Türkiye kadınları konuşuyor. Canice katledilen, sokağın ortasında tecavüz girişiminde bulunulan, şiddete uğrayan, tehdit edilen kadınları. ‘Türkiye’ konuşuyor dedik ya, gerçekten tüm Türkiye kadınları konuşuyor. Kimi ‘o çocukla neden görüşmüş’, kimisi de ‘böyle giyinmese daha iyi olurmuş’ diyor. Herkes konuşurken kadınlar ölmeye, tecavüze uğramaya ve taciz edilmeye devam ediyor.
Kadınların sokakta yürürken dahi nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığını Ümraniye’de yaşanan akıl almaz taciz olayıyla bir kez daha görüyoruz.
S.S. evli, ev hanımı, genç bir kadın. 1 Ekim sabahı zilinin çalmasıyla kapıya yöneldi. Kapıya gelen kişiye kim olduğunu sordu ve kapının diğer ucundaki erkek, bir zarf getirdiğini söyledi ve postacı görüntüsü çizdi. S.S. ise yanlış yere gelmiş olabileceğini düşündüğü için kapıyı açmadan zarfın kime geldiğini sordu. Yabancı uyruklu M.A. isimli şahıs, S.S.’nin eşinin adını söyleyince genç kadın bunun üzerine kapıyı açtı.
Kapı açıldıktan sonra şahıs bir yardım kuruluşundan geldiğini ve zarfın içerisinde para olduğunu söyledi. Bunun üzerine S.S. zarfı açtı, gerçekten de içerisinde 1000 lira vardı. M.A., bu zarfların devamının geleceğini ve bunun için prosedür gereği kadının iletişim bilgilerine ihtiyaçları olduğunu söyledi, kadın numarasını verdi ve içeri girdi.
Bir hafta boyunca takip etmiş
Kadın içeri girdikten yaklaşık 15 dakika sonra, kadına zarfı veren kişiden bir kısa mesaj geldi. Mesajda “Ben zarfı getiren kişiyim, kaydedebilirsiniz ” yazıyordu. Durumdan bu noktaya kadar şüphe duymayan S.S. numarayı kaydetti. Aradan biraz daha zaman geçti, kişi bu kez de whatsapptan kadına ulaştı ve “Türk müsün yabancı mısın” gibi sorular sormaya başladı.
Bu durumdan rahatsızlık duyan kadın tepki gösterdi ve “Sen kimsin, neden soruyorsun, seni kim gönderdi” diye sorgulamaya başladı. Bu noktadan sonra M.A, S.S.’ye eşini takip ettiğini ve işyerinden eşinin adını öğrendiğini söyledi. S.S. şikayetçi olacağını söyledi ve bunun üzerine M.A., genç kadını aradı.
Kadın karşısındakiyle ilgili bilgi almak adına sorular sormaya başladı. M.A. kadını ilk kez caddede yürürken gördüğünü, gördükten sonra bir hafta boyunca kadını takip ettiğini, nerelere gidip geldiğini söyledi ve kadının yaptıklarını tek tek anlatmaya başladı. Eşini de takip ettiğini ve ne zaman işe gidip gittiğini dahi bildiğini söyleyen kişi, kadının yattığı odaya kadar hepsini S.S.’ye anlattı.
Tacizcinin S.S.’ye dedikleri şu şekildeydi:
“Seni ilk çarşıda gördüm ve takip etmeye başladım. Benden sana zarar gelmez, zarar gelse çoktan gelirdi ama ben sana bir şey yapmadım. Şu an konuşmak istiyorum. Hatta senin yattığın yeri biliyorum.”
‘Şeytanla yarışır aklım’
Konuşmanın bir yerinde şahıs kadına, postacı gibi kapısına gelip tanışmasını ve numarasını öğrenmesini kastederek “Nasıl ama çok şeytanca değil mi? Şeytanla yarışır aklım” dedi. Giderek daha çok tedirgin olan genç kadın, nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu anlamak için soru sormaya devam etti ve “Evimin içini nereden biliyorsun” diye sordu.
Bu soruyu “Evin tadilat sürecinde orada çalışmıştım” diye yanıtlayan M.A., komşulardan biriyle kavga ettiğini dahi söyledi. Kavga ettiği komşunun dairesini de söyleyen kişiye kadın; evli ve çocukları olduğunu, kendisini bir daha rahatsız etmemesini, numarasını engelleyeceğini ve kapısına bir daha gelmemesi gerektiğini söyledi. Buna karşılık adam, kadını tehdit etti ve “Engellersen eğer yeni hatlar alır ararım, engellemeyeceksin sonra kötü olur” dedi.
S.S. durumu derhal eşine ve ailesine anlattı.
Tehditler savurdu
Aile ilk iş olarak adamın kavga ettiğini iddia ettiği komşularıyla görüştü. Komşulara şahsın whatsapp profili gösterildi, komşular M.A.’yı tanıdı. Yabancı uyruklu olduğunu bildikleri şahsı tanıyabileceklerini düşündükleri birkaç yere fotoğrafını gösterdiler. Tanıyan biri bulundu, M.A.’nın evine kadar gösterdi. Aynı günün akşamı şahsın evine giden S.S.’nin babası, “Utanmıyor musun evli barklı kadına bunu yapmaya” dedi ve bir daha kızını rahatsız etmemesini söyledi.
Bunun üzerine M.A., S.S.’nin babasına “Kızın birilerine yüz veriyor, başkalarıyla konuşuyor ben de bundan cesaret aldım. Benim arkamda mafya var, şikayetçi olursanız sizi mahvederim şeklinde tehditler savurdu.
Bunun üzerine aile şikayetçi olmaya karar verdi ve 7 Ekim akşamı 22.00 civarında şahsı şikayet etmek üzere karakola gittiler.
‘Kadının can güvenliği yok’
Şikayetten sonra geç saatlere kadar Ümraniye aile içi şiddetle büro amirliğinde olduklarını ve şüphelinin kimliğiyle adresinin tespit edildiğini söyleyen mağdur avukatı Sezayi Balkan, 10Haber’e durumla ilgili değerlendirmelerde bulundu ve “Kadının can güvenliği yok” dedi.
Balkan, “Bu saatten sonra bu kadının can güvenliğini sağlamak devletin görevi. Karşıda bir haftadır takipte bulunan, psikopatça davranan biri var. Umarım yetkililer gerekeni yapar. Sorumluluk onlarda artık. Yeni İkballer, Ayşenurlar, Özgecanlar olmasın” şeklinde konuştu.
M.A. dün akşam saatlerinde yakalandı.