Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Levent Mete İsrail’in Gazze’ye saldırılarının, savaş atmosferinin görüntülerle evlere ulaştığını belirterek “Başta çocuklar olmak üzere bu görüntülere maruz kalan kişilerde post-travmatik bozukluk oluşabilir” dedi.
İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Medical Point Hastanesi’nde görevli Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Levent Mete İsrail ile Filistin arasındaki çatışmanın görüntüleriyle ilgili olarak “Patlamalar oluyor, çocuklar ağlıyor, kadınlar etrafta koşuşturuyor, bir mutsuzluk, kasvet ortamı evlere ulaşıyor. Doğrudan şiddet ve dehşet görüntüleri, çocuklarda da erişkinlerde de oldukça ağır bir sorun olan post-travmatik stres bozukluğu yaşatabilir. Televizyonu seyrederek tıpkı o olayın yanında bulunan, ona şahit olan birisi gibi etkilenmek ve bu ruhsal rahatsızlığa yakalanmak mümkün” diye konuştu.
Çocukların algılarını yönetebiliriz
Görüntülerin çocuklardaki etkisini değerlendiren Prof. Dr. Mete şöyle sürdürdü: “Çocukların bu görüntülere ulaşmaları engellenmeye çalışılmalı. Bütün gün televizyon izleyerek evde bu kasveti yaşamamak da işin bir parçası. Yine de çocuklara bu ulaşacak tabii, dünyadan habersiz kalamazlar. Ama ulaştıktan sonra çocukların algılarını yönetebiliriz. Mesela çocuklar için iki sokak ötede olan olayla dünyanın öteki ucunda olan olay arasında fark olmayabilir. Yani kendisini ve yakınlarını doğrudan bir tehdit altında, ölüm ya da yaralanma tehdidi altında hissedebilir. Çocukların bu konudaki algılarını öğrenip, yanlış bir algı varsa, ‘Güvendeyiz, bu yaşananlar çok uzakta oluyor’ demeliyiz. Bize bir şey olmayacağını iletmek bir yöntem olabilir. Daha büyük çocuklara iyimserlik aşılanabilir. ‘Bunlar oluyor ama dünyada iyiler de var’ duygusu aşılanabilir. İyiler de örgütleniyorlar, onların da toplantıları var, onların da kuruluşları var. İşler iyiye gidecek duygusu verilmeye çalışılabilir.”
Çocuk kâbus görebilir
Çocukların ebeveynlerden de etkilendiğini dile getiren Prof. Dr. Mete “Çocuklar bizlere bakar. Biz telaş, endişe, nefret, öfke içinde olursak çocuklar da olumsuz etkilenir. Soğukkanlı, ılımlı, olaya mutedil yaklaşabilen erişkin çocuğa da nasıl davranacağı konusunda model olabilir. Zamanlama da önemli olabilir. Çocukla bu konuları ne zaman konuşacağız? Mesela birlikte yemek yerken konuşmak daha uygun olabilir. Bu olayların ve görüntülerin kaçınılmaz birtakım zararları var ama bunu en aza indirmek mümkün ve her şeye rağmen yine de sorun olabilir. Mesela çocuk kâbuslar görebilir, çok endişeli olabilir, ağlayabilir, umutsuz olabilir. Olay bizim kontrolümüzden çıkmaya başlıyor gibi hissedersek o zaman da profesyonel yardım almamız gerekebilir” dedi.