Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar yerel seçimler öncesi AK Parti'den istifa ederek katıldığı Yeniden Refah'la yollarını ayırdı. Niyetinin 'mevcut siyasi tartışmaları sonlandırmak' olduğunu söyledi.

Uzun yıllar görev yaptığı AK Parti’den 31 Mart’ta düzenlenen yerel seçimler öncesi istifa ederek Yeniden Refah’a geçen Mehmet Kasım Gülpınar sekiz ay sonra ‘rota değiştirdi.’

Siyasetçinin ayrılık nedeni, parti yönetiminin onun yerine Zekeriya Beyazgül’ü aday göstermesiydi. Sokağın kendisini Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görmek istediğini savunan Gülpınar sonunda Yeniden Refah çatısında yarışa girdi. Sandığa giden süreç oldukça çekişmeliydi. Öyle ki şehir, muhafazakar yapısı nedeniyle AK Parti’nin kaleleri arasında yer alıyordu.

Kasım Gülpınar Sözcü yazarı Saygı Öztürk’le söyleşisinde “Israr edilmesi halinde yeniden AK Parti’ye dönüş olur mu?” sorusuna şu yanıtı veriyordu:

“Geri dönüş diye bir şey olmaz. Yani bu vakitten sonra nasıl döneyim? Ne olacak ki geri dönmek için? Toplantılar, her şey bittikten sonra ben de istifa ettim. Başka bir yola girmişim. Geri dönüşü yok. İstifadan önce genel başkanla değil ama partinin üst düzey yetkilileri bir araya gelip görüşmüş.

O noktada beni çağırdılar. Benimle oturup toplantı yapıyorlar. Ben de dedim ki ‘Bu vakitten sonra olur mu yani?’ Formül üretmeye çalışıyorlar. Formülü yok bu işin. Şimdi ne diyeceğim ben size? Formülü üretecekseniz buyurun üretin. Ben makam peşinde değilim. Ben en istemediğim görevi istiyor konumundayım. Niçin? Halk için. (…)”

Ayrıldıktan sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la da karşı karşıya geldiler. Şanlıurfa’daki aday tanıtım toplantısında ismini vermeden Gülpınar’ı eleştiren AK Parti lideri şunları söylüyordu:

“Arkasına saklanıp bireysel hesapları peşinde koşanlardan olmadık. Hepimiz beşeriz, elbette eksiklerimiz, hatta hatalarımız çıkabilir. Şehrimize kazandırdıklarımızı kimse inkâr edemez. Büyükşehir ve ilçe adaylarımızı da bu hüsnüniyet ile belirledik. En az kırgınlığa yol açacak, katkı verecek isimlerle 31 Mart’ta sizlerin huzuruna çıkmaya çalıştık. Geçmişte bizimle yol yürüyüp de yolunu değiştirenlerin tercihi kendilerini ilgilendirir. Boşa harcayacak enerjimiz yok, işimize bakacağız. Herkes siyasetçi olur ama devletçi olamaz. Hep birlikte işimize bakacağız.”

Siyasetçi bu sözlere karşılık iktidar partisinin liyakatsız kadrolar tarafından ‘kuşatıldığını’ savunuyordu.

31 Mart 2024’te kentin rengi sarıdan yeşile döndü. Kasım Gülpınar, yaklaşık 47 bin oy farkla kazandı. Ancak tartışmalar bitmedi. Genellikle belediye meclisinde sınırlı kalan polemikler geçen temmuz ayında Türkiye genelinde konuşulur hale geldi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum kentte toplantı düzenleyecekti. Gülpınar da ilk programa göre onun yanında oturacaktı. Fakat son anda yeri değiştirildi ve arkalara alındı. Belediye başkanıyla partisinin tepkisi hayli sertti. Yaşananları ‘ilkellik’ olarak tanımlıyorlar, Ankara’nın buna sessiz kalmaması gerektiğini belirtiyorlardı.

