AK Parti’nin yakın zamana dek kale olarak gördüğü, ancak 31 Mart’taki yerel seçimlerde el değiştirerek Yeniden Refah’a geçen Şanlıurfa bu kez protokol kriziyle gündemde. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un kentte düzenlediği toplantıda büyükşehir belediye başkanı Mehmet Kasım Gülpınar’ın yeri değiştirildi.
Aslında sandalyesi Kurum’un yanında olacaktı. Ancak programın başlamasına kısa süre kala sırası daha aşağı alındı.
Gülpınar’ın uzun yıllar AK Parti’de siyaset yaptığını, ancak Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olma isteği parti yönetimince reddedilince ayrılıp Yeniden Refah’a geçtiğini ve seçimi kazandığını belirtelim.
Gülpınar ve partisinin tepkisi hayli sertti. Yaşananları ‘ilkellik’ olarak tanımlıyorlar, Ankara’nın buna sessiz kalmaması gerektiğini söylüyorlardı.
İlk ses Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı ve CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan geldi. Romanya’daki konuşmasında bu konuya büyük yer ayırarak şunları söyledi:
“Ülkemizde de yerel demokrasinin güçlenmesi adına çok önemli adımlar atmak istiyoruz ve şehirlerin tamamının en güçlü şekilde yetkiye sahip olabilmeleri, hemşerilerine daha iyi hizmet sunabilmeleri noktasında hak ettiği evreye evrilmesi adına yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, bütçe olarak güçlendirilmesi irade olarak güçlendirilmesi bizim belediyeler birliği görevimiz dönemindeki en önemli konumuz. Tam da bu açıdan baktığımızda Sayın Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Gülpınar’a yapılan bu davranışı elbette ki kınıyorum.
Kim vesile olmuşsa yanlıştır. Kim sebep olmuşsa yanlıştır, hesabı sorulmalıdır. Sayın Bakan belki bir davranışa maruz kalmış olabilir. Adı üstünde Çevre ve Şehircilik Bakanı. Dolayısıyla bizim beklentimiz Sayın Kurum’dan, Çevre ve Şehircilik Bakanından, yerel demokrasiye en güçlü şekilde sahip çıkmasıdır. Oradaki manzara beni buradan üzmüştür. Aynı zamanda encümen üyemiz olan değerli belediye başkanı, halkın seçtiği, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye başkanımızın en olgun biçimiyle bunu orada kendilerine aktarmasını da kıymetli buluyorum.
‘Bunun bu ülkeye hiçbir faydası yok’
Bu ve buna benzer çok şey yaşadık. Toplantılara yok sayılma, davet edilmeme vesaire… Bunun bu ülkeye hiçbir faydası yok. Yani bugün ülkemizde ekstra vergi getirerek, büyük paketler hazırlayarak ya da memleketin insanlarının bugünkü ekonomik zorluklarını düzeltiyoruz diye ekonomik paketler hazırlayarak memleketin ekonomisini düzeltemezsiniz. Memleketin ekonomisini ancak hukuka inanışınızla yani hukukun üstünlüğüyle, yerel yönetimlerin güçlendirildiği yani demokrasinin güçlendirilişiyle düzeltebilirsiniz. O da kalıcı bir ekonomik düzelme olur.
O bakımdan yarınlarda bu krizlerin büyümemesi, bu krizlerin olmamasını istiyorsanız hukukun üstünlüğüne, adalete ve aynı zamanda demokrasiye inancınızı gözden geçireceksiniz. Bu yönüyle Sayın Bakan, Sayın Kurum umarım bu davranışın gereğini yapar ve bundan sonra bir daha böylesi bir davranışla, tutumla karşı karşıya kalmaz diye düşünüyorum. Hiçbir belediye başkanımız bunu hak etmez, edemez. Biz bu tür davranış ve bu uygulamaların takipçisi olacağız.”