Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayeti davasının karar duruşmasında işlediği suçlarla övünen tetikçi Eray Özyağcı’nın gündeme gelmeyen cinayetleri ortaya çıktı.

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş suikastının tetikçisi Eray Özyağcı’nın olaydan önce Bilal Mükanoğlu adlı birini öldürdüğü, en az iki silahlı baskına daha adının karıştığı belirtildi.

Halk TV yazarı İsmail Saymaz “Sinan Ateş’in tetikçisinin hiç bilinmeyen cinayeti” başlıklı yazısında suçlarıyla övünen Eray Özyağcı’nın Pendik’in Esenyalı Mahallesi’nde Pirana Kafe’de Bilal Mükanoğlu’nu öldürmesinde rol oynadığını anlattı.

Yazıda 1993 doğumlu Özyağcı’nın 13 yaşında ‘kapkaç’ suçundan beş yıl sübyan koğuşlarında yattığı, Sivas Açık Cezaevi’nden kaçarak Esenyalı’dan çocukluk arkadaşı Ömer Veysel Altun’la ‘yeraltında’ yaşamaya başladığı anlatıldı.

Yazının ilgili kısımları şöyle:

“Özyağcı ve Altun 8 Ekim günü Mustafa Akbulut’un kullandığı kiralık araçla yola çıktı. Üzerlerinde Glock marka tabancalar vardı. Pirana Kafe’nin önünden geçerek keşif yaptılar. Kapıda Onurcan Ercan bekliyordu. İçeride Adem ve Ömer Varol kardeşler ile Bilal Mükanoğlu ve Uğur Korkusuz sohbet ediyordu.

Özyağcı ve Altun başlarına şapka, yüzlerine toz maskesi takıp tabancalarını ellerine aldılar. Ercan’ı bacağından vurarak içeri girdiler. Masadakilerin kafalarını hedef alarak ateş ettiler. Ömer Varol yaşadıklarını ‘Öldüğümüzden emin olana kadar sıktılar’ diye anlattı.

Kanlı bir baskındı bu. Adem Varol kolundan, bacağından ve kafasından kurşun yedi. Sol kolu ve sol bacağı felç kaldı. Ömer Varol karnından yara aldı ve sakat kaldı. Onurcan Ercan’ın ayağında kalıcı engel meydana geldi. Bilal Mükanoğlu ise hayatını kaybetti. Mükanoğlu’nun bu kavgayla hiçbir ilgisi yoktu. Saldırganları tanımıyordu.

Babası İlhan Mükanoğlu iki tarafı suçlayarak şunları söyledi: ‘Olayın iki tarafı da uyuşturucu satar. Husumetin uyuşturucudan kaynaklanan alacak verecek meselesi olduğunu biliyorum.’ Bu arada Özyağcı ve Altun kafeden çıkıp kendilerini bekleyen Akbulut’un kullandığı aracına bindiler. Maltepe’de araçtan inip kayıplara karıştılar. İki buçuk yıl firar gezdiler. Yakalanmadılar.

Özyağcı tutuklandıktan sonra Sinan Ateş suikastinin yanı sıra Pirana Kafe baskınından da yargılandı. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesinde ‘Mağdurların baş ve üst beden bölgelerine ateş ettikleri’ ve ‘gayelerinin öldürmek olduğu’ vurgulandı.

Özyağcı için şu ifade kullanıldı: ‘Yeraltında başkalarının tetikçiliğini yapan kiralık katil olduğu, olaydan sonra Ankara’da gerçekleşen kamuoyunda bilinen bir başka cinayetin katil zanlısı olduğu…’ Kastedilen, Sinan Ateş suikastiydi.

Özyağcı 23 Kasım 2023’teki son duruşmada öldürme değil yaralama kastıyla ateş ettiğini ileri sürdü. İki sanığa Bilal Mükanoğlu’nu tasarlayarak kasten öldürmekten müebbet, Adem Varol’u kasten öldürmeye teşebbüsten 18 yıl, Ömer Varol’a karşı aynı suçu işlemekten 17 yıl, Onurcan Ercan’ı kasten yaralamaktan 8 yıl 3 ay, 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’a muhalefetten 1500 TL para cezası verildi.

