Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki Fethullahçı cunta yapılanmasının 15 Temmuz 2016’da düzenlediği darbe girişiminin üstünden tam sekiz yıl geçti. Bir zamanlar AK Parti hükümetine yakın görünen Gülen cemaati bu tarihten sonra resmen ‘dini bir oluşum izlenimi vererek kurulduğu günden itibaren ‘devletin kılcal damarlarına sızmaya çalışan örgüt’ olarak tanımlandı.
Aslında ilk uyanış şimdiki Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 2012’de Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı’yken üst düzey yöneticilerle birlikte ifadeye çağrılmasıyla başlamıştı. Onu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın halen ‘kumpas’ olarak andığı 17 – 25 Aralık soruşturmaları izledi.
Anadolu Ajansı (AA) dün abonelerine geçtiği haberin devamında artık FETÖ olarak anılacak olan örgütün harekete geçme motivasyonunu ve akabindeki gelişmeleri şöyle tanımlıyor:
“AK Parti’nin 1 Kasım 2015 genel seçimlerinde yüzde 49 oy oranıyla yeniden iktidara gelmesinin ardından hükümetin, Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarıyla FETÖ’cü askerleri tasfiye edeceğini bilen örgüt İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca aralarında generallerin de olduğu örgüt mensubu askerler hakkındaki gözaltı işlemleri üzerine harekete geçme kararı aldı.”
Gerisi herkesin malumu. Fethullah Gülen’in 19 Mart 2016’da haki renk cübbesiyle kameralar karşısına geçip sinyal vermesiyle başlayan plan cuntacı askerlerin başta tarihini 16 Temmuz olarak belirlediği darbe girişimi dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile Fidan’ın görüştüğü haberinin yayılmasıyla bir gün önceye alındı. Saat 20.30’u gösterdiğinde kışladan çıkan darbeciler kritik yol, kavşak ve kamu kurumlarını işgal etmeye başladı. TRT ekranlarında silah zoruyla darbe bildirisi okuttular, Meclis’i bombaladılar.
Süreç Erdoğan’ın CNN Türk yayınında Hande Fırat’ın telefonu aracılığıyla yaptığı “Meydanlara çıkın” çağrısıyla değişti. Halk gerçekten sokağa döküldü. Tankların önüne yattılar, cuntacıların ellerinden silahlı alarak darbeyi önlediler. 248 sivil hayatını kaybetti. İki bin 196 kişi yaralandı.
Darbe girişimi dün yıl dönümünde bir kez daha lanetlendi.
Erdoğan: 15 Temmuz için utanmadan ‘danışıklı dövüş’ diyenleri affetmeyeceğiz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sabah erken saatlerde İstanbul’da artık adı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olan Boğaziçi Köprüsü’nün Anadolu ayağındaki 15 Temmuz Şehitler Makamı’nı ziyaret etti. 15 Temmuz gecesi burada köprüyü kontrol etmek isteyen askerler, köprüyü açmaya çalışan sivil vatandaşların üzerine ateş açmış, çok sayıda insan burada ölmüştü.
Kalkışmada yaşamını yitirenler için Kuran-ı Kerim okudu. Ardından yaptığı konuşmada “Milletin darbecilere karşı destan yazdığı bu tarihte yine tek yürek olarak buradayız. Rabbim o gece göğüslerini kurşunlara siper ederek şehadet şerbeti içen tüm kardeşlerimizin mekanlarını cennet eylesin diyorum. Aynı kutlu gaye uğrunda mücadele ederken yaralanan gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Darbe girişiminin ilk anlarından itibaren bizim çağrımızı dahi beklemeden hainlere direnmek üzere sokaklara koşan herkese bugün bir kez daha teşekkür ediyorum” diyen Erdoğan şöyle devam etti:
“15 Temmuz gecesi milletin iradesinin adeta şaha kalktığı tam anlamıyla gerçek bir kahramanlık hikayesi yazılan yerlerin en başında hemen ileride bulunan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü geliyor Kalkışmanın başladığı yer olan köprüde darbeci alçaklar gece boyunca sabaha kadar kan dökmeye masumları katletmeye devam ettiler. Sadece köprü üzerinde ikisi polis olmak üzere toplam 34 vatan evladını şehit verdik.
