Gezi davasında verilen ceza üzerine üç yıldır Marmara Kapalı Cezaevi'nde hapsedilen Tayfun Kahraman'ın eşi Meriç Kahraman dört buçuk yaşındaki kızının "Korkuyorum anne, ya beni de tutarlarsa, beni de tutarlar mı orada" dediğini anlattı.

Gezi direnişinin ardından açılan davada 18 yıl hapis cezası verilen ve üç yıldır tutuklu olan şehir plancısı Tayfun Kahraman’ın eşi Meriç Demir Kahraman sosyal medya hesabı üzerinden isyan etti.

Eşi üç yıldır Marmara Kapalı Cezaevi’nde hapiste olan Meriç Kahraman dört buçuk yaşındaki çocuğu Vera Kahraman’ın yaşadıklarını anlattı.

Çocuğuyla gittiği cezaevinde eşi Tayfun Kahraman’la görüşen Meriç Kahraman “Kızım ‘korkuyorum anne, ya beni de tutarlarsa, beni de tutarlar mı orada'” dediğini belirtti.

Meriç Kahraman paylaşımında Tayfun Kahraman’ın Gezi davasında çıkan hapis kararının ardından kızı Vera’ya veda ettiği anın fotoğrafına da yer verdi.

Meriç Kahraman’ın açıklaması şöyle:

Bir anne olarak canım acıyor.

Vera biraz önce “ben babamı tutanlarla konuşmak istiyorum, onlara anlatacağım her şeyi” dedi.

Sonra da “Ama korkuyorum anne, ya beni de tutarlarsa, beni de tutarlar mı orada?” diye sordu.

Benim kızım 4,5 yaşında. Onu nefreti ve kötülük yapmayı bilmeyen, iyi bir insan olarak yetiştirmek dışında çabamız olmadı. Gözümden sakındığım kızım bana 4,5 yaşında “içeri atılmaktan” korktuğunu söylüyor.

Aşağıdaki fotoğraf 26 ay önce çekildi. 26 ay önce Vera 2 yaşındaydı. Konuşmaya başladığından beri bizim de anlam veremediğimiz bir duruma çocuk aklıyla anlam vermeye çalışıyor. Suçsuz yere içeride ‘tutulan’ bir babanın kızı olarak, babamı istiyorum derse başına bir iş geleceğini seziyor.

Akıl, vicdan ve ahlak sahibi herkese sesleniyorum: Allah aşkına susmayın!

En büyük korkusu oyuncağının kaybolması olması gereken biricik Vera’m kendisine yaşatılan bu korkuyu hak etmiyor, hiçbir çocuk hak etmez! Bu zulmün sürmesine seyirci kalacak kadar mı taşlaştı kalpler?

Tayfun Kahraman Gezi olaylarında arabuluculuk yapan, olayları yatıştırmak için iktidarla uzlaşı zemini kurmak için çabalayan, hem Sayın Bülent Arınç, hem de Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile görüşen, şiddeti tamamen reddeden, hukuk çizgisinden şaşmayan şerefli, namuslu ve dürüst bir devlet insanıdır. Buna o dönemin tüm aktörleri tanıktır.

Eşim Tayfun Kahraman suçsuzdur. Dava dosyasında aleyhine tek bir delillendirilmiş suç olmadan, hukuki gerekçesi yazılmış somut tek bir suçu olmadan hapis tutuluyor.

Tayfun’un eşi olarak değil Vera Kahraman’ın annesi olarak söylüyorum: Ben kızımın 4,5 yaşında hapse girer miyim korkusuyla büyümesini kabullenmiyorum! Bunun normal kabul edilmesini de kabullenmiyorum!

Tayfun Kahraman’ı eşi isyan etti: Ailece ancak bugün bayramlaşabildik bu zulüm niye?

İmamoğlu’ndan Tayfun Kahraman mesajı: Bu hukuksuzlukta bahsetmeden geçemem

Gezi davası

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 15 Temmuz darbe girişimi ile Gezi Parkı olaylarına ilişkin davayı 25 Nisan’daki duruşmada karara bağlamıştı.

İş insanı Osman Kavala’ya,TCK’nin 312/1 maddesi gereğince “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmiş, toplam ceza süresi ve infaz koşulları dikkate alınarak sanığın bu suçtan hükümle beraber tutuklanmasına hükmedilmişti.

“Siyasal ve askeri casusluk” suçundan beraat eden Kavala’nın bu suçtan tahliyesi kararlaştırılmıştı.

Tutuksuz sanıklar Ayşe Mücella Yapıcı, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Ali Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi, Çiğdem Mater Utku ve Mine Özerden’e TCK’nin 312/1 maddesi gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası veren mahkeme, sanıkların eylemlerinin “yardım” kapsamında kaldığına kanaat getirerek, 18’er yıl hapisle cezalandırılmasına hükmetmişti.

Mahkeme heyeti bu yedi sanığa verilen ceza miktarı ve üzerlerine atılı suçun niteliğini dikkate alıp adli kontrol tedbirlerinin bu aşamada yetersiz kalacağına kanaat getirerek sanıkların tutuklanmasına karar vermişti.