Türkiye’de belli siyasi kesimler 2010 yılında yapılan Anayasa referandumunda “Yetmez ama evet” diyerek destek açıklayan liberal kesimleri aradan 11 yıl geçse de sorgulamaya devam ediyor. İşte bu sorgulamalardan biri de, geçen gün Paris’te yapılan ve konusu “Batı Karşısında Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye” olan bir panelde bile soruldu. Panele Nobelli yazar Orhan Pamuk ABD’den canlı video ile katıldı, salonda ise sosyolog Nilüfer Göle, tarihçi Ethem Eldem, ekonomist Seyfettin Gürsel ve siyaset bilimci Ahmet İnsel vardı. Panelin bir izleyicisi, “2010 yılında anayasa referandumuna ‘Yetmez ama evet!’ deyip oy vererek, Türkiye’nin bu günlere gelmesine katkı yaptınız. Pişman mısınız?” diye sorunca bütün panelistler tek tek ve bazen de uzun uzun gerekçelerini, o zamanki duygularını anlattılar, Orhan Pamuk ise, “Ben bu soruyu yanıtlamaktan kaçınıyorum. Çünkü milliyetçi laik çevre ve kurumlar tarafından çok fazla cezalandırıldım ve işkence gördüm” dedi. Pamuk, Türkiye’de sorunun “İslam”da olmadığını ifade ederek “Sorun İslam değil. Erdoğan sadece bunu başarılı bir şekilde kullanan bir politikacı oldu. Sorunların merkezinde İslam yok, sorun otoriterliktir. İslam bu tartışmada hiç yok demiyorum. Erdoğan İslam’ı muhafazakâr Hıristiyan demokratların kullandığı gibi kullanıyor. Başlarda AB hakkında çok pozitifti. Eğer bir müdahale olursa onu cezaevine koyarlardı çünkü. Şimdi Türkiye’de sandığa gitmek dışında bir demokratik eylem kalmadı. Demokrasi neredeyse tümüyle sona erdi. Lütfen unutmayın, Türkiye’den yeni döndüm. Şimdi popülaritesi düşüyor. Herkes, taksi şoförleri bile, yerine kimin geleceğini konuşuyor. Eğer İslamcı elit seçime saygı duyulmasına izin verirse, gidiyorlar, ben bundan eminim” diye konuştu.