Darbecilerin kalleş ve vahşi yüzünü burada işledikleri cinayetlerde hep beraber gördük. Hafızalarımıza kazınan o sahnelerin hiçbirini unutmuyoruz. Milletimizin çıplak elleriyle tanklara ve ölüm kusan silahlara karşı verdiği destansı mücadelesi de büyük bir iftiharla hatırlıyoruz. İnsan bir kere ölür, adam gibi ölür diyen öleceksek ülkemiz ve milletimiz için adam gibi ölelim diyerek darbecilere meydan okuyan milli irade kahramanlarını her daim şükranla anacağız. Adını tarihe ve milelimizsin kalbine altın harflerle yazdıran şehitlerimizin kahramanlıklarını dilden dile gönülden gönüle aktararak yaşatacağız. 15 Temmuz’a oyun, tiyatro diyenler, utanmadan danışıklı dövüş diyenleri de kıyamete kadar affetmeyeceğiz.”
Özgür Özel o geceyi anlattı: Vasiyetimizi ettik, Meclis’e gittik
CHP Genel Başkanı Özgür Özel de Sözcü yazarı Saygı Öztürk’e 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını anlattı.
Özel: “Külliye’nin üzerinde helikopter, uçak uçuyor, yerlerde ateş görüntüleri var. Değerlendirme sırasında ben ‘Bizim Meclis’e gitmemiz lazım’ dedim. Çünkü bu darbeler Meclis’i kapatır. Biz Meclis’i açık tutalım. Gidip Meclis’i sararlarsa bir daha da giremeyiz. Oradan da çağrı yapalım.’ Bu CHP Genel Merkezinde olmaz.
Genel Merkezden tam çıkarken ‘Biri Genel Merkezimizin tüm ışıklarını yaksın’ dedim. ‘CHP darbe başlayınca ışıkları kapadı kaçtı’ der birileri. Yönetici kalmıyor ama çalışanlar var. Onlara bir tane bile ışık kapanmamasını söyledim. Bu arada Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu her beş dakikada bir devamlı arıyorum. Kemal Bey uçakta ve ulaşılmıyor. Biz tam gitmeye uğraşırken Özel Kalemden aradılar, Kemal Bey’i Genelkurmay’dan birkaç kez aradılar. Olmadığını söyleyince arayan kişi ‘Kemalist subayların da bu darbe girişimini desteklediklerini’ söylemek istiyormuş. Biraz da küfürlü bir şekilde ‘Hadi gitsinler oradan, darbe yapıyorsa yapsın, biz karşıyız. Önünde sonunda herkes zarar görüyor bu işten’ dedim.
Biz bindik araçlarımıza TBMM’ye gidiyoruz. Bizim sarı Vosvos da Aykut Erdoğdu ile birlikteydi.
Yaklaşık 5 veya 7 dakikalık bir video çekti. O konuştu, ben konuştum. Aykut Bey duygusaldır. ‘Darbe girişimi var, uçaklar bomba atıyor, biz Meclis’e girmeye çalışıyoruz. Çoluğumuz çocuğumuz size emanet. Ailemizi yalnız bırakmayın, Barış’a destek olmalarını, onu yalnız bırakmamalarını istiyorum, onları Veli Ağbaba’ya emanet ediyorum. Aykut Erdoğdu da, ‘Biz bu darbenin karşısındayız ve Meclis’e doğru gidiyoruz’ dedi pozisyonumuz belli olsun diye.”
‘Bir demokrasi öpücüğünü hak ettiniz’
Öztürk: “Özgür Bey aracını park ederken Aykut Erdoğdu silahını çıkarmış, duvarı kendisine siper almıştı. Özgür Bey kapıları, aynaları kontrol etti. Kapıdaki askerler içeriye girmelerine engel olmadı. Meclis’e girdiklerinde TBMM Başkanı İsmail Kahraman kürsüdeydi. Kemal Bey’e küfür ve hakaret eden elemanını kolladığı için kapıyı kırıp bilgisayara el koyduğu için uzun süredir küslerdi. Kahraman Özgür Bey’i görünce ‘Özgür Bey hoş geldiniz. Bir demokrasi öpücüğünü hak ettiniz. Bir demokrasi öpücüğü vereyim’ deyip sarıldı, öptü. Darbe girişimi için birbirlerine geçmiş olsun dileğinde bulundular. Özer Başkanlık Divanını hep birlikte oluşturmayı önerdi.
