Hakkari’nin Şemdinli ilçesine bağlı Oğlaklı köyünde yaşayan 11 yaşındaki Esra Yücel, 2016 yılında çöp atmak için dışarı çıktığında Veysi, Zahir ve Nihat Yılmaz adlı kuzenler tarafından tecacüze uğradı.
Tecavüzü kamerayla görüntüleyen failler, Esra Yücel’i olayı kimseye anlatmaması için ölümle ve görüntüleri yaymakla tehdit etti.
Esra Yücel, sanıklar tarafından köydeki uçurumdan atıldı, bir gün sonra köylüler tarafından bulunarak hastaneye kaldırıldı.
Kaldırıldığı hastanede alınan ilk ifadesinde olayı anlatan çocuk, yaklaşık bir ay sonra verdiği savcılık ifadesinde sanıkların isimlerini de beyan etti.
Gazete Duvar’dan Evrim Deniz’in haberinden öğrendiğimize göre ailenin adalet mücadelesi yedi yıldır sürüyor.
Üç kuzeni sadece sekiz ay tutuklu kaldı. Tahliye edilmelerinin nedeni, gelen adli tıp raporuydu. Raporda, Esra Yücel’in tecavüze uğradığı doğrulanıyorken kimliklkeri belirlenemiyordu.
Fakat Yücel Ailesi’nin avukatı Nükeyf Onursal, “Cocuğun beyanı ve HTS kayıtları ile birlikte bu rapora dayanılarak tutukluluğun devamına karar verilmesinin önünde hiçbir engel yok” diyor.
Esra Yücel, sanıkların tahliyesinin ardından intihar ediyor. Adalet mücadelesi ailesine kalıyor.
Olaydaki en kritik yer ise Yücel Ailesi’nin yıllardır köy ahalisinden gördüğü baskı. Kuzenlerin ailesi ve köy ahalisi, olayın üstünü kapatmak için defalarca Yücel Ailesi’yle görüşüyor.
Bu süreçte, Esra’nın annesi, faillerle sürekli karşılaşıyor, karşılaşmalarının birinde, sinir krizi geçirdikten sonra fenalaşıyor. Kaldırıldığı Van’daki bir hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamıyor. Ölüm nedeni olarak beyin kanaması gösteriliyor.
Köy ahalisi, toplanıp aldığı kararla olayın kapanması için aileyi ‘köyden göndermekle’ tehdit ediyor. Baba, şikayetini geri çekerken Kürtçe, “Kızımı ve karımı kaybettim. Ailemden başkasına zarar gelmesine göz yumamam. 7 yıldır geliyorum, umudum tükendi” diyor.
Babanın ailesini korumak için şikayetini çekmesi, köyde gördüğü baskıyla alakalı. 10Haber, Esra’nın abisinin mahkemeye sunduğu dilekçeye ulaştı. Abi, “Adalet bekliyoruz” diyerek yaşadıkları tüm süreci anlatıyor.
O dilekçede, babasının davadan vazgeçmesini şu cümlelerle anlatıyor:
“Babamın şikayetinden vazgeçmesi, sanıkların hepsi tarafından ‘Sizi köyden göndereceğiz’, ‘Oğlunu öldüreceğiz’ diye insanları evimize göndererek hayatımızı yaşanmayacak hale sokması.Yoksa babam asla kendi kızı ve annemin ölümüne sebep olanlardan ‘Şikayet değilim’ demez…”
Avukatının iddialarına göre bu dilekçe mahkemeye ulaştıktan sonra köye de ulaştı. İddiaya göre ardından köydeki insanlar, Esra’nın babasına, hayvanlarını başka yerde otlatmalarını söyledi.
Yücel Ailesi ve avukat Nükeyf Onursal, olayın üstünü kapatanların köy ahalisi olduğunu, başında da Tekeli Köyü muhtarının bulunduğunu söylüyorlar.
10Haber’in ulaştığı Tekeli Köyü muhtarı Abdullah Şavli ise olayla alakalı iddiaları reddediyor ama bazı ayrıntıları anlatıyor.
Şavli, olaydan sonra ilçe jandarması tarafından Yücel Ailesi’nin evine gönderildiğini, gerekçesinin ise faillerin bulunması olduğunu belirtiyor. Esra Yücel ile birebir görüşen Şavli, ilk görüşmesinde faillerin isminin geçmediğini ikinci görüşmesinde isim verdiğini aktarıyor.
10 yıldır köyün muhtarı olan Şavli, ‘köy ahalisi’ olarak adlandırılan ve baskı yapan bir toplamın olmadığını anlatırken “Burası Türkiye Cumhuriyeti. Burada kimse kimseye baskı yapamaz” diyor.
‘Köy meclisini’ reddeden Şavli, konuşmamızın devamında “Bazı konularda toplanıyor olabilir ama bu konuda toplandığını duymadım” diyor. Bu bazı konuları ise şöyle açıklıyor:
Mesela bir kız alıp verme işi olur, ahali toplanır, konuşur, karar verir. Bu kadar. Bazı meselelerde oluyor bu.
Muhtar Şavli reddetse de Tekeli Köyü’nde adalet arayan aileye karşı baskı olduğu anlaşılıyor. Aile ve avukatlar, davanın istinaf aşamasından sonraki 9’uncu celsesinin görüleceği 17 Temmuz Pazartesi günü Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi’ne destek olunması için bekliyor.