İstanbul’da 30 Kasım’da meydana gelen trafik kazasını artık herkes biliyor olmalı: Avrasya Tüneli Aksaray çıkışında Somali cumhurbaşkanının oğlu Mohammed Hassan Sheikh Mahmud aracıyla motokurye Yunus Emre Göçer’e arkadan çarptı. Yunus Emre Göçer ağır yaralandı ve 8 Kasım’da da kaldırıldığı hastanede öldü.
Ve ardından kazanın meydana geldiği an tutulan tutanaktan savcılık talimatına kadar birçok şey Türkiye’nin gündemine oturdu. Çünkü kaza anında tutulan tutanakta motosiklet sürücüsünün şerit değiştirme kuralını ihlal ettiği gerekçesiyle kusurlu gösterildiği, araç sürücüsüne ise kusur atfedilmediği yazıyordu. Savcılık da gözaltına alınan Mahmud’un bu yüzden “taksirle yaralama” ile suçlandığını ve serbest bırakıldığını açıklamıştı. Serbest bırakılan Mahmud ise 2 Aralık’ta Türkiye’den ayrılmış, yakalama kararı ancak 8 Aralık’ta çıkarılmıştı. Yakalama kararı çıkartılmıştı, çünkü dosya 7 Aralık’ta bilirkişiye gönderilmiş ve bu kez bilirkişi aynı gün Göçer’in kusuru olmadığı görüşü bildirmişti.
Yunus Emre Göçer’in eşi Öznur Göçer ise “Görüntüler ortaya çıkana kadar polis bize eşimin intihar ettiğini söyledi. Eşimin motokurye arkadaşları ve kamuoyu baskı yapmasa belki de eşimin intihar ettiğini söyleyip olayı kapatacaklardı” demişti.
Olaya ilişkin iddianame tamamlandı ve Mahmud’un “taksirle ölüme neden olma” suçunu işlediğinin anlaşıldığı belirtilerek iki yıldan altı yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da “Tahmin ediyoruz ki yakın bir zamanda ilgili şahıs yurt dışından gelip ifadesini verecektir. Dışişleri Bakanlığımızın da bu konuda görüşmeleri söz konusu oldu” demişti.
Ancak aradaki bir gelişme yeni ortaya çıktı: İddianamede “Öznur Göçer’in 12 ve 15 Aralık’ta alınan beyanlarında araç sürücüsünden şikayetçi olduğunu söylediği, 20 Aralık’taki beyanında ise herhangi bir şikayeti olmadığını beyan ettiği” kaydedildi…
“O aradaki gelişme” acaba neydi?
Ölen kuryenin eşine ‘intihar etti’ denmiş: ‘Olayı kapatacaklardı’
