Ceylan Kılıç İstanbul’un yoksul semtlerinden Esenyurt’ta yaşıyordu. 2006 yılında hayatını Abdulkerim Kılıç’la birleştirmişti ve bu evlilikten üç de çocuğu olmuştu. Ceylan’ın kardeşi Gülşen de Abdulkerim Kılıç’ın kardeşi Adem’le evliydi ve Ceylan’ın yaşadığı sorunları yakından biliyordu. Ve o bunu bilmese de, Ceylan’ın yaşadıkları onu hayattan koparacak geceye giden yolun da taşlarını döşüyordu.
2022 yılının 8 Nisan’ında Ceylan evdeki koltuğunda ölü bulundu. Ramazan ayının yedinci günü sahur vakti silahla vurulmuştu Ceylan ve eşi Abdulkerim bunun intihar olduğunu savunuyordu. Abdulkerim olayın hemen ardından tutuklandı. Ailesi Ceylan’ın cinayete kurban gittiğini söylüyor, kızlarının uzun zamandır işkence gördüğünü anlatıyordu. Ceylan’ın babası Cevdet Allahverdi daha önce ifade vermiş, diğer kızı Gülşen’in bu konuda söylediklerini kayda geçirmişti.
Muş’ta yaşayan Cevdet Allahverdi’nin anlatımına göre 2021’in Eylül ayında diğer kızı Gülşen kendisini aramış ve “Ceylan’ı öldürüyorlar” demişti. Gülşen’den öğrendiğine göre Abdulkerim tavanı kırmış, “Kendini as, sen kendini asmazsan ben seni öldürürüm” diyerek Ceylan’ı tehdit etmişti. Bununla da kalmayan Abdulkerim bir gece Ceylan’ın üzerine o uyurken kaynar su dökmüştü. Bunları duyunca paniğe kapılan baba hemen Kıraç Polis Karakolu’nu aramıştı ve ekipler Ceylan’la Abdulkerim’in evine gitmişti. Polis oradayken Ceylan memurlardan birinin telefonuyla babasını aramış ve “Baba niye şikayetçi oldun, kocamdır, bir şey olmaz, üç çocuğum var” demişti. Baba artık karışmama kararı almıştı bundan sonra ama iddiaya göre Abdulkerim’le Ceylan’ın arasında ‘kuma’ kavgası vardı. Abdulkerim bir kadınla daha evlenmek istiyordu.
Baba Cevdet Allahverdi bu gerginliğin ardından İstanbul’a geldi ve oğlu Volkan’ın evine yerleşti. Bir gün eşi Gülşen’in yanına gitti ama eve ağlaya ağlaya döndü. Cevdet Allahverdi ne olduğunu sorduğunda eşinin cevabı “Abdulkerim Ceylan’ın satırla bacağına, kafasına vurmuş” oldu. Gülşen’in anlattıkları annesini sarsmıştı ama Cevdet Allahverdi’ye anlatmadığı bir şey daha vardı, acılı baba bunu ancak Ceylan öldükten sonra görebilecekti. Eşi kanlı peçete içinde kanlı saçlı deri parçasıyla dönmüştü aslında eve ama bunu göstermemişti. Bu sırada Gülşen’in eşi Adem de abisi gibi boş durmuyor, tehditler savuruyordu: Seni de kızını da öldürürüz.
Öldürülen Ceylan’la ilgili davanın dün Bakırköy 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde son duruşması vardı, tutuklu yargılanan Abdulkerim de mahkemeye getirildi. Abdulkerim tüm suçlamaları yine reddetti ve olayın intihar olduğunu söyledi. Anlatımına göre olay gecesi oğluyla odadayken dışarıdan ses duymuştu. Bunun üzerine kendisi arkada oğlu önde, salonun kapısını açmış ve Ceylan’ı koltukta kanlar içinde yatarken görmüşlerdi. Abdulkerim’in ruhsatsız bir tabancası vardı, iddiasına göre Ceylan bu silahla intihar etmişti. Kendisi Ceylan’a dokunmamıştı bile. Çünkü Ceylan’ın cildi hassastı ve dokunduğunda çürüyordu.
İddianamedeki 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporuna göre Ceylan’a atış uzaktan yapılmıştı. Ceylan’ın bulunduğu yer, duruş pozisyonu, silahın ve boş kovanın olduğu yer İstanbul Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nün raporu göz önüne alındığında intihar şüphesini çürütüyordu. İddianamede Ceylan’ın ailesinin iddiasına da yer verildi. Savcılığın kanaatine göre Abdulkerim silahı cinayetten sonra Ceylan’ın eline tutuşturmuştu. Savcı da Abdulkerim Kılıç’ın ‘eşi kasten öldürmek’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istedi.
Dünkü karar duruşmasıydı yukarıda anlatıldığı gibi. Ceylan’ın avukatı Abdulkerim’in ‘tasarlayarak eşi kasten öldürme’ suçundan cezalandırılmasını istedi. Abdulkerim ise “Eşimi kaybettiğim için ve ailemin mağduriyetinden dolayı tutuklandığımdan beri psikolojim bozuldu. Beraatimi ve tahliyemi istiyorum. Yemin ederim ki bu suçu ben işlemedim” dedi.
Mahkeme önce ‘Eşi kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Ama katilin geleceğini düşündü mahkeme ve “geleceği üzerindeki olumsuz etkilerini göz önüne alarak” cezayı müebbet hapis cezasına indirdi.
Ceylan’ın ailesi karara itiraz edip istinafa başvuruyor: Adaletin yerini bulmadığına inanıyor, Abdulkerim “gelecekte bir başka kadının daha geleceğini karartmasın” istiyorlar.