'Tedavi' adı altında ketamin verdiği çocukları ailelerine iftira atmaya zorladığı ileri sürülen Prof. Dr. Salih Zoroğlu bir kez daha hakim karşısına çıktı. Bu duruşmada çocuklar da ifade verdi: "Annemin çıplak fotoğrafını çekmemi istedi."

“Durma noktasına geldi” denen ekonomik gidişatın yankıları, kadın cinayetleri, asayiş, eğitim ve adalet sistemlerinde yaşanan aksaklıklar Türkiye’de gündemin çok hızlı değişmesine ve ortaya çıktığı ilk zamanlarda infiale yol açan olayların unutulmasına neden oluyor.

Bunlardan biri İstanbul’un Bakırköy ilçesindeki kliniğinde çocuk hastalarına ketamin verip ailelerine iftira atmalarını sağladığı ileri sürülen Prof. Dr. Salih Zoroğlu.

Yaşananlar konuşulmaya başlandığında bütün TV ve gazeteler onunla ilgili yorumlar yapıyor, ketaminin tedavi süreçlerindeki yerini tartışıyor, istismar dosyaları hazırlıyordu. Ancak her olay gibi bu da tüketilip bir kenara bırakıldı.

Dün Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren davayı neredeyse hiç kimse takip etmedi.

Bu duruşma çocukların ifade vermesi nedeniyle önemliydi. Tutuklu Süleyman Salih Zoroğlu ve tutuksuz yargılanan eşi Özgül Zoroğlu salondaydı.

‘Babanın taciz ettiğini söyleyeceksin’

Adli Görüşme Odası’ndan bağlanan ve sosyal hizmet uzmanı eşliğinde beyanda bulunan mağdur çocuk D.A. şunları anlattı:

“İlk önce Süleyman, İnci, Ahmet, Zeynep. Hepsinden şikayetçiyim. Anneannemin yakın arkadaşı varmış. O söyledi bize Süleyman’ı. Gittiğimizde o beni annemle babamla tehdit etti. Bana baskı yaptı ‘baban seni taciz etti diyeceksin’ dedi. Beni dinlemiyordu, ilaç veriyordu. Bir keresinde meyve suyuma ilaç kattı. Pipetle toz ilaç çektiriyordu. Üşüyordum, ışıkları kapatıyordu. Ne dediğimi bilemiyordum, kendimi hissedemiyordum.

Beni mecbur etti ve ben babama suç attım onun yüzünden. Ben böyle bir şey yapmak istemiyordum. Annemden, babamdan beni ayıracağını söyledi, mecbur yaptım. Şu an çok pişmanım. Bana ilaçlar verdi, annemden saklamamı istedi. ‘Sen 16 yaşına geldiğinde seni annenden alıp bir ülkeye götüreceğim’ dedi.

‘Annemin çıplak fotoğraflarını çekmemi istedi’

Çok korkmuştum beni annemden babamdan ayıracak diye. Ben mecbur kaldım babama suç atmaya. Benim arada yiyeceğime içeceğime ilaç katıyordu. Bir gaz varmış, onu verecekmiş, annemin ve babamın yemeğine katacakmışım. Anneme babama şiddet uygulamamı istedi. Annemin çıplak fotoğrafını çekmemi istedi. Bana Salih Zoroğlu iğne yaptı. Hatta iğneden korktuğumu söylemiştim. Onların yüzünden okulda hafızam gidiyor. Sanki silinmiş gibi oluyor. Hiç kimseyi hatırlamıyorum. Diyemedim, anneme de söyleyemedim, beni kurtar diyemedim. İlaçlardan hiçbir şeyi hatırlayamıyorum.”

Bu noktada Özgül Zoroğlu “Bu dava tamamen insanlık sorgulaması. Biz başka bir çocuk için kendisini vakfetmekle suçlanıyoruz ve mahkeme bizi bununla yargılıyor” dedi.

‘Babamda, eşimde, çocuğumda, kedimde kullandım’

Tutuklu sanık Süleyman Salih Zoroğlu ise ketaminin çok faydalı bir ilaç olduğunu ileri sürerek “Kendi babamda, eşimde, çocuğumda, kedimde kullandım. Ben yaşı başı ileri insanım. Kalp hastalığım var, şeker hastalığım var. Çok ciddi zorluk yaşıyorum. Ev hapsine alınmamı tahliye ediyorum” diye savunma yaptı.

Ara kararını açıklayan mahkeme Süleyman Salih Zoroğlu’nun tutukluluk halinin devamına hükmetti. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.

Dosyanın detayları 10Haber’deydi

Yaşananlar nedeniyle ‘Profesör Kabus’ olarak anılan Zoroğlu’yla ilgili dosyanın detaylarını 10Haber gündeme getirmişti. Ersin Eroğlu ve Hazar Dost Eylül 2023’te birlikte kaleme aldıkları haberde ismini güvenlik amacıyla ‘Elif’ olarak zikrettiğimiz kız çocuğunun yaşadıklarını şöyle anlatmıştı:

İstanbul’un köklü liselerinden birinde okuyan Elif üniversite sınavına hazırlanıyordu. Öğretmenlerine ve arkadaşlarına göre dersleri iyiydi, istediği bölüme yerleşebilecek kapasitesi vardı. Annesi ve babası sınav yılı olduğu için onu daha da yakından takip ediyordu.

