Türkiye’de 2013 yılından beri elektronik izleme sistemi var. Sistem özetle ev hapsini ve belirlenen alanın terk edilmesini denetlemek, alkol kullanımı izlemek, uzaklaştırma kararlarını uygulamak için kullanılıyor. Ancak sistem ve sistemin başındaki Adalet Bakanlığı’na bağlı Elektronik İzleme Merkezi son günlerde tartışmaların odağında. Sistem önce devlet içinde krize sebep olan bir suç örgütü davasında, bugün de bir kadın cinayeti davasında çalışmadı.
Türkiye Serdar Sertçelik ismini krize dönüşen Ayhan Bora Kaplan operasyonuyla öğrendi. Suç örgütünün iki numarası Sertçelik, Kaplan yakalandığında KKTC’deydi. Polisle iletişime geçip gizli tanık olarak ifade verdi. Müebbet hapis istemiyle yargılanan Sertçelik ifadesinin ardından ev hapsi şartıyla serbest bırakıldı. Ayağında elektronik kelepçe olan Sertçelik tam dokuz kez evi terk etti. Hatta birinde sosyal medya fenomeni Ece Ronay’la sabaha karşı gittiği çorbacıda vuruldu. Ev hapsini ihlal eden Sertçelik’in tutuklanması gerekiyordu ama tutuklanmak bir yana ifadesi bile evde alındı. Defalarca ev hapsini ihlal eden Serdar Sertçelik sonunda iki ayağı alçıda ve elektronik kelepçe takılıyken yurtdışına kaçtı.
Bunu okuyan hemen herkesin aklına “Elektronik kelepçeyi kim denetliyor?” sorusunun geldiğini tahmin ediyoruz. Cevabı “Adalet Bakanlığı Elektronik Kelepçe İzleme Merkezi.”
Peki kurum neden Sertçelik’in ev hapsini ihlal ettiğini bildirmedi? Bu sorunun yanıtıyla ilgili iddialar muhtelif, ancak çıkarıldığı an alarm vermesi gereken elektronik kelepçe Sertçelik’in firar ettiği gün sekiz saat sonra işlevini yerine getirdi. Bunun için emniyet ya da yargıdaki bir gruptan haber almış olabileceği konuşuluyor. Zaten bunun dışındaki seçenek sistemin çalışmıyor olması.
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinde Elektronik İzleme’yle ilgili bölümde sistemin en son teknolojik altyapı kullanılarak oluşturulduğu, aynı anda beş bin kişiyi yedi gün 24 saat izleyecek kapasiteye sahip olduğu yazılı.
İhlali izleyip bildirecek merkez için ise “Merkezin giriş ve çıkışları elektronik sistemlerle kontrol edilmekte, çalışan personelin yükümlülerle yaptıkları görüşmeler ve diğer tüm işlemler kayıt altına alınmaktadır. Sistemin veri güvenliği ise UYAP bilişim sisteminin denetimi altındadır” deniyor.
Elektronik kelepçeyi kırıp Bahar’ı öldürdü
Adalet Bakanlığı bünyesindeki bu birim ve sistem tartışılırken Adana’daki bir davada sistemin herhangi bir adli olayda da çalışmadığı ortaya çıktı.
Adana’nın Yüreğir ilçesinde hakkında uzaklaştırma kararı olan ve ayağındaki elektronik kelepçeyi kırarak eski sevgilisi Bahar Torun’un evine gidip oğlunun yanında onu silahla öldüren tutuklu sanık Burak Acar ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edildi. Mahkeme sanığın cezasında ‘olumsuz’ kişiliği nedeniyle indirim yapmadı.
Burak Acar bir süre arkadaşlık yaptığı ve kendisinden ayrılan güvenlik görevlisi iki çocuk annesi Bahar Torun’a barışma teklifi yapmıştı. Torun bu teklifi kabul etmeyince Torun’u bacağından silahla vurup yaraladı. Hastanede tedavi gören Torun’un izini kaybettirmek için işten ayrılıp temizlik şirketinde çalışmaya başladığını öğrendi. Acar ise Torun’u yine bulup barışma teklifini tekrarladı.
Torun yine olumsuz yanıt verince Acar genç kadını tehdit etmeye başladı. Elektronik kelepçe takılan Acar uzaklaştırma kararına uymayarak 13 Ekim 2022’de Bahar Torun’un evine gitti. Torun olumsuz yanıt verince sokak ortasında tartışma çıktı. Acar tabancayla Torun’a 11 yaşındaki oğlunun gözü önünde ateş açtı. Torun omzuna ve sırtına isabet eden kurşunlarla ağır yaralandı, kurtarılamadı. Burak Acar Adana’da metruk bir evde yakalanıp tutuklandı.
Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakkında ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ayrıca ‘kamu malına zarar verme (elektronik kelepçe)’ suçundan 4 yıl ve ‘ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma’ suçundan 3 yıl hapis cezası istemiyle dava açılan Burak Acar ile ilgili dava karara bağlandı. Acar karar duruşmasındaki savunmasında Bahar Torun ile evlenmek için tanışıp arkadaşlık yaptığını söyledi. Daha sonra anlaşmazlıklar yaşadıklarını belirten Acar cinayet anını şöyle anlattı:
“Bahar’ın bana yönelik yanlış davranışları oldu. Kendisinden kurtulmak istememe rağmen peşimi bırakmadı. Ne yapsam kurtulamadım. Paramdan, ailemden, işimden, her türlü imkanlarımdan beni mahrum bırakmıştır. En sonunda kurtulmak için kendimi öldürmek istedim. Hatta buna dair mektup bile yazdım. Bunu da savcılığa vermiştim. Temin ettiğim silahla kendimi öldürmek istedim. Resmi makamlara çok sayıda dilekçe verdim. En sonunda bana ait sahte hesaplar açtığını, bana ait görüntüleri yayınladığını öğrenmem üzerine bunları da mektubumda belirtir şekilde yazıp taksiyle gidip Bahar’ın olduğu yerde kendimi öldürmek istedim. Taksiden inmeden Bahar’ı sokakta gördüm. Kendisine kendimi öldüreceğimi söyledim. Silahı başıma dayadım. Bunun üzerine ‘Sık lan şerefsiz, adam mısın sen’ demesi üzerine bir anda rastgele ona doğru ateş ettim. Ateş ederken elini bana engel olacak şekilde tutup biraz da eğildiğinden merminin biri boynuna isabet etti. Ateş ettikten sonra kaçtım. Kelepçe cinayet anında da ayağımdaydı. Kırmak gibi bir durum söz konusu değildir.”
Öldürülen Bahar Torun’un annesi Mukaddes Torun sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. Acılı anne Torun olayı görmediğini söyledi, “Sanık kızımı yaklaşık bir yıl önce istemişti. Çocuklu olduğu için vermemiştik. Sürekli kızımın peşindeydi. Tehdit ediyor, telefonla tacizde bulunuyordu, kızımı ve bizi rahatsız ediyordu, ‘Yüzüne kezzap dökeceğim’ diyerek tehdit ediyordu” dedi.
Elektronik kelepçeyi kırmaya bir yıl ceza
Mahkeme heyeti Burak Acar’a ‘kadına karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Heyet sanığın cezasında ‘olumsuz’ kişiliği nedeniyle indirim yapmadı. Sanık Acar’a ayrıca ‘ruhsatsız silah bulundurmaktan’ bir yıl 6 ay, ‘kamu malına zarar vermek (elektronik kelepçeyi kırma)’ suçundan da bir yıl hapis cezası vererek tutukluluğunun devamı kararlaştırıldı.