Meclis Başkanının yanında katip üyeleri oturuyor ya oraya her partiden bir grup başkan vekili kondu. Başkan bir açılış konuşması yaptı. Kahraman ‘Meclis kapalıyken olağanüstü toplantı yapılır ya. Bu olağanüstünün olağanüstü bir toplantıdır, çağrılmadan kendimiz geldik, herkesi buraya çağırıyoruz’ dedi.”
‘Mermi sayım kadar indiririm’
Özel: “Bir tek Aykut Erdoğdu’da silah vardı. O silahını çekmiş, gelirlerse bir pozisyon ayarlamış kendine, ‘Mermi sayım kadar adam indiririm’ diyor. ‘Dur, Aykut yapma’ dedikçe, ‘Başka çare yok, onlar bizi vuracağına ben onları vururum’ diyor. Başka silahı olan var mı diye bakıldı. AKP’li bir arkadaşta da silah vardı. Yanımızda birkaç tane silahlı koruma vardı. Onlar bir pozisyon aldılar. Darbecilere asla teslim olmayacaktık.”
Bahçeli: Nitelikli seri operasyonlar başlamalı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de günün anlam ve önemi nedeniyle yayınladığı mesajda Fethullahçı terör örgütüne seri bir şekilde operasyon düzenlenmesi gerektiğini söyledi.
“FETÖ’nün devlet ve toplum hayatına son bir hamleyle nüfuz ederek, bununla birlikte uyuyan hücrelerini günbegün harekete geçirerek bir kumpas döngüsü yaratmak, iç barış ve huzur ortamını bozmak, güvensizlik aşılamak ve milli güvenliğimizde hasar oluşturmak amacıyla fırsat kolladığı, buna çanak tutanların daha görünür hale geldikleri anlaşılmaktadır” diyen Bahçeli şunları kaydetti:
“Türk Silahlı Kuvvetleri, ‘Mürekkep Damlası Stratejisi’yle PKK/YPG’ye karşı sürekli operasyon evresine nasıl geçmişse FETÖ’yü, FETÖ’nün iç ve dış uzantılarını yıldırıcı ve yok edici, bununla mündemiç proaktif nitelikli seri operasyonların bir an evvel icra ve ifa edilmesi beka düzeyinde mecburiyettir.”
İmamoğlu: Ders çıkartmadık
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise Saraçhane’deki 15 Temmuz Şehitler Panosu önünde düzenlenen programdaydı. 15 Temmuz gecesi İstanbul Belediye Sarayını ele geçirmek isteyen darbecilerle onları engellemeye çalışan sivil vatandaşlar arasında burada da sivil halkın üzerine ateş açılmış, çok sayıda insan öldürülmüştü.
“Bazı gerçekleri konuşmak ve bu gerçekler üzerinden ders çıkartmak asli sorumluluğumuzdur. Ne yazık ki bugün itibariyle 15 Temmuz’dan yeterince ders çıkartabildiğimizi düşünmemekteyim” ifadesini kullandıktan sonra şöyle konuştu:
“Ders çıkartmadık ve ülkemizi 15 Temmuz’a karşı koruyan koşulların oluşmasında etkili olanlar darbecilerin önünü açan bir kısım politikaları uygulayan insanların gereken özeleştiriyi yapmadıkları ve yaptıklarının sorumluluklarıyla ilgili milletimize yeterince hesap vermediklerini düşünmekteyim. 15 Temmuz bir anda ortaya çıkmadı onlarca yılın ürünüdür. Dolayısıyla o onlarca yıla geri dönerek bu koşullar nasıl oluştu, memleketimiz böyle utanç verici acı bir güne nasıl eriştiğini iyi anlamak mecburiyetindeyiz. Uzun yıllar bir virüs gibi yayıldığını hepimiz biliyoruz.”
İmamoğlu darbe girişimi sonrası yaşanan mağduriyetlerle ilgili ”Bu süreç buyunca en yüksek makamlardan destek gördüğünü övgü aldığını hepimiz gördük, yaşadık. Kulaklarını kapayanlar asıl suçları bir kenara bırakıp bunu açığa çıkaran insanlar insanlarla uğraştığını, zulüm çektirdiğini hapse atıldığını, hatta ve hatta hayatlarını kaybettiğini hepimiz biliyoruz. Bugün şehitlerimiz andığımız gibi o gün bu uyarıyı yapan insanların ve bu uyarıyı yaparken aynı zamanda zulüm çeken insanların hatta hayatını kaybeden insanların da anılması onlara minnet duyulması hatta onlara zulüm çektirirken buna göz yumanların özür dilemesi gerekmektedir” diye konuştu.
Beştepe’de özel gece
Gecenin son etkinliği ise Beştepe’deydi.
Törende, 15 Temmuz’da hayatını kaybedenlerin isimleri sayılırken katılanlar, her ismin adının okunmasının ardından ‘burada’ diye bağırdı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan da törene katıldı.
Erdoğan’ın programa katılımının ardından Azerin sahne aldı. Azerin, sahneden inmeden seslendirdiği son şarkısında ‘bozkurt’ işareti yaptı.
Azerin’in performansının ardından 15 Temmuz’da hayatını kaybedenler için saygı duruşu yapıldı, İstiklal Marşı söylendi.
Marşın okunmasının ardından Kuran okundu. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş dua etti.
Törende Cumhurbaşkanı Erdoğan, sert bir konuşma yaptı.
Erdoğan: İstiklal harbimizde olduğu gibi…
Konuşmasında darbeye direnen halka, kolluk kuvvetlerine ve Meclis’e gelerek demokrasiden yana taraf olan tüm milletvekillerine teşekkür eden Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
-Her toplumda kahramanlar gibi korkaklar da bulunur. Her millette vatanını canından çok sevenler gibi, ruhlarını 1 dolara satacak kadar ucuzlaşanlar da olabilir. 15 Temmuz’da ülkemiz içinde ve dışında sayıları çok sınırlı da olsa darbe girişiminin başarıya ulaşmasını isteyenler de vardı. Tanklara selam duranları, darbecilere alkış tutanları, sala okuyan din görevlilerimize saldıranları, FETÖ’cü hainlere destek verenleri bugün bir kez daha utançla hatırlıyoruz.
-Yurt dışındaki şarlatandan emir alarak pis ellerini vatanımıza uzatan FETÖ’cü alçaklar döktükleri kanla tarihimize kara leke olarak geçtiler. Modern dönem Haşhaşilerini ne biz affedeceğiz ne de 252 evladını kara toprağa veren milletimiz affedecektir. Ülkemize, milletimize ve hükümetimize kast eden bu ihanet şebekesi değil 8 yıl, 80 yıl sonra bile nefretle anılacaktır. Bugün altını çizerek tekrar sorguluyorum; zalime merhamet mazluma zulümdür.
-Sadece şu an bulunduğumuz bölgede 29 insanımızı şehit edenlere, henüz 15-16 yaşındaki evlatlarımızı acımasızca bizden koparanlara, devletin namusuna emanet ettiği silahları millete doğrultup, masumları katledenlere, Gölbaşı’nda, Emniyette, Genelkurmayda nice aslan parçasının kanını dökenlere merhamet edersek Allah korusun şehitlerimizin ruhunu muazzep ederiz, kahraman gazilerimize mahcup oluruz. Acımız da öfkemiz de tazedir. FETÖ ve vesayetle mücadele azmimiz diridir, güçlüdür, ayaktadır. Allah’ın izniyle bu kararlılığımızdan hiçbir surette taviz vermeyeceğiz. Milli irade ve demokrasi düşmanlarıyla mücadelemizi sürdürürken hukuk ve adaleti gözetecek, mağduriyetlerin önüne geçecek, masumlarla mücrimleri ayırmaya azami kararlılık göstereceğiz. Son darbeci yargıya hesap verene kadar bu süreci hassasiyetle yürüteceğiz.
-1960’dan beri ülkemizde yapılan darbelerin arkasında kimin eli varsa aynı üst akıl 15 Temmuz ihanetinde de tüm unsurlarıyla devredeydi. İşaret fişeği bizim ‘one minute’ çıkışımızdan hemen sonra atıldı. Şahsımız ve hükümetimizin Filistin davasına sağladığı güçlü destek siyonist lobi ve onların içimizdeki etki ajanlarını rahatsız etmişti. Önce 7 Şubat MİT krizi ardından Gezi olaylarıyla iktidarımızı alaşağı etmeye kalktılar. Akabinde 17-25 Aralık Emniyet, yargı darbe girişimiyle hükümetimize karşı hamle yaptılar. 15 Temmuz’da son kozlarını oynadılar. Bu sinsi planları yırtıp attık. Çanakkale, İstiklal Harbimizde olduğu gibi 15 Temmuz’da milletin istiklalini milletin azim ve kararlılığı kurtarmıştır.