Van’da kaldığı yurttan 27 Eylül’de çıktıktan sonra bir daha haber alınamayan 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in cesedine 18 gün sonra ulaşıldı. Genç kızın cansız bedeni Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsi işlemlerinin ardından ailesine teslim edildi ve Diyarbakır’ın Bağcılar ilçesinde toprağa verildi.
Peki genç kıza ne olmuş, neden ve nasıl ölmüştü?
Başsavcılık ilk bulgularda şüpheli bir duruma rastlamadıklarını, ancak uzun süre suda kaldığı için cesette ciddi anlamda deformelerin gözlendiğini duyurdu. Ölüm sebebinin Adli Tıp’tan gelecek raporla belirlenebileceğini ortaya koydu.
Olayın yankıları sürerken Rojin’in telefonundaki incelemede ilgi çekici detaylar ortaya çıktı. İnternette “Otopsi nasıl yapılır, cennete nasıl gidilir, ölen kişinin banka hesabındaki para ne olur” gibi soruların yanıtlarını aradığı görüldü.
Ayrıca okuduğu son kitap da Sait Faik Abasıyanık’ın kaleme aldığı ‘Kayıp Aranıyor’du.
Romanda eski konsoloslardan Vildan Bey’in kızı Nevin’in yaşamı anlatılır. İçinde bulunduğu dünyadan, bu dünyanın iki yüzlülüğünden, çıkarcılığından sıkılan, yalansız, özgür ve samimi bir dünyaya özlem duyan genç kız çevresine ve onların kurallarına ayak uyduramaz. Ne kadar pervasız olsa da bir türlü burjuvanın zincirlerini kıramaz.
İki arada bir derede kalır ve dünyasından tamamen kaçar. Sonunda kayıplara karışır.
Bu bulguların ‘yüzde yüz intihar’ anlamına gelmediğini, genç kızın oraya birileri tarafından götürülmüş de olabileceğini belirtmekte fayda var. Soruşturma sürüyor ve Adli Tıp’tan gelecek rapor bekleniyor.
Rojin Kabaiş’in babası Nizamettin Kabaiş de ‘Neler Oluyor Hayatta’ programına bağlanarak şunları söyledi:
“Rojin’in intihar edebileceği hiçbir durum kesinlikle söz konusu değil. O çok mutlu bir çocuktu. ‘Bilgisayarda bazı araştırmalar yapmış’ deniliyor ama bunlar sizce intihar ettiği anlamına gelebilir mi? Mümkün değil. Kızım namazını da kılıyordu. Mutlu bir çocuktu. Asla intihar etmesi için bir nedeni yoktu. Morali de çok güzeldi. Okulunu, derslerini seviyordu. Ne evde ne okulda keyfini bozan hiçbir konu yoktu. Üniversiteyi kazandığı için de çok mutluydu. Biz diyoruz ki o çocuğa bir vahşet yapıldı ve bu muhakkak ortaya çıkacak.
Elbette bir iz çıkacak. “Hatta darbedildiğine dair belirtiler var. Sırtında morluklar vardı ve ben kendim gittim bizzat gördüm. Sırtını iyice çevirmediler buna rağmen gördüm. Hatta oradaki bilim adamları da bana şunu söyledi: ‘Bu suda 4-5 gün anca kalmış. Fazla olsaydı bu vücut, beden yıpranırdı’ yıpranmamıştı. O morlukları gördüğümde o zaman acım çok tazeydi ve aklım başımda değildi. Kesinlikle birileri bu çocuğu götürdü. O çocuk 24 kilometre yolu asla kat edemez. Bu çocuk bence 14-15 gün boyunca onu götürenlerin elinde kalmış.”