Agos gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink 19 Ocak 2007’de gazete binası önünde o dönem 17 yaşında olan Ogün Samast tarafından düzenlenen suikastla öldürüldü. Ogün Samast 20 Ocak 2007’de Samsun otogarında yakalandı ve 24 Ocak 2007’de tutuklandı. Geçen şubat ayında ise cezasını çektiği Kandıra F Tipi Cezaevi’nden Bolu F Tipi Cezaevi’ne nakledildi. 16 yıl 10 aydır cezaevinde bulunan Samast’ın iyi halinden dolayı koşullu salıverme kapsamında cezasının bir yıl önce dolduğu ve cezaevi yönetiminin deneme aşamasında olduğu öğrenildi. Kişisel gelişimi için yapılan gözlemlerde iyi hali olduğu gözlenen Samast’ın koşullu salıverme şartlarını taşıdığına kanaat getirilerek tahliyesine karar verildi.
Ogün Samast’ın serbest bırakılması kamuoyunda tepki yarattı. Konuya ilişkin ilk kez konuşan Rakel Dink azmettirenlerin zaten dışarıda olduğunu söyledi ve “Bir gün bile ceza almamış katillerin arasına karıştı gitti bir tetikçi daha” dedi. Cumhuriyet’in 100. Yılında azınlık hakları konferansı açılışında konuşan Rakel Dink şunları söyledi:
“Hepinizin bildiği gibi Hrant’ın katili olduğu söylenen kişiyi serbest bıraktılar. Bir kez daha adaletsizliği yüzümüze çarpıp yasın en ağır günlerine geri yolladılar bizi. Ve şunu bir kez daha hatırlattılar: Hrant’ın cinayetini konuşmadan Türkiye’de azınlık haklarını konuşmak mümkün değil. Nerede, nasıl bir yerde yaşadığımızı bilerek yaşıyoruz elbette. Biz zaten yıllardır katillerle aynı havayı soluyoruz. Sabahattin Ali’nin, İlhan Erdost’un, Zeki Tekiner’in, Doğan Öz’ün, Uğur Mumcu’nun, Musa Anter’in katilleriyle, Sivas’ın katliamcılarıyla aynı havayı soluduğumuzu bilmiyor muyuz? Bir gün bile ceza almamış katillerin arasına karıştı gitti bir tetikçi daha. Cumartesi Anneleri’nin evlatlarının bir mezar yeri daha olmadan her gün katilleriyle aynı sokaklarda yürümek zorunda olduğunu bilmiyor muyuz? Hrant bilmiyor muydu nerede yaşadığını? Türk düşmanı yaftasını ona yapıştırmaya kalktıklarında işkence ediyorlardı ona. Güvercin tedirginliği derken kendi azınlık halini haykırıp duruyordu.
Elbette sembolik anlamı var tetikçinin serbest dolaşmasının. Aynı cinayette olduğu gibi. Ülke gerçeğini Cumhuriyet’in 100. yılında görmeyenlerin gözüne sokuyor, unutanlara hatırlatıyor. Hrant Dink’i öldüren tetikçi serbest, Osman Kavala içeride. Azmettirenler serbest, Çiğdem’imiz içeride. Hedef gösterenler serbest, avukatlarımız içeride. Bazı günler daha zor oluyor burada yaşamak. Yargıtay ilk kez saçmalamış gibi yapamıyoruz.
Kötüyü aklayan da doğruyu mahkum eden de Rabbi tiksindirir diyor kelam. Ben de tiksiniyorum. Mesele hiçbir zaman şu veya bu kişinin 3 yıl 5 yıl daha fazla ya da az ceza alması değil. İlk günden beri karanlığın sorgulanması gerektiğini söyledik. Bu davada adaletin yerini bulması ülkenin demokratikleşmesi için olmazsa olmazdır.”