2023 yılına girildiğinde çoğu arkadaşı üniversite hayalleriyle günlerini geçirip ders çalışırken bir gün Elif ailesine okula gitmek istemediğini söyledi.

Ailesi sürekli uyuyan, halsiz olduğunu söyleyen Elif’i ikna etmek için uğraşıyordu. Fakat başaramıyorlardı. Profesyonel destek almaları gerektiğinin farkına varan aile kızlarının geleceği için her imkanlarını seferber etmeye hazırdı; ‘en iyisi kimse o’ olsun diyerek psikiyatr arıyorlardı.

Sınav stresi aileyi endişelendirmişti

10Haber’in araştırmaları sonucu bulduğu bir videoda Elif daha lisenin ilk yılında sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımda arkadaşlarının daha iyi liselere gittiğini ve kendisinin iyi bir puan almasına rağmen oralara gidemediğini söylüyordu. Elif bu sürecin kendisinde bir panik atak başlattığını sınav sisteminin öğrencileri bir “yarış atı” olarak gördüğünü anlatıyordu.

Aileye Bakırköy’de muayenehanesi bulunan, Çapa Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalının eski başkanı Prof. Dr. Salih Zoroğlu önerildi. Prof. Zoroğlu hakkında oldukça iyi yorumlar yapılan, çocuklarda çoklu kişilik bozukluğu konusunda birçok araştırması olan bir isimdi.

Aylardan şubattı.

Aile hızlıca Prof. Zoroğlu’ndan randevu aldı. Kızları ‘alanının en iyisinin’ kontrolünde, emin ellerde diye düşünüyorlardı. Elif’in hızlıca iyi olup üniversite sınavına gireceğini düşünüyorlardı. Fakat mart ayındaki ilk seansla birlikte ailenin, Elif’in ve Prof. Zoroğlu’nun hiç unutamayacağı olaylar başlayacaktı.

Prof. Zoroğlu ikinci seansın ardından Elif’in babasının evden ayrılmasını istedi. Aile bunu kabul etti. Baba evlerine yakın bir noktada kendine daire tuttu. ‘Çoklu kişilik bozukluğu’ (disosiyatif) teşhisi konan Elif çocuk yaştayken babasının istismarına uğradığını söylüyordu.

Doktor bu durumu anneyle paylaştığında aile parçalanma aşamasına geldi, anne babadan boşanmayı gündemine aldı. Takvim yaprakları ilerliyor, aylardan mayısa geliniyordu. Ailenin avukatı çağrıldı ve tedavi sürecinin beraberce takip edilmesi konusunda anlaşıldı.

Seanslar ilerlerken Elif’in durumu daha da kötüleşiyordu. Ailenin tedirginliği artarken sonunda Elif intihar girişiminde bulundu.

Özellikle Elif’in babası yaşananlarda Prof. Zoroğlu’nun tedavide ketamin kullanıyor olmasına bağlıyordu. Kızına karşı istismarda bulunduğu iddiasını reddediyordu. Zoroğlu ifadesinde ketamin kullanımını reddetmiyor, fakat ‘yerinde kullandığını’ söylüyordu. Elif’in ailesinin iddiası ise daha farklı. Onlar ilk seanstan itibaren ketamin kullanıldığını belirtiyordu. Ayrıca Zoroğlu -kendilerine söylediğine göre- daha ilk seansta cinsel istismar tanısı koyduğunu söylüyordu.

Oysa ketaminin 18 yaş altı çocuklarda kullanılması halen yasal değildi. Ketamin Türkiye’de kullanımı özel durumlarda sadece hastane koşullarında kullanılması gereken bir ilaç.

Ketamin klinikte kullanılmış

10Haber’in ulaştığı Zoroğlu ve Elif arasındaki konuşmalarda Zoroğlu’nun, hasta-doktor ilişkinin ötesine geçtiği, yönlendirmelerde bulunduğu görülüyordu. Zoroğlu intihar girişiminde ardından Elif’e “Sen kahramansın” diyordu.

Dahası konuşmalarda Zoroğlu istismarın şekli hakkında Elif’e önermelerde bulunuyor, diğer hastalarında yaşanan özel şeyler hakkında bilgiler veriyordu. Konuşmalar özellikle gece 23.00-03.00 arasında gerçekleşiyordu.

Mayıs ayından itibaren Elif’in seansları artıyor, neredeyse haftanın dört günü Zoroğlu’nun kliniğine gidiyordu. Elif onlarca kişiliği olduğu konusunda ikna olurken Zoroğlu’na minnet duyuyordu. (…)”

“Profesör Zoroğlu dosyasını açtıran olay: Her şey ‘A Plus’ hastayla başladı” başlıklı haberin tamamını bu linkten okuyabilirsiniz.

‘Profesör Kabus’ ketamin dışında esrar da önermiş