalıklar, dere ve sazlık alanlar, tarlalar, mahalledeki atıl alanlar, boş evler, ahırlar, samanlıklar, dere yatağı ve bahçeler ‘yer altı görüntüleme’ cihazları da kullanılarak arandı. Ancak ses seda yoktu. Herkes eli boş dönüyordu. Oklarsa kızın muhtar da olan amcası Salim’i gösteriyordu. Narin’in kaybolmasından 12 gün sonra, 2 Eylül’de ‘tedbiren’ tutuklandı.
Minik çocuk 8 Eylül’de bir çuval içinde, dere yatağında bacağı kopmuş halde bulundu. Üzerinde bir kişinin tek başına taşıyamayacağı kadar büyük, 15-20 kiloluk taşlar vardı.
Kamuoyu büyük yasa büründü. İnsanlar ne olduğunu anlamaya çalışırken bakanlar, özellikle İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya baş sağlığı dilemeyerek aileyi işaret ediyordu:
“Oldukça açık yani daha fazla bir şey demeye gerek yok. Yani herkesin okuduğu zaman, anladığı, hissettiği bir durum. Tekrar anlatmaya gerek var mı? İnşallah bir daha insanlığımızdan utanacağımız tablo ile karşı karşıya gelmeyiz.”
Ardından anne Yüksel, baba Arif ve Narin’in iki kardeşi dahil çoğu kızın akrabası 22 kişi gözaltına alındı. İlerleyen süreçte bunlardan 11’i tutuklandı. Kalanlar serbest bırakıldı. Aralarında Arif de vardı.
Amca ifadesinde Narin’i öldürmediğini söylüyor, birçok isim anarak bahse konu saatlerde ne işle meşgul olduğunu detaylı şekilde anlatıyordu.
Soruşturma sırasında Salim’in komşusu Nevzat Bahtiyar’ın cesedi dereye gömen kişi olduğu ortaya çıktı. İlk ifadesinde özetle Salim’le yolda karşılaştıklarını, adamın aracında battaniyeye sarılmış bir ceset olduğunu ve 200 bin TL teklif edip ailesiyle gözdağı vererek “Al bunu yok et” dediğini söylüyordu.