Türkiye iki gündür perşembe gecesi İstanbul’da yaşanan bir cinayeti konuşuyor. Bu cinayetin bu kadar konuşulmasının sebebi, cinayeti işleyenin bir polis memuru olması, cinayetin onun beylik silahıyla işlemesi ve cinayet gerekçesinin de bir trafik tartışması olması.
Perşembe gecesi, 86 yaşındaki mimar Turgut Toydemir kendi aracıyla Fatih Sultan Mehmet Köprüsü üzerinden İstanbul’un Avrupa yakasından Anadolu yakasına geçti. Sonra da Kavacık çıkışından ayrılıp buradan Anadolu Hisarına doğru inen yola girdi.
O sırada arkasında bir araçla yol boyu atışmışlardı. Arkadaki araç onun önünü kesmek, onu durdurmak istedi, Toydemir yoluna devam etti. Bundan sonra arkadaki aracın sürücüsü belinden silahını çıkarttı ve seyir halindeki Toydemir’in aracına ateş etmeye başladı.
Kurşunlardan biri Toydemir’e isabet etti, o aracın kontrolunu kaybetti ve yandaki refüje çarparak durdu.
Bir süre sonra olay yerine ambulans geldi, Toydemir’i hastaneye götürdü ama hastanede yapılan müdahalelere rağmen 86 yaşındaki mimar hayatını kaybetti.
Ona ateş açıp öldüren kişi kaçmadı, olay yerinde bekledi, polisler geldiğinde de teslim oldu. İşte o zaman ortaya çıktı ki saldırgan öyle belinde ruhsatsız silahla dolaşan herhangi bir kişi değil, bir polis memuru. Cinayette kullandığı silah da devletin ona verdiği beylik tabancası.
Normal şartlarda polislerin görevde dahi olsalar, suçlu dahi kovalasalar ateşli silah kullanmaları son derece sıkı kurallara bağlı. Ayrıca polisler eğitimleri sırasında öfke kontrolu da öğrenmek durumundalar. Polis kanun uygulama kuvveti olduğu için, kovaladığı kişinin yüzde 100 suçlu olduğunu düşünse bile görevi onu yargının önüne çıkarmak, kendisi hüküm verip sonra da bu hükmü infaz edemez. Tam bu sebeple polislere öfke kontrol eğitimi de veriliyor.
Ama bu olayda cinayeti işleyen S.Ç. adlı polis memuru, trafikte yaşadığı sıradan bir tartışmada kapıldığı öfkesine yenilmiş, belindeki tabancayı kullanmakta tereddüt etmemişti.
Olay yerinden ayrılmayıp polise teslim olması, onun pişmanlık yaşadığı izlenimi veriyordu. Ama bu izlenim doğru çıkmadı. Polis memuru S.Ç. olay sonrası önce polis merkezinde, ardından savcılıkta ve son olarak tutuklanmak üzere çıktığı mahkemede ifade verdi.
Bu ifadelerden polis memurunun savcılıkta verdiği basına sızdı. S.Ç. ifadesinde, “maktulün köprü ve sonrasında ilerleyen trafikte ambulansa yol vermemesi, aracıyla makas atması ve durmaması üzerine ateş ettiğini” söylediği öğrenildi.
