Organize suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla yargılanan Ayna Bora Kaplan ve aralarında Kaplan’ın eşi ile yakınlarının da bulunduğu toplam 38 sanık hakkında “suçtan kaynaklanan mal varlığını aklama” suçlamasıyla açılan davaya devam edildi.
Ankara 77. Asliye Ceza Mahkemesi’nce Sincan Cezaevi yerleşkesindeki duruşma salonunda görülen davanın bugünkü ikinci celsesine tutuksuz yargılanan Bora Kaplan’ın eşi Nazlı Kaplan da katıldı.
Duruşma Dinar Cezaevi’nden SEGBİS’le bağlanan Savaş Akçay’ın savunmasıyla başladı. MASAK’ın sadece SGK kayıtlarına göre değerlendirme yaptığını belirterek “27 yıldır aralıksız çalıştım. Kesinlikle kara para aklamadım, her işim yasaldır” diyen Akçay şirketlerine MASAK raporu alınmadan, usülsüz şekilde el konduğunu öne sürdü.
Savaş Akçay “MASAK raporuna göre bir şirketimi Bora Kaplan’ın kardeşi Arzu Bulut’a devretmişim. Bu doğru değil. Burada olmamızın sebebi bu hata ve Arzu Bulut’un Bora Kaplan’ın kardeşi olmasıdır. FETÖ şirketlerine de elkondu, ama aile yardımı yapılmasına izin verildi. Bizde bırakın ticari hayatımızı, aile hayatımıza müdahale edildi. Ben hangi yıllar arasında suçlandığımı hala anlayamadım. 1999’da babamdan miras kalan arsaya dahi şerh kondu” diye konuştu.
Savunmalar sürerken duruşma salonuna gelen Bora Kaplan’ın eşi, tutuksuz sanık Nazlı Kaplan kimlik tespitinde “Evli, dört çocuklu, ortaokul mezunuyum. Aylık gelirim yok” dedi.
Gazeteci Müyesser Yıldız’ın aktardıklarına göre savunmasını yapan ikinci sanık Ayhan Bora Kaplan suç örgütü davasında tahliyesine karar verilen, ancak kara para davasından tutuklu Tansel Aktan oldu. Hakkındaki suçlamaları reddeden Tansel Aktan’ın eşi Samira Ağayeva Aktan’ın da davada tutuksuz olarak yargılandığı ortaya çıktı. Tansel Aktan şirketin eşinin üstüne olmasını, “Eşim Azerbaycanlı. Burada kimsesi yok. Ev benim üstüme. Kendisini güvende hissetmesi için şirketi onun üstüne yaptım, ama tüm iş ve işlemler bana aittir” açıklamasını yaptı.
Tansel Aktan’la birlikte 12 tutuklu sanığın savunmaları tamamlandı ve tutuksuz sanıkların savunmalarına geçildi.
“Sinan Ateş cinayeti sanığı tahsilatçı”
Tutuksuz sanıklardan Ali Cem Ersoy’un savunması sırasında dikkat çekici bir iddia gündeme geldi. Mekanını ortağı Burak Aydemir’le birlikte Tansel Aktan ve Nihal Akbaba’ya 6 milyona devretmede anlaşamayınca Bora Kaplan’ın arayıp “Nihal Akbaba aile dostumdur. 5 milyona helalleşin” deyince anlaştıklarını ancak devirden sonra 2 milyon alacağının ödenmediğini anlattı, “Hiçbir suç işlemedim, hatta bu dosyanın mağduru olmam gerekiyor” diye konuştu.
Bunun üzerine tutuklu sanık Tansel Aktan 2 milyonu içki firmalarından alacakları sponsorluk ücretiyle ödeme konusunda anlaştıklarını, ancak Ali Cem Ersoy’un bu parayı içki firmalarından aldığını öğrenince ödemediklerini söyleyip şu soruyu yöneltti:
“Bu para için Sinan Ateş cinayetinde yargılanan, dönemin Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal’ı tahsilatçı kılıp üzerimize gönderdi mi? Biz durumu Mustafa Ensar Aykal’a anlattıktan sonra neden hakkımızda Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmadı?”
Ali Cem Ersoy ise iddiayı reddedip Mustafa Ensar Aykal’ı tanımadığını, mekanın TMSF’ye devri, ardından gözaltına alınması nedeniyle de suç duyurusunda bulunmaya zamanının olmadığını belirtti.
Ali Cem Ersoy, Bora Kaplan’ın “Kefaletimi benden korktuğu için mi, beni güvenilir bulduğu için mi kabul etti? 5 milyona anlaşması için tehdit, baskım oldu mu?” şeklindeki sorularını da “Konumu güven verdi. Herhangi bir tehdit, baskı olmadı” diye cevapladı.
İddianameden ayrıntılar
İddianamede Bora Kaplan’ın Ankara’da faaliyet gösteren suç örgütünün lideri olduğu, örgütü sayesinde haksız ekonomik kazanç sağladığı öne sürülmüştü.
İddianamede “Etrafında bulunan şahıslar ile birlikte hareket ederek bu haksız kazancı yakın akrabaları, güvendiği örgüt elemanları üzerine şirketeler kurarak finansal sisteme soktuğu, genellikle eğlence sektörü başta olmak üzere, farkı alanlarda faaliyet gösteren şirketlerin elde ettikleri kazanca, örgüt tarafından işlenen öncül suçlardan elde ettikleri haksız kazancı eklemek suretiyle suç gelirini akladığı, suç gelirinin aklanmasında birden fazla yol izlediği, bu sayede hızlı bir şekilde zenginleştiği anlaşılmıştır” değerlendirmesine yer verilmişti.
Şüpheliler hakkında 24 yıl 6 ay hapis cezası istenen iddianamede, kara para aklanmasına ilişkin örgüt dosyasında yer alan iddialar dışında yeni bir tespite yer verilmemesi dikkat çekmişti.
İddianamede aklandığı öne sürülen paranın Bora Kaplan tarafından kurulan örgütün faaliyeti kapsamında yasadışı elde edildiği ileri sürülmüştü.
Mustafa Ensar Aykal kim?
Eski Ülkü Ocakları Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş 30 Aralık 2022 tarihinde Ankara’nın Çankaya ilçesindeki Çukurambar semtinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti.
Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Cezaevi Kampüsü’nde 2 Ekim’de görülen karar duruşmasında MHP’li avukat Serdar Öktem ve dönemin Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal hakkında “tasarlayarak kasten öldürmeye yardım,” Aykal hakkında ayrıca “kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek ve yaymak” suçundan açılan dava dosyası için telefon şifrelerini vermemeleri nedeniyle ABD’den gelecek yanıtın bir yıldan uzun süreceği gerekçesiyle ayrılması kararı verilmişti.
Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi dosyası ayrılan sanıklar hakkında duruşma günü vermişti.
Mahkeme tutuklu sanık Mustafa Ensar Aykal’ın atılı suçun niteliği, mevcut delil durumuna göre sanık yönünden kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların mevcudiyeti, atılı suç için kanunda öngörülen ceza miktarı gözetildiğinde kaçma şüphesinin bulunması nedeniyle tutukluluk halinin devamına karar vermişti.