Sinan Ateş davası başladı. Bu davada da Ayhan Bora Kaplan davasına benzer olaylar yaşanıyor. Kaplan davasında olduğu gibi bu davada da sanıklar savcı ve polisin ifadelerini çarpıttığını, MHP'nin olaya dahil edilmeye çalışıldığını söyledi.

Türkiye’nin merakla beklediği Sinan Ateş davası Ankara Sincan Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü’nde başladı. Sabah erken saatlerden itibaren siyasetçiler, gazeteciler, avukatlar ve Sinan Ateş’in yakınları ve arkadaşları duruşma salonuna gelmeye başladı.

Duruşmayı geleceklerini söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin yanı sıra CHP’li, İYİ Partili, DEVA ve Gelecek partili yöneticiler de izledi.
Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş duruşma salonunda Kemal Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel’le birlikte oturdu. Özgür Özel ilk verilen aranın ardından duruşma salonundan ayrıldı. Kemal Kılıçdaroğlu ve Müsavat Dervişoğlu ise saat 13.30’daki araya kadar salonda kaldı.
Saat 14.20’de duruşmaya tekrar başlandı. Ayşe Ateş aranın ardından duruşmayı CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan’la izledi.

MHP’yi iki avukat temsil etti

Duruşmadan önce salonun önünde yoğun bir kalabalık olacağı söyleniyordu. Ancak öyle bir kalabalık oluşmadı. Ziyaretçi kısmında oturan Sinan Ateş’in arkadaş ve yakınları o bölümün tamamını doldurmuştu. Gelenlerin büyük çoğunluğunu orta yaşlılar ve gençler oluşturdu. Ülkü Ocakları tarafından dövülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapan Suat Başaran ve Alişan Satılmış da mahkemeyi izleyenler arasındaydı.

Merakla beklenen bir diğer husus MHP’yi temsilen kimin geleceğiydi. Duruşmaya MHP’den hiçbir yönetici gelmedi, MHP’yi temsilen iki avukat geldi. Avukatlar MHP’nin davaya katılma talebini iletti. Mahkeme MHP’nin talebini reddetti. Bu karardan sonra MHP’li avukatlar duruşmayı basına ayrılan bölümde izledi.

Ayhan Bora Kaplan davasıyla Sinan Ateş dosyasının ortak özelliği

Davanın görüldüğü 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nin önemli bir özelliği vardı. Aynı mahkemede Ayhan Bora Kaplan suç örgütü de yargılanıyordu. Mahkeme başkanı salona hakim oldu ve duruşmayı akıcı biçimde yürüttü. Sanıkların konu dışına çıkmasına sert şekilde müdahale ederek izin vermedi.

Duruşmada ilk savunmayı Sinan Ateş’in katili Eray Özyağcı yaptı. Eray Özyağcı sorgusunu yapan savcıların iki MHP’linin adını vermesini istediklerini ileri sürdü. Eray Özyağcı dosyaya giren Ülkü Ocaklarına ait araçlar konusunda savcıların kendisini yönlendirmek istediğini ancak kabul etmediğini söyledi.

Eray Özyağcı’dan sonra savunma yapan Vedat Balkaya da polisleri suçladı. Kendisini döverek ifade aldıklarını söyledi. Ancak ilginç bir durum ortaya çıktı. Vedat Balkaya’nın Ankara Emniyeti’nde kendisini döverek ifade aldığını söylediği dönemin Ankara Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal’dı. Aykal daha sonra tutuklu sanık Tolgahan Demirbaş ile irtibatı nedeniyle dosyada tutuklu sanık olarak yargılanmaya başladı.

Doğukan Çep’in Şevket müdür yalanı

Savunma yapan sanıklar ifadelerinin emniyet ve savcılıkta zorla alındığını, çarpıtıldığını söyledi. Ayhan Bora Kaplan davasının ilk duruşmasını da yine aynı salonda izlemiştim.  Ayhan Bora Kaplan duruşmasında da sanıklar benzer ifadelerle emniyet ve savcılığı suçlamıştı.

Savunması merakla beklenen, tetikçileri ayarlayan Doğukan Çep de böyle bir ifade verdi. Polislerin kendisini dövdüğünü söyledi, Ayhan Bora Kaplan’a operasyon yapan emniyet müdürlerini kastederek “Yakalandığımda tutuklanan Şevket (Demircan) ve Kerem (Gökay) beni Beykoz Karakolu’nda darp etti” dedi. Oysa Ankara Organize Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan Ocak 2023’te Konya’da görevliydi. Engin Dinç’in Ankara Emniyet Müdürü olmasından sonra Ankara’ya gelmişti.