Mustafa Akbulut’a Adem ve Ömer Varol’a karşı tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüse yardımdan ayrı ayrı 6 yıl 8 ay hapis cezası kesildi. Bu ceza Eray Özyağcı, Sinan Ateş suikastinden ötürü cezaevindeyken 4 Nisan 2024’te kesinleşti.”

Sinan Ateş cinayeti

Sinan Ateş 30 Aralık 2022’de Ankara Çukurambar’daki ofisinden çıkarken motosikletten açılan ateşle öldürülmüştü. Ateş’in yanındaki isim Selman Bozkurt ise yaralanmıştı.

Soruşturma kapsamında bugüne kadar aralarında tetikçi Eray Özyağcı, eylemi organize eden Doğukan Çep, eski Ülkü Ocakları yöneticileri Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve avukat Serdar Öktem ile üç polisin de aralarında bulunduğu 22 kişi tutuklanmıştı.

Cinayetten bir buçuk yıl sonra hazırlanan iddianamede Tolgahan Demirbaş’ın talebi üzerine Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amiri olarak görev yapan Mustafa Ensar Aykal’ın Ateş’in cep telefon numarasını olaydan sekiz ay önce sorguladığı görülmüştü.

145 sayfalık iddianamede failler Eray Özyağcı, Vedat Balkaya ve Suat Kurt’un ortak hareket ederek eylemi gerçekleştirdikleri, Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş’ın ise azmettirici oldukları öne sürülmüştü.

İddianameye Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in ifadesinden sadece üç cümle alınması, sanıkların MHP ve Ülkü Ocakları bağlantılarından bahsedilmemesi tepki çekti.

İddianamede sanık olarak yer alan Tolgahan Demirbaş’ın geçenlerde Devlet Bahçeli’nin danışmanlığı görevinden alınan dönemin MHP Milletvekili Olcay Kılavuz’un evinde yakalandığı iddiasının soruşturulmadığı görüldü.

Yine iddianamede eski Ülkü Ocakları yöneticilerinden Tolgahan Demirbaş ile Emre Yüksel’in cinayetten sonra kullandığı çakarlı aracın plakası dahi verilmedi, araçtan sadece “Audi marka” şeklinde bahsedildi. Ayşe Ateş’in iddianamede yer verilmeyen ifadesinde bu aracın plakasının 06 AT 5021 olduğu anlatılmıştı. “06 AT 5021” plakalı araç ise Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım tarafından kullanılıyordu.

Dosyanın ek klasörlerinde yer alan bilirkişi raporunda Sinan Ateş’in öldürülmeden önceki yazışmalarında adım adım takip edildiğine dair çevresine haber verdiği tespit edildi. Ateş’in öldürülmeden önce arkadaşı Yeliz Özkan ile konuşmalarında adım adım takip edildiğine, kendisiyle fotoğraf çekilenlerin tek tek arandığına, görüştüğü bürokratlara ulaşıldığına dair mesajları olduğu görüldü.

Kimler hakkında hangi kararlar verildi?

Beraat: Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç.

Tahliye: Serdar Öktem, Caner Güney.

‘Tasarlayarak kasten öldürme’ suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis: Tetikçi Eray Özyağcı, onu taşıyan motokurye Vedat Balkaya, ‘azmettiriciler’ Tolgahan Demirbaş ve Doğukan Çep.

‘Kasten öldürmeye teşebbüs’ suçlamasıyla ayrıca 13 yıl: Eray Özyağcı, Vedat Balkaya, Suat Kurt.

Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın özel kalem müdürü ve yardımcısı Emre Yüksel, tetikçiyi Ankara’ya getiren özel harekat polisleri Aşkın Mert Gelenbey 15, Muratcan Çolak ise 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Sinan Ateş davasında savcılık harekete geçti: İki tahliyeye itiraz