AK Parti’yle temas vardı

Bu sırada şehirdeki ‘transfer’ yarışı iyiden iyiye hızlanmış, bir ‘al ver’ rallisine dönmüştü. AK Parti Yeniden Refah’tan, Yeniden Refah AK Parti’den birçok belediye meclisi üyesi transfer etti. Gözler bir kez daha Gülpınar’a çevrildi. O da AK Parti’den teklif aldığını, ancak tabiri caizse ‘düşünme aşamasında’ olduğunu anlattı:

“Ben seçim sürecinde öncesinde ve sorasında da Sayın Cumhurbaşkanı’na olan saygı ve sevgimi ifade ettim. Sayın Cumhurbaşkanı’nı AK Parti’den ayrı tuttum. Evet AK Parti’den kırgın ayrıldım ama Sayın Cumhurbaşkanı ile muhabbetimde hiçbir eksilme olmadı. Yeniden uzun yıllar siyaset yaptığım AK Parti’ye katılmam noktasında temaslar oldu. Bir bakanımız nabzımı yokladı. Ben de halka rağmen siyasetin olmayacağını ifade ettim. Halkımızın nabzını tutacağız, halk bizi nerede görmek istiyorsa orada oluruz. Hayırlısı olsun.”

Düşündü, taşındı, bağımsız devam etmeye karar verdi

Siyasetçi bugün bir açıklama yaparak son kararını kamuoyuyla paylaştı. Bu yola Yeniden Refah’la devam etmeyeceğini ancak iktidar partisine de dönmeyeceğini duyurdu:

“(…) Gündemimizi meşgul eden durumlara son vermek, Şanlıurfa’ya daha iyi hizmetlere odaklanabilmek için, halkımızın ortak görüşü ile Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevime herhangi bir siyasi partiden ‘bağımsız’ olarak devam etme kararını aldık.

Şanlıurfa gündemini uzunca bir süredir meşgul eden siyasi kavgaları nihayete erdirmek, siyasi ayrılıklar ve kutuplaşmalar yerine hizmetlerin, yatırımların ve Şanlıurfa’nın geleceğinin konuşulmasına imkan sağlamak adına bağımsız ve birleştirici bir siyaset tarzının fayda sağlayacağı kanaatindeyim. Aldığımız karar, en ince ayrıntısına kadar düşünülüp halkımızın görüşleriyle desteklenmiştir. Bu konuda bizlere destek veren ve büyük teveccüh gösteren kadim şehrimize teşekkür eder, hayırlı olmasını dilerim. (…)”

İkinci Fakıbaba vakası mı?

Bu olay Türkiye siyasetini aktif olarak takip edenlerin yakından tanıyacağı Ahmet Eşref Fakıbaba’yı ve haliyle ‘ceket kavgasını’ hatırlattı.

Asıl mesleği doktorluk olan Fakıbaba 1994-2004 yılları arasında başhekimlik yaptıktan sonra 28 Mart 2004 seçimlerinde AK Parti tarafından Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterildi ve seçildi. Fakat parti 29 Mart 2009’daki seçimde tercihini Mehmet Oymak’tan yana kullandı.

Bu özet oldukça sıradan dursa da perde arkasında yaşananlar oldukça karmaşıktı.

Parti Fakıbaba’yı aday göstermedi ama başka partiden de aday olamasın diye işi son dakikaya bıraktı. O dönem çözüm olarak Saadet Partisi’ne geçmesi konuşulan siyasetçi zamanlama nedeniyle seçime son çare ‘bağımsız’ girdi.  Propaganda süreci çok çetrefilli geçti. Özellikle AK Partililerin “Ceket koysak seçtiririz” şeklindeki söylemleri halkın tepkisini çekti.

Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın Şanlıurfa’daki mitingi öncesi yol güzergahındaki evlerin pencerelerine ve balkonlarına ceketler asıldı.

Günün sonunda Fakıbaba oyların yüzde 44’ünü alarak yeniden koltuğuna oturdu. Oymak’ın aldığı oy oranı yüzde 39.1’de kaldı.

Erdoğan tartışmaları sırasında “Bu trenden inen bir daha binemez” dese de, siyasetçi 22 Ocak 2013’te yeniden AK Parti’ye katıldı. 19 yıl görev yaptıktan sonra Ekim 2022’de bir kez daha veda edip İYİ Parti’ye transfer oldu.

Protokol krizinde cephe genişledi: Yeniden Refah ‘Ankara’ya seslendi, ama destek İmamoğlu’ndan geldi