Tetikçi Eray Özyağcı’yı Ankara’ya götüren polis memuru Aşkın Mert Gelenbey de daha önce verdiği ifadeleri kabul etmediğini, emniyette işkence gördüğünü, ifadede söylemediği şeylerin yer aldığını söyledi. Savcılık ve emniyetteki verdiği ifadeleri kabul etmedi.

Sinan Ateş’in kendisinin kesinleşmiş davasını çözmek için para aldığını, çözemediği için de ayaklarından vurdurmak için Eray Özyağcı’yı Ankara’ya gönderdiğini söyleyen Doğukan Çep “Telefonlarımı açmadı, paramı vermediği için ayaklarından vurulmasını istedim. Öldürülmesi gibi bir amacım yoktu. Her şeyi ben planladım” dedi.

Doğukan Çep Ülkü Ocaklarıyla hiçbir bağı olmadığını, Ateş’le 2019 yılında Üsküdar Aziz Mahmud Hüdayi Camisi’nde sabah namazında şans eseri karşılaştıklarını söyledi. Ancak gerçek Doğukan Çep’in anlattığı gibi değildi. Orada Çekilen toplu fotoğrafta Sinan Ateş ve diğer ülkücülerle beraber Doğukan Çep de yer alıyordu.

Doğukan Çep’in Sinan Ateş’le şans eseri görüştüğünü söylediği yerde çekilen fotoğraf.

2013 yılında hakkında açılan davada kendisini savunan avukat da yine Sinan Ateş davasında birlikte yargılandığı eski Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Serdar Öktem’di. Sinan Ateş davasında yargılanan eski MHP il yöneticisi Ufuk Köktürk ile de cezaevinde başlayan yakın arkadaşlık ilişkileri vardı.

Mahkeme başkanı: Hikaye anlatma

Doğukan Çep kendisini savunurken bu tarz işlere karışan kişiler gibi bilindik bir savunma yaptı. Bugüne kadar sadece teröristleri vurduğunu söyledi. Doğukan Çep’in adı daha önce İstanbul Maltepe Gülsuyu’nda öldürülen Hasan Ferit Gedik cinayetiyle duyulmuştu. Doğukan Çep de savunmasına 2013 yılında Gülsüyu’nda yaşanan olaylarla başladı. “2013 yılında Gezi olayları sırasında DHKP-C ve MLKP’li teröristleri vurma olaylarım olmuştur. Bu olaylar sırasında Gülsuyu’nda ESP’nin derneğinde giriyoruz. Burada 10 kişiyi vuruyoruz. Gezi olaylarında kırmızılı kız olarak bilinen kişiyi ben burada götünden vurdum” dedi.

Mahkeme başkanı Doğukan Çep’in bu anlatımına “Hikaye anlatma, savunma yap” diye tepki gösterdi.

Savunması merakla beklenen bir diğer tutuklu sanık Tolgahan Demirbaş’tı. Tolgahan Demirbaş’ın telefonunda çıkan mesajlaşmalar dosyanın ilerlemesine ciddi katkılar sunmuştu. Tolgahan Demirbaş savcılık makamında verdiği ifadeyi tekrarladı ve bilirkişi raporunun doğru olmadığını söyledi. Ülkücü camianın bu olayla töhmet altında bırakılmaya çalışıldığını, bunu da FETÖ’cülerin yaptığını söyledi.

Olcay Kılavuz sorusuna izin verilmedi

Yakalanma olayıyla ilgili de konuşan Tolgahan Demirbaş telefonuna elkoyan kişinin Kerem Gökay olduğunu söyledi. Kerem Gökay daha sonra Ankara Organize Şube Müdürü olmuştu. Ayhan Bora Kaplan dosyasındaki gizli tanık Serdar Sertçelik’in yurtdışına kaçması olayıyla ilgili gözaltında alınan Gökay adli kontrol kararıyla serbest bırakılmıştı. Tolgahan Demirbaş savunmasında yine tutuklu sanık Mustafa Ensar Aykal’ın da kendisine Sinan Ateş’in konumunu vermediğini söyledi.

Tolgahan Demirbaş’a müşteki avukatları Olcay Kılavuz ile yaptığı görüşme kayıtlarını sordu. Mahkeme başkanı bu soruya müdahale ederek “Bu dosyada olmayan kişiler hakkında soru sormayın” dedi. Müşteki avukatları buna tepki gösterdi.

 

Yargılama bugün de devam edecek. Dünkü duruşmada yapılan ilk savunmaların daha detaylı haberi için alttaki linkte yer alan habere bakabilirsiniz.

Sinan Ateş davasında sanıklar cüretkar: ‘Bay Kemal’ler, tehditler havada